Bu yıl 10-16 Temmuz'da beşincisi gerçekleştirilen Okuldan Haber Odasına (OHO) programına katılan gazeteci adayları ilk günü tamamladı.
İlk günde, IPS İletişim Vakfı Başkanı ve bianet Proje Danışmanı Nadire Mater, Radikal gazetesi yazarı Yıldırım Türker, İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Sevda Alankuş, BBC Haber Prodüktörü Zeynep Erdim, iPad gazetesi zete editörü Ceyda Ulukaya, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi'nden Doç. Dr. İncilay Cangöz konuştu.
Günün ikinci yarısında söz alan Erdim ve Ulukaya muhabirliğin öneminden ve yeni medyanın açtığı olanaklardan söz ederken Cangöz ile katılımcılar, "hak" kavramının medya ile ilişkisi üzerine tartıştı.
"Muhabirlik gazeteciliğin temelidir"
BBC'den Erdim, "Gazeteciliğe Başlarken" başlıklı konuşmasına "Bir yerden başlamak için önce duruşunuza yakın, okuduğunuz bildiğiniz gazetelere gidin" diyerek başladı.
Erdim, gazeteci adaylarına kişisel eğilimleri ve habercilik alanında ilgilendikleri başlıklar konusunda üniversite yılları boyunca kendilerini geliştirmelerini tavsiye etti.
Erken yaşta tecrübe edinmenin, medya kuruluşlarının mülakatlarına net cevaplarla ve yaratıcı fikirlerle gitmenin işe alınma konusunda avantaj yaratacağını belirten Erdim, Türkiye'de muhabirliğin sektöre girilen ilk beş yıl yapılacak bir basamak iş olarak görüldüğünün ama aslında gazeteciliğin temeli olduğunun altını çizdi.
"Geleneksel medya dönüşüyor"
Ulukaya, geleneksel yazılı basında çalışma koşullarının ağırlığını vurguladı. "zete'de çalışmaya başlayana kadar yazılı basında çalışma inadım vardı" diyen Ulukaya, teknolojinin gelişimiyle yeni gazetecilik biçimlerinin ortaya çıktığını belirtti.
Geleneksel medya dönüşürken, teknoloji devrimiyle bambaşka mecralar açıldığından ve bu değişime ayak uydurmanın öneminden söz eden Ulukaya, ana akım gazeteciliğe alternatifler yaratmak için yeni kanalları zorlamanın önemine vurgu yaptı.
"Medya nefret söylemini tetiklememeli"
Cangöz de yürütücülüğünü yaptığı "Haktan ne anlıyorsunuz?" başlıklı atölyeyi gazeteci adaylarından "hak" deyince akıllarında oluşan çağrışımları resmetmelerini isteyerek başlattı.
Katılımcıların çizimlerini ve fikirlerini paylaşmasıyla devam eden atölyede yürütülen tartışmalar, haklarla medyanın nasıl bir ilişki içinde olması gerektiği sorusunun önemini bir kez daha gösterdi.
"Karşıtlıklar yaratmayan, eşitlikçi bir dil kuran, 'öteki'ye karşı sorumlu hisseden ve nefret söylemini tetiklemeyen bir medya olmalı" diyen Cangöz, medyanın bir haberdar etme aracı olarak hak ihlallerini görünür kılmayı görev edinmesi gerektiğini vurguladı. (EİA/AS)