Türkiye'nin yabancı sermaye çekmek için resmi bir İnternet sitesi var: invest.gov.tr. TC Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'nın adresinde, yatırımcılara neden başka bir ülkeyi değil de Türkiye'yi tercih etmeleri gerektiği anlatılıyor.
Elbette bu "ülke pazarlama"nın en cazip bölümü, yatırımın maliyetleri ve işgücü maliyetleri.
Sayfalarda Türkiye'deki işçi sınıfı nasıl anlatılıyor, birkaç cümleye bakalım.
En çok asgari ücretli burada: "Türkiye'de iş çevresinin en önemli yönlerinden biri, işgücünün yüzde 36,5'inin asgari ücretle çalışmasıdır. Bu oran Avrupa Birliği'nin en yüksek oranıdır."
25 milyon işçi: "Türkiye'nin 70 milyonluk nüfusunun 24,7 milyonu etkin iş gücünde; Avrupa'nın 27 ülkesinin dördüncü en büyük iş gücü."
İşgücü maliyeti çok rekabetçi: "İşgücünün çok çeşitli sektörlere dağılmış olması, yatırımcılara bir fırsatlar zenginliği sunuyor. Türkiye'deki işgücü maliyetleri çok rekabetçidir, maaşlar diğer ülkelerdekinden düşüktür."
Kendini işine adayan işgücü: "Türkiye işgücü piyasası, vasıflar, beceriler, kendini adama ve motivasyon nedeniyle dünyanın en iyilerinden biridir."
Yıllık çalışma saati: "Ortalama 28,3 yaşla, Türkiye'nin işgücü genç ve dinamiktir." (Bu cümlenin üstünde yıllık ortalama çalışma saatleri karşılaştırması var. Rusya'nınki 1.730, İspanya'nınki 1.832, Türkiye'ninki 2.129 saat.)
Yatırımcı dostu işçiler
"En çok sorulan 10 soru" listesinin altıncı sırasında "Türkiye'de çalışabilecek vasıflı insanlar bulabilecek miyim?" var.
Yanıt şu:
"Kendini adamış işçileri, esnek çalışma saatleri ve düşük devamsızlık oranıyla Türkiye kayda değer verimlilik düzeylerine ulaşmıştır.
"İş ve sosyal güvenlik yasaları yatırımcı dostu bir iş çevresinin oluşmasına katkıda bulunur. Türkiye'yle ikili sosyal güvenlik anlaşması olan ülkelerden gelen yabancılar, kendi ülkelerinin sosyal güvenlik sistemleri içinde kalabilir."
Meali: Bu iş yasası ve sosyal güvenlik sistemiyle, uysal işçilerimizi dilediğiniz gibi sömürün; dışarıdan kendi yöneticileriniz gelirse kaygılanmasınlar, kendi sosyal güvenlik sistemlerini kullansınlar.
Gelin, alacak bir şeyler bulursunuz
Sayfaların "ekonomik genel görünüm" bölümünde büyük harflerle şu yazıyor. "Biliyor muydunuz? Son beş yılda Türkiye'de 25 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı."
Kredi kartları
Bir de "Demografi ve işgücü" bölümünde, şu bilgi büyük harflerle sunuluyor: "Biliyor muydunuz? Türkiye'de 2007'de 37 milyon kredi kartı kullanıcısı var."
Tabii kriz sonrası haberleri iyi takip eden bir yabancı yatırımcının aklına rahatlıkla şu haber de gelebilir:
"Bireysel kredilerde, 2007'de 1 milyon 338 bin olan takipteki müşteri sayısı 2008'de 2 milyon 170 bine çıktı. Takibe düşen kişi sayısı yeni kart borçları nedeniyle yüzde 62 arttı. 2007'de 1 milyon 86 bin kişi kredi kartı nedeniyle takibe düşerken, 2008'de 478 bin artışla 1 milyon 564 bin kişiye ulaştı. Son 5 ayda takipteki en hızlı gelişim ise KOBİ kredilerinde yaşandı."
İşsizliğe, yoksulluğa karşı haydi Kadıköy'e
Bu arada hatırlatalım. Üç büyük emekçi örgütleri konfederasyonu, DİSK, TÜRK-İŞ, KESK, yarın (15 Şubat) "Krizin bedelini ödemeyeceğiz" demek üzere, işsizliğe, yoksulluğa, pahalılığa karşı Kadıköy'de miting düzenliyor. Toplanma saat 10:00'da, yürüyüş 11:00'de, miting 13:00'te başlıyor. (TK)