Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu'nun (FIDH) 38. Kongresi kapsamında gerçekleştirilen Siyasal Dönüşümler ve İnsan Hakları: Deneyimler ve Olası Sorunlar Forumu'nda FIDH Afrika Birliği Daimi Temsilcisi Mabassa Fall moderasyonunda FIDH Genel Sekreteri Luis Guillermo Perez Casas, Bir Duino İnsan Hakları Hareketi Başkanı Tolekan İsmailova ile Dostourna Network Kordinatörü Cevher Mübarek kendi ülkelerindeki insan hakları ihlalleri ve mücadele biçimlerini aktardı.
Mübarek: Tunus seçimleri demokrasi için yapıldı
“Bizim kurucu meclisimizin görevi anayasa yapmak, yeni bir demokrasi için yol haritası çizmekti” diyen Mübarek ancak Tunus'ta iktidarın bu ihtiyaçları karşılamadığını bilakis antidemokratik güçlerin yeniden iktidara gelmesi yönünde endişelere sebep olduğunu söyledi.
“Tunus seçimleri demokrasiye geçiş için yapıldı. Normalde İçişleri Bakanlğı bu seçimleri denetlerken bu sefer dışarıda tutuldu çünkü geçmişteki şöhretleri hiç iyi değildi.
“Şu anda maalesef ülkemizde terörizm ve şiddet var, siyasi suikastler yapılıyor, özgürlükler sınırlanıyor, gençler internette karikatür paylaştıkları için tutuklanıyor. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz bu ortamda şeffaf bir seçim ortamı sağlamamız mümkün değildi. Ancak yinede Tunus'ta demokrasiyi güçlendirmek için anayasamızı tamamlamamız, bir seçim kanunu oluşturmamız gerekiyor.”
Casas: Toplumların dönüşmesi her birimize bağlı
Konuşmasında yazar Gabriel García Márquez'den alıntı yapan FIDH Genel Sekreteri Luis Guillerno Perez Casas “Halk düşmanı diktatörlük rejimleri altında bşnlerce insan hayatını kaybetti, Norveç'in nufusunu oluşturacak kadar çok kişi Latin Amerika'yı terk etti” dedi.
Bu durumun dünyanın pek çok yeri için geçerli olduğunu söyleyen Casas Latin Amerika'da yerleşmekte olan demokrasinin ancak tek tek bireylerin iradesiyle olabileceğini söyledi.
“Bunlar acı gerçeklerdir. Bir çok ülkede devletler halklarına katliam uygulamıştır. Guetamala’da bir barış anlaşması vardır ama hala olaylar devam etmektedir. Arjantin’de durum çok farklı değildir. İnsanlar hayatlarını doğal yollarda kaybetmiyor. Kolombiya’da son yıllarda demokrasi vardır. Daha önce büyük bir terörist alanı haline gelmişti. Yüz binlerce insan yerini ve köyü terk etmek zorunda kalmıştı.
“Toplumların dönüştürülmesi her birimizin içindeki gücüne bağlıdır. Latin Amerika'da, biz kendi ülkelerimizde yaşayan insan hakları savunucularına çok şey borçluyuz. Bütün bu arkadaşlarımız hayatlarını tehlikeye atarak mücadele etmiştir. Ayrıca değişimin gücünün içimizde olduğunu, her birimizin içinde olduğunu bize göstermişlerdir.”
İsmailova: Sivil toplum hazır değilse seçimler atıl kalabilir
Kırgızistan'dan foruma katılan İsmailova pekçok insan hakları savunucusunun ülkeyi terk etmek zorunda kaldığını, son bir yıl içinde 24 insan hakkı savunucusunun öldürüldüğünü aktardı.
“Şirin Ebadi 'Demokrasi kavramının tekrar gözden geçirilmesi gerek' derken haklıydı. Biz seçimlerden çok ders çıkardık. Evet, seçimler demokratik araç olarak görülebilir seçimler ama sivil toplum hazır değilse diğer güçler vatandaşların beklentilerini karşılamak için harekete geçirebilir.
“Kırgızistan'da parlamenter yönetim mevcut. Ama derin bir siyaset kültürümüz yok. Bazı milletvekillerimiz kriminal gruplardan seçilerek meclise girmiş durumda. Ama bunların yanında Kazakistan ya da Türkmenistan gibi de değiliz tabii ki.
“Bizim sorumluluğumuz çok büyük. Ancak baskıcı Kırgızistan ve Rusya siyasi rejimleri bizim faaliyet ve yaşam alanlarımızı daraltıyor. Mesleki insan hakları kuruluşları kapatılarak halk düşmanı, casus olarak gösteriliyoruz.
“Peki mağdurlara nasıl yardımcı olabilir. Anayasal haklarımızı ancak bizler nasıl koruyabiliriz. Kırgızistan Roma Statüsü imzalamıştı ama şu anda bu statü parlamento tarafından onaylanmış durumda değil. Bu yüzen birçok meselenin daha ileri götürülerek çözüme ulaştırılması mümkün olmuyor. Bu yüzde uluslararası toplumdan Kırgızistan'ın Roma Statüsü'nü tanıması için baskı yapmasını istiyoruz.” (EA)