“Bir erkek hemşire bana telefonda şunu dedi: ‘Doğum kontrol kitlerini biz bedava mı veriyoruz?’ ‘Evet’ dedim. ‘Hanımefendi’ dedi. ‘Zaten eczaneden para ile alabiliyorsunuz. Devleti bu işler için meşgul etmeyin…”
Gazeteci Meltem Suat, Cambridge Üniversitesi'nden Doçent Doktor Özge Öner'le cinsel sağlık üzerine bir podcast yapmak için kolları sıvadığında aslında büyük bir araştırmanın ilk adımını atmış olduğunu henüz bilmiyordu.
O günü, “O zaman ekonomik kriz daha yeni yeni kendini hissettiriyordu ve ben de ‘güzelliğini on para eder’ diye bir bölüm yapmak istedim ve bu bölümü araştırırken kadınların aslında ekonomik krizden en çok etkilendikleri alanlardan birinin gebeliği önleyici hizmetlere ulaşamama olduğunu fark ettim” diye anlatıyor.
Bu farkındalığının sonrasında akademisyen Özge Öner ile tekrar bir araya geldiler ve şu soruyu sordular:
“Biz de araştıralım, kadınlar gebelikten korunma kitlerine ulaşabiliyor mu?”
Oysa Türkiye’de mevzuat uyarınca Aile Sağlığı Merkezleri’nden gebeliği önleyici hizmetlere ücretsiz olarak ulaşmak mümkün.
Yaklaşık üç yıldır ise durum böyle değil. Aile Sağlığı Merkezleri Sağlık Bakanlığı’nı işaret ediyor, “Bakanlık göndermedi” diyor, bakanlık, “Aile Sağlığı Merkezi’ne başvurun” diyor.
Gazeteci Suat, gebelik önleyici hizmetlere ulaşım konusunda, İl İstanbul Tabip Odası'na gitti ellerinde bir veri olmadığı yanıtını aldı.
Hatta oradaki görevliler, “İl Sağlık Müdürlüğüne ulaşırsanız sorar mısınız? Üç senedir neden bizim telefonlarımıza çıkmıyorlar?”
Suat bunun üzerine İstanbul İl sağlık Müdürlüğü’ne ulaşmayı denedi, ulaşamadı.
Türk Aile Planlaması Vakfı’na gitti. Orada da herhangi bir veri yoktu.
Bunun üzerine Suat, Daktilo1984 Yayın Yönetmeni Enes Özkan ve İdari İşler ve Proje Koordinatörü Derya Özkaynak ile bir araya geldi ve “Madem gebeliği önleyici kitler temin edilmiyor ve kimsenin gündeminde değil. Biz bunun üstüne gidelim. Bakalım altından ne çıkacak?” diyerek projeyi başlattı.
Şimdiye kadar İstanbul ve deprem bölgesindeki 11 il olmak üzere iki ayrı noktada büyük saha çalışması yapıldı.
Önce İstanbul'da Başakşehir, Şişli, Kadıköy, Beşiktaş, Güngören, Esenyurt ve Fatih gibi ilçelerdeki aile sağlığı merkezlerini arayan Suat, birçok aile sağlığı merkezinde gebeliği önleyici kitler olmadığını öğrendi.
“Devleti bu işlerle meşgul etmeyin”
Suat, Kadıköy’de bir Aile Sağlığı Merkezi’ni aradığında aldığı bir yanıtın oldukça ilginç olduğunu belirterek anlatıyor:
“Bir erkek hemşire bana telefonda şunu dedi: Bunu biz bedava mı veriyoruz? ‘Evet’ dedim. ‘Hanımefendi’ dedi. ‘Zaten eczaneden para ile alabiliyorsunuz. Devleti bu işler için meşgul etmeyin’ dedi kapattı. Ama tam tersi. Ben Fatih'te bir aile sağlığı merkezini ya da Başakşehir'de aradığımda oradaki çalışanlar ‘aile planlaması içinse gelin ayrıca bir konuşalım sizinle’ Çok şaşırdım.”
"Mültecilere de üç çocuk dayatması"
Suat, Nişantaşı'nda bir aile sağlığı merkezine bir adet kondom bulduğunu söylüyor:
“Doktor bile dedi ki ‘isterseniz gelin alın çünkü bunu bile verebiliriz bir başkasına. Elimizde başka stok yok’. Ve hepsi aynı şeyi söylüyor. ‘Sağlık Bakanlığı bize üç senedir ilaç göndermiyor. Boşuna bizi aramayın’. Bu çok korkunç bir şey.”
Suat bu yanıtı aldıktan sonra, CİMER'den Sağlık Bakanlığı’na da soruyor. Diyor ki “Aile Sağlığı Merkezi’nde gebeliği önleyici ilaç var mı?” Yanıt: “Gidin aile sağlığı merkezinizle görüşün”
Urfa’da bir aile hekimini de ulaşıyor Suat, “Urfa'da durum İstanbul'da olduğundan daha kötü. Anne bebek ölümleri çok artmış. Ve doğum yaşı şu an on yedi ilk doğum yaşı. Urfa görevli, 'Urfa ilçelerinde değil, burada göçmen sağlığı merkezleri var. Orada da iki senedir dağıtılmıyor.’ Devlet üç çocuk politikasında sadece bize dayatmıyor, sığınmacılara da dayatıyor. Onların biz hani suçu, günahı ne?”
Suat’ın en çok dikkatini çekense görevlilerin kadınlara çok kaba davranması ve “medeni durumlarını sorması” olmuş:
"İstanbul'un gözüne çarpan İstanbul'da özellikle aile sağlığı merkezlerinin internetteki telefon numaraları güncel değil. Bir hasta olarak aradığınızda ulaşamıyorsunuz. Ayrıca dediğim gibi birçok çalışan çok kaba davranıyor ve ben mesela hasta olarak arıyorum ve bana aslında anlatması gereken aile planlaması hakkında ve bilgi vermek. Ama aile hekimlerinin de ne yazık ki yükü çok fazla olduğu için yani hiçbir şekilde sadece var ya da yok diyerek telefonu kapatıyor."
"Bana medeni halimi sormuyor ki bu görece güzel bir şey. Ama yaşını sormuyor. Belki de on yedi, on sekiz yaşındayım. Ve hani senden gene de ilaç istiyorum. Ben onların rahatsızlığım olduğunu söyledim ama ne rahatsızlığım olduğunu sormadılar. Sorması lazımdı aslında. Yani kistiniz mi var? Poloistik mi? Adet düzenliyim. Ne amaçla bunu kullanacaksınız değil mi? Sadece başlarından atmak için 'var' ya da 'yok' dediler."
Antep'e dair de ilginç bir tepitini paylaşan Suat, şunları söylüyor:
“İlginç bir şekilde aradığın çoğu aile sağlığı merkezinde stok durumları günceldi. Hatta şunu dediler, ‘Şu an elimizde ilaç bitti ama bayramdan sonra stoklarımız yenilenecek’ Göçmenler arasında çocuk gebeliğinin çok yaygın olduğunu anlatan Suat, “Asıl onlara verilmesi lazım ama yok. Onlara da verilmiyor..”
Antep, Kilis ve Diyarbakır'daki Aile Sağlığı Merkezlerini de tek tek aradığını anlatan Suat, deprem bölgesine dair gözlemlerini de paylaştı:
“Antep’te vardı. Bunun nedeni sanırım Fatma Şahin’in orada olması. Nizip'te bir aile sağlığı merkezini aradığımda ona da telefonu erkek bir çalışan açtı. Bana dedi ki ‘telefonda bunu anlatamam size’. Dedim ‘niye’. ‘Telefonda bilgi veremem çünkü dedi bazı kadınlar bunu kötü niyetle kullanıyorlar. Aile planlaması yapmak için ilaç alıyorlar bizden’ dedi.
“Hekim olarak ayırt edemiyorum ki kim hastalıktan, kim aile planlaması yapmak için kullanıyor’ dedi. Ve telefonu kapattı. Çok korkunç bir durum bu. Fişliyor hastaları.”
“Kilis'i aradım. Kilis'te şu aile sağlığı merkezi telefonlarını açmadı. Açanlarda da durum Diyarbakır'da da Urfa'da olduğu gibi kesinlikle ilaç yok. Orada da aile hekimleri derneğinden bir hekimle görüştüm. O da anne bebek ölümlerinin arttığını söyledi.”
Araştırmanın detayları Araştırma kapsamındaki iller nüfus ve demografik özelliklerine bakılarak seçildi. İllerdeki mevcut durum sırasıyla şöyle: İstanbul: Araştırmanın İstanbul kısmında nüfus ve demografik özelliklere göre Başakşehir, Beşiktaş, Esenyurt, Fatih, Güngören, Kadıköy ve Şişli örneklemli bir veri taraması yapıldı. İlçelerdeki mevcut durum sırasıyla şöyle: Ayrıca merkezlerin güncel iletişim bilgileri internet üzerinde yer almıyor. Çalışanlar aile planlaması konusunda bilgisiz. Bu sebeple bu konuda danışan kişilere de bilgi verilemiyor. Antep’te 2022 yılında 40 bin 749 canlı doğum gerçekleşti. Gaziantep bu oranla en fazla canlı doğumun gerçekleştiği iller arasında 5. sırada yer aldı. Kentte nüfusun yüzde 36,7’sini çocuk nüfusu oluşturuyor. Toplam çocuk nüfusu 790 bin 77 olan Gaziantep çocuk nüfus oranının en yüksek olduğu 10. il. İl genelinde doğum kontrol kitlerinin durumunu sorgulamak için nüfus ve demografik özelliklerine bakılarak Şehitkâmil, Şahinbey ve Nizip örneklemli bir veri taraması yapıldı. İlçelerdeki mevcut durum sırasıyla şöyle: |
(EMK)