Fotoğraflar: AA
Birleşmiş Milletler (BM) Filistin topraklarındaki insan hakları özel raportörü Francesca Albanese, Gazze Şeridi'ndeki bir konferansa çevrimiçi olarak katıldı ve 16 yıldır devam eden ablukayla ilgili açıklamalarda bulundu.
AA’nın aktardığına göre, ablukayı askeri işgalin bir parçası olarak nitelendiren Albanese, “Gazze sakinleri ablukanın zorluklarına tahammül etmek zorunda kalıyor. Ablukayı yasadışı olarak kabul eden uluslararası toplum ise tutumunu fiiliyata dökmüyor” dedi.
TIKLAYIN - İsrail-Filistin Sorununun Tarihçesi: 1897'den 2021'e
“Gazze Şeridi’nin izole edildiği ve bunun da işgalci sömürge rejimlerinin başvurdukları alışık bir yöntem olduğuna” işaret eden Albanese, Filistinli gruplara da iç siyasi meselelerini kendi aralarında hızlıca çözmeleri çağrısında bulundu.
Filistinlilere, kendi aralarında uzlaşı meselesinde ilerleme kaydetmemeleri halinde bedelini ödemek zorunda kalacakları uyarısında bulunan Albanese, Filistin-İsrail çekişmesinin siyasi çözüm sürecini ise “dikenli” olarak nitelendirdi.
Hamas'ın Siyasi ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Basim Naim da yaptığı konuşmada, İsrail ablukasının Gazze Şeridi'ni dünyadaki en büyük açık hapishane haline getirerek insani felakete yol açtığını söyledi.
Gazze Şeridi |
İsrail'in 2006’dan bu yana hava, kara ve denizden abluka altında tuttuğu Gazze Şeridi'nde 2 milyondan fazla Filistinli yaşıyor. Dünyanın nüfus yoğunluğu en yüksek bölgeleri arasında gösterilen Gazze'de 16 yıldır süren abluka, buradaki Filistinlilerin hayatını doğrudan olumsuz etkiliyor. Birleşmiş Milletlerin Eylül ayında hazırladığı rapora göre, Gazze'deki Filistinlilerin yüzde 65'inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve nüfusun yüzde 60'tan fazlası işsiz. |
Ürdün ve Cezayir’den çağrı
Ürdün ve Cezayir, “29 Kasım Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü” dolayısıyla İsrail işgalinin sonlandırılması ve Filistin meselesinde çözüm çağrısında bulundu.
Ürdün Kralı 2. Abdullah, Birleşmiş Milletler Filistin Halkının Vazgeçilmez Haklarının Kullanılması Komitesi Başkanı Cheikh Niang'a hitaben bir mektup yayımladı. Filistin halkının yaşadığı zor şartları dünyaya hatırlatmaya devam edeceklerini belirten Kral Abdullah, “Ortadoğu'da barış ve istikrarın anahtarı Filistin davasıdır” dedi.
Filistin davasının eskiden olduğu gibi gelecekte de bölgenin en öncelikli meselesi olarak kalmaya devam edeceğine dikkati çeken Abdullah, şöyle devam etti: “Bölgenin barışa kavuşması ancak işgalin sona ermesi ve Filistin halkının tüm haklarına kavuşmasıyla mümkün olur. Tüm halkların kendi kaderlerini belirleme hakkı var. Filistinlilerin bu hakkını inkar etmek ise mümkün değildir. Kudüs bizim birliğimizin merkezidir. Bu kutsal kentte nefret ve bölünmeye de yer yoktur.”
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun da yaptığı yazılı açıklamada, Filistin halkıyla dayanışma için konuşmaların yeterli olmadığının altını çizdi.
Filistin'le dayanışmanın Filistinlilerin kendi topraklarında egemen yaşama hakkını tanıyacak nihai çözüm içeren planlar üzerinde çalışmakla olacağına dikkati çeken Tebbun, “Filistin davasını tasfiye etme yönündeki çabalarla mücadele” çağrısı yaptı.
Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü |
Birleşmiş Milletler (BM), 2 Aralık 1977 ve 12 Aralık 1979'da aldığı iki kararla 29 Kasım'ın “Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü” olarak kutlanmasına karar verdi. BM, dayanışma günü etkinlikleri kapsamında her yıl, sivil toplum kuruluşları ve hükümetlerden, Filistin halkıyla dayanışma mesajları yayımlama, toplantılar yapma ve film gösterimleri gibi etkinlikler düzenlemelerini istiyor. BM Genel Kurulunun 1948'de aldığı 194 sayılı karar, Filistinli mültecilerden evlerine geri dönmek isteyenlere izin verilmesini, geri dönmemeye karar verenlere de toprakları için tazminat ödenmesini öngörüyor. |
(AS)