Birleşmiş Milletler (BM) Stephane Dujarric, Şifa Hastanesinin ardından Nasır Hastanesinde de toplu mezarlar bulunmasına ilişkin “Haberler çok endişe verici” dedi.
Mezarların bulunduğu alanların kapsamlı ve bağımsız şekilde soruşturulması gerektiğinin altını çizen Dujarric, aynı zamanda bunun ateşkese neden ihtiyaç olduğunu da açık şekilde gösterdiğini söyledi.
Dujarric, insani yardım çalışanlarına daha fazla erişim sağlanması, hastanelerin korunması ve esirlerin serbest bırakılması gerektiğine tekrar dikkati çekti.
İsrail ordusu, 4 aylık karadan işgal sürecinin ardından 7 Nisan'da Han Yunus kentinden çekildi. Ardından kentte toplu mezarlar bulunmaya, evlerin enkazından ve yol kenarlarından cesetler toplanmaya başlandı.
“2 bin Filistinlinin akıbeti meçhul”
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi, Nasır Hastanesi kompleksinde sivil savunma ekiplerinin toplu mezardan cesetleri çıkarma çalışmalarının dördüncü gününde devam ettiğini açıkladı.
Konuyla ilgili önceki gün yapılan son açıklamada, cuma gününden bu yana toplam 283 Filistinlinin cesedine ulaşıldığı ifade edildi.
Toplu mezardan çıkarılanlardan 42 kişinin kimliğinin tespit edildiğine yer verilen açıklamada, İsrail ordusunun öldürdüğü cesetleri kumların altında oldukça derine gömdüğü ve üzerlerine çöp boşalttığına dikkati çekildi.
Açıklamada, İsrail askerlerinin baskını sırasında Nasır Hastanesi kompleksinde bulunan yaklaşık 2 bin kişinin akıbetinin bilinmediği, öldürüldükleri ya da alıkonularak götürüldüklerine ilişkin herhangi bir bilgi bulunmadığı kaydedildi.
Medya Ofisinin açıklamasında, toplu mezardan çıkarılan aralarında kadın ve yaşlıların da bulunduğu cesetlerin bir kısmının elleri kelepçeli ve üzerlerinden elbiseleri çıkarılmış şekilde öldürülmüş olduğu belirtildi.
Mısır'dan uluslararası topluma çağrı
Mısır Dışişleri Bakanlığı, Han Yunus'tan çekilen İsrail ordusunun geride bıraktığı toplu mezarlara dair yazılı açıklama yaptı: “21. yüzyılda tüm dünyanın, uluslararası kuruluşlar ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) gözü önünde uluslararası hukukun ve insani değerlerin bu derece pervasız bir şekilde ihlal edilmesi üzücü ve utanç verici.”
İsrail'in Gazze'de uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuka yönelik mükerrer ihlallerinin kınandığı açıklamada, uluslararası toplumun bu ihlallerin durması için derhal müdahale etmesi ve bunları işleyenlerin hesap vermesi için gerekli soruşturmaları açması gerektiği kaydedildi.
Batı Şeria'da son haftalarda yaşanan öldürme, yıkım ve şiddet olaylarının da en az Gazze'dekiler kadar tehlikeli ve pervasızca olduğu kaydedilen açıklamada, yerleşimcilerin İsrail askerlerinin koruması altında Filistinli sivillere ve mülklerine yönelik saldırılarına son verilmesi gerektiği belirtildi.
Suudi Arabistan ile Ürdün’den kınama
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Gazze'de savaşın sürmesi ve toplu mezarların ortaya çıkması üzerine yaptığı yazılı açıklamada, İsrail işgal güçlerinin hiçbir caydırıcılık olmaksızın Gazze'de sürdürdüğü dehşet verici savaşta işlediği suçlardan dolayı kınandığı belirtildi.
İsrail ordusunun işlediği son suçun da Han Yunus'taki Nasır Hastanesi kompleksinde ortaya çıkan toplu mezarlar olduğunun ifade edildiği açıklamada, uluslararası toplumun İsrail işgalcilerini hesaba çekmek konusunda bir mekanizma oluşturmada başarısız kaldığının altı çizildi.
Açıklamada, bu başarısızlığın daha fazla ihlal ve insani trajediden başka bir şey üretmeyeceği vurgulandı.
Ürdün Dışişleri Bakanlığı da benzeri bir açıklamayla, Gazze'deki savaşın sürmesi ve Nasır Hastanesi bahçesinde ortaya çıkan toplu mezarlardan dolayı İsrail'i kınadı. Açıklamada, uluslararası toplumun sorumluluklarını yeniden gözden geçirmesi ve savaşın son bulmasının zorunlu olduğu kaydedildi.
2023 Filistin-İsrail Savaşı
(AS)