Gazze'deki Filistinliler; İsrail'in 2006 yılında elektrik santralini vurmasının ve İsrail ile uluslararası toplumun bölgeyi ablukaya almasının sonucunda oluşan Gazze'deki elektrik kesintilerine giderek alışıyorlar. Fakat elektrik kesintilerinin süreleri gittikçe artıyor ve kesintiler sıklaşıyor.
Gazze'deki Filistinliler geçtiğimiz dört senedir, günde altı ila 14 saat arası süren elektrik kesintileriyle yaşıyorlar. Son zamanlarda ise elektrik kesintilerinin bütün bir gün sürdüğü de oluyor.
Kesintilerin asıl sebebi olarak santralin çalışması için yetersiz miktarda olan yakıt gösteriliyor. Söz konusu yakıtı satın alma ve taşıma sorumluluğu ise 2009 Kasım ayından beri Filistin Otoritesi'nin üzerinde.
Durumu daha da kötü kılan Gazze'nin dayanılmaz derecede sıcak ve nemli bir dönem geçiriyor olması. Bölgedeki sıcaklıklar 35 ila 40 derecelerine kadar çıkmış ve havadaki nem oranı yüzde 65'i bulmuş durumda.
64 yaşındaki Um Fuat, 15 çocuk annesi ve yorgun bir vücuda sahip, sağlığı bozuk. "Havalar aşırı sıcak" diyor, "Bütün gün rahat nefes alamıyorum, kendimi çok halsiz hissediyorum. Bu işin çaresi yok. Elektrik olduğu zaman bile vantilatör sadece sıcak havayı döndürüyor. Fakat şimdi, uzun süre elektriksiz kalınca, her şey daha sıcak ve daha zor oluyor."
Ramazan ayı, Müslümanlar için bir "oruç ayı" ve "huzur vakti". Fakat, bu yılki Ramazan, Abu Fuat ailesinin bu güne kadar yaşadığı en zor Ramazanlar'dan biri.
Tehlikeli sıcakların ve nem oranlarının dışında, pratik kaygılar da söz konusu. Um Fuat bunları şöyle dile getiriyor: "Ekmek yapamıyoruz, yemek pişirmek için elektriğimiz ve gazımız yok."
"Üç gündür suyumuz yok" diyor Abu Cabbar, Abu Fuat'ın 45 yaşındaki oğlu. Cabbar'ın evi betondan yapılmış bir biranın üçüncü katında bulunuyor, yazları ise evin içinde oturamayacak kadar sıcak oluyor.
"Bu apartmanda tam 53 kişi yaşıyoruz. Altı katı bulunan apartmanda her bir kat için günlük yemek yapma, çamaşır yıkama, evi temizleme ve yıkanma ihtiyaçlarını karşılaması için, içme su ihtiyacını dahil etmeden 1500 litre suya ihtiyacı var."
Mahalledeki diğer evlerde de olduğu gibi Fuat ailesinin evi de kentin su borularına bağlı değil. Onun yerine, Ebu Fuat eve 150 metre uzaklıkta, kent suyunun kamuya ait suya aktığı yere gidiyor ve suya bir hortum sallıyor. Birkaç defa pompaladıktan sonra, hortumdan gelen suyu evinin çatısındaki su deposunda muhafaza ediyor. "Suyu bu bağlantı noktasından evimizin çatısına taşımak için beş defa pompalamamız gerekiyor."
Gazze Şeridi boyunca su kullanımı da elektrik kesintisinden etkileniyor. Elektrik kesintisinin olduğu süre boyunca su kesintileri de yaşanıyor.
Bu soruna bir de Gazze çapındaki susuzluk ekleniyor. Birleşmiş Milletler'in belirttiğine göre suyun yüzde 43'lük bir bölümü borulardaki sızıntılardan ötürü yolda kaybediliyor. Fakat, boruları tamir etmek için gerekecek temel boru malzemelerini abluka altındaki bölgeye getirmek imkansız.
Ebu Cabbar sorunu şu şekilde anlatıyor: "Şu zamanlarda günler süren elektrik kesintilerinden ötürü, babam ailemizin ihtiyacı olan suyu bize getiremiyor... Ne zaman ki bölgemize elektrik veriliyor o zaman suyumuz olmuyor. Ne zamanki suyumuz oluyor, o zaman da elektriğimiz yok. Bu yüzden babam bütün gece elektriğin gelmesi için bekliyor."
Ebu Fuat su depolarını doldurma rutinini ise şu şekilde açıklıyor: "İyi zamanlarda, yani elektriğimiz olduğu zamanlarda bile bir adet 1.500 litrelik su deposunu doldurmak bir buçuk saat alıyor. Altı depoyu doldurmak ise neredeyse yarım bir gününüzü alıyor."
Fakat bu durum düzenli elektrik olduğu dönemlerde söz konusu oluyor. Şuandaki elektrik kesintileri ile Fuat ancak elektrik ve kent suyunun aynı anda gelmesini beklemekle yetiniyor.
"Evimizdeki herkesin hali için endişeleniyorum. Hepsinin suya ihtiyacı var. Dua etmeden önce nasıl yıkanacaklar? Bu sıcaklarda nasıl ferahlayacaklar?"
"Her biri işten veya okuldan yıkanmak ve ferahlamak üzere geliyorlar. Fakat şu anda bunları yapmaları çok zor."
Dindar bir Müslüman olan Fuat temizlik hakkındaki endişesini şöyle dile getiriyor: "Şu anda Ramazan, temizlik çok önemli. Çok fazla şey istemiyorum, ama günde beş defa namaz kılmadan önce ellerimi, yüzümü ve vücudumu yıkamam gerekiyor."
Su bidonlarını doldurmak için fırsat beklerken, Fuat dinlenemiyor.
"Çok fazla uyumuyorum. Gençken uykusuz hareket etmek kolay oluyor; ama benim gibi yaşlanınca öyle olmuyor, hele bu sıcaklara hiç tahammül edemiyorum. Yorgunum, eklemlerim ağrıyor, dinlenmem gerekiyor, temiz suya ihtiyacım var."
"Kızım üniversitede okuyor ve dersleri için onun katiyen bir bilgisayara ve İnternet erişimine ihtiyacı var."
Sekiz yaşındaki oğlu Ahmet de kesintilerden etkileniyor. "Ahmet bu yıl oruç tutuyor. Geçen sene de oruç tuttu ve bir sorun yaşamadı. Fakat bu yıl sıcaklara bir çare bulanamadığı için fiziksel olarak çok zorlanıyor."
Fuat, 31 yaşındaki birkaç yıldır işsiz olan erkek kardeşinin hikayesini işe şöyle anlatıyor: "Erkek kardeşim birkaç ay önce, yaz aylarında çalışmak üzere bir dondurma dükkanı açtı. Fakat daha dükkanı yeni açıp, harcadığı sermayesini yeni çıkarmıştı ki elektrik kesintileri daha da kötü duruma geldi."
Ebu Oday duruma şu şekilde muhalefet ediyor: "Dükkandan gelen kazancım, dükkanı açarken harcadığım para miktarını karşılamıyor. Jeneratörümün saatlerce çalışmaması gerekiyor. Jeneratörü altı saat çalıştıracak yakıt bana 30 şekele ( 7 dolara) mal oluyor."
Önceleri işsiz olan Oday eşine ve üç çocuğuna yardım etmek amacıyla dükkanını açmış; fakat şimdi kazandığı paradan daha fazlasını jeneratör yakıtına harcadığını ve dükkanını kapatacağını belirtiyor.
Bir ailenin sorunları aslında Gazze Şeridi'nde yaşayan birçok ailenin sorunlarını yansıtıyor. Gazze Şeridi'nde bir buçuk milyon insan çok küçük çok sıcak bir toprak parçasında yaşıyor.
"Bu yıl, elektrik ve su kısıntılarından dolayı geçirdiğimiz en zor Ramazan oluyor" diyor Fuat. "Fakat, orucu tutmaya devam edeceğiz." (EB/AM/TK)
* Eva Bartlett'ın IPS'te yayınlanan haberini Avi Mizrahi Türkçeleştirdi.