Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden İsrail saldırılarının çevreye etkisine ilişkin bir rapor yayımladı.
UNEP’in 18 Haziran'da yayımladığı rapora göre, Gazze’deki savaşın çevre üzerindeki etkileri daha önce görülmemiş boyutlarda. Raporda, Gazze toplumunun hızla toprak, su ve hava kirliliği risklerine maruz bırakıldığı ve doğal ekosistemlere geri dönüşü olmayan hasarlar verildiği belirtilerek 'acil ateşkes' çağrısı yapıldı.
Abluka, savaş, işsizlik, yoksulluk hatta susuzluk: Gazze Şeridi
“Tahminen 39 milyon ton enkaz oluştu”
Raporda öne çıkan tespitler şöyle:
- Savaş, Gazze'nin çevre yönetim sistemlerinde son dönemdeki -her ne kadar sınırlı da olsa- su arıtma ve atık su arıtma tesislerinin geliştirilmesi, güneş enerjisinde hızlı bir büyüme ve Gazze Vadisi’nde kıyı sulak alanının restorasyonuna yapılan yatırımlar gibi ilerlemeleri geriletiyor.
- Savaş nedeniyle 39 milyon ton enkaz oluştuğu tahmin ediliyor: Gazze Şeridi’nde metrekare başına 107 kilogramdan fazla enkaz düşüyor. Bu miktar 2017’de Musul’da yaşanan çatışmalarda ortaya çıkan enkazın beş katından fazla. Enkaz, toz ve patlamamış mühimmat, asbest, endüstriyel ve tıbbi atıklarla diğer tehlikeli maddeler insan sağlığı ve çevre için risk oluşturuyor. Enkaz altındaki insan kalıntıları hassas ve uygun bir şekilde ele alınmalıdır. Enkazın temizlenmesi büyük ve karmaşık bir görev olup, diğer toparlanma ve yeniden yapılanma faaliyetlerinin ilerleyebilmesi için bir an önce başlanması gerekmektedir.
SAVE THE CHILDREN AÇIKLADI
Gazze’de 21 bine yakın çocuk kayıp
“Hijyen sistemleri neredeyse işlevini yitirdi”
- Su, sanitasyon ve hijyen sistemleri neredeyse tamamen işlevsiz durumda. Gazze’nin beş atık su arıtma tesisi kapandı ve kanalizasyon, patojenler, besinler, mikroplastikler ve tehlikeli kimyasallarla birlikte sahilleri, kıyı sularını, toprağı ve tatlı suyu kirletiyor. Bu durum, Gazze halkının sağlığı, deniz yaşamı ve tarım arazilerine yönelik acil ve uzun vadeli tehditler oluşturuyor.
- Katı atık yönetim sistemi ciddi şekilde zarar gördü: Gazze’deki altı katı atık yönetim tesisinden beşi hasar gördü. Kasım 2023 itibarıyla, kamplar ve barınaklar etrafında günlük 1200 ton çöp birikiyordu. Yemek tüpü kıtlığı, aileleri aileleri odun, plastik ve atık yakmaya zorlayarak özellikle kadın ve çocukları tehlikeye atıyor. Yangınlar ve yanan yakıtlarla birlikte bu durumun Gazze’nin hava kalitesini düşürmüş olması muhtemel, ancak Gazze için açık kaynaklı hava kalitesi verileri mevcut değil.
Gazze’de biriken çöp yığınları ve atık sular nedeniyle salgın hastalıklar arttı
“Toprak ve su kaynakları kirlendi”
- Yoğun nüfuslu Gazze bölgelerinde ağır metaller ve patlayıcı kimyasallar içeren mühimmat kullanıldı. Bu durum, toprak ve su kaynaklarını kirleterek çatışmalar sona erdikten sonra bile sürecek bir insan sağlığı riski oluşturuyor. Patlamamış mühimmatlar özellikle çocuklar için ciddi riskler oluşturuyor.
- Güneş panellerinin imha edilmesi, kurşun ve diğer ağır metallerin sızmasına neden olarak Gazze’nin toprak ve su kaynaklarına yeni bir risk oluşturabilir.
- Hamas’ın tünel sistemi ve İsrail’in bunları yok etme çabaları çevresel hasara daha fazla katkıda bulunuyor. Rapor, tünellerin inşaat standartlarına ve içlerine ne ölçüde su pompalandığına bağlı olarak, yeraltı suyu kirliliğinden kaynaklanan insan sağlığına yönelik uzun vadeli riskler ve potansiyel olarak dengesiz toprak yüzeylerinde inşa edilen binalar için uyarılarda bulunuyor.
“Acı dolu, uzun bir iyileşme süreci”
UNEP İcra Direktörü Inger Andersen’e göre, “Gazze halkı sadece devam eden savaşın acılarıyla uğraşmıyor, aynı zamanda artan çevresel hasar dolayısıyla acı dolu, uzun bir iyileşme sürecine maruz kalıyor.”
Gazze'de çevreyi etkileyen kirleticilerin türü ve miktarı konusunda soru işaretleri olduğuna dikkat çeken Andersen, Filistinlilerin savaşın yarattığı hasarın ve kirliliğin sonuçlarıyla yaşamak zorunda kaldığını belirtti.
BM: Gazze'de sadece insani kriz yok, “sefalet girdabı” var
“Gazze’de ekokırım yaşanıyor”
İngiltere merkezli Guardian gazetesinin haberine göre, Gazze’deki kirliliğin yüzde 99’u İsrail’in hava bombardımanları ve kara işgalinden kaynaklanıyor.
Londra merkezli bağımsız bir araştırma grubu olan Forensic Architecture’ın araştırmasına dikkat çeken Guardian, kurumun, Gazze’de tarım arazilerinin ve altyapının tahrip edilmesini 'kasıtlı bir ekokırım eylemi' olarak nitelediğini belirtiyor.
İsrail’in hedef aldığı çiftlikler ve seraların, onlarca yıldır kuşatma altında olan Gazzeliler için yerel gıda üretiminin temelini oluşturduğunu belirten Forensic Architecture, “Bu sistematik tarımsal yıkımın etkileri, Gazze’de Filistinlilerin hayatta kalması için kritik kaynaklardan bilinçli olarak mahrum bırakılmasıyla daha da kötüleşiyor” diyor.
Filistin Sivil Çevre Örgütleri Ağı Koordinatörü Abeer Butmeh’e göre ise “İsrail işgali Gazze’deki tüm yaşamsal unsurlara ve tüm çevresel unsurlara tamamen zarar verdi; tarımı ve yaban hayatını tamamen yok etti. Olan şey kesinlikle ekokırımdır. Bu Gazze’deki çevreye uzun vadede, sadece kısa vadede değil, zarar veriyor.”
Gazze’deki yıkımın boyutu ve uzun vadeli etkileri, bunun potansiyel bir savaş suçu olarak soruşturulması, çevreye kasıtlı zarar vermeyi içeren ‘ekokırım’ olarak sınıflandırılması çağrılarına yol açtı. Bu terim uluslararası hukukta henüz resmi olarak tanınmasa da, İsrail’in Gazze saldırılarının çevresel etkilerini tanımlamak için kullanılıyor.
(NÖ/VC)