Çıkan haberler çelişkili, sansasyona dayalı, güvenilir kaynaklara dayanmıyor ve dengelilik haber metinlerinde hiç gözetilmiyor.
Basın bu suiistimali sansasyonelleştirerek kullanma peşinde. Oysa serinkanlı ve bilgilenmeye ağırlık vererek konuya yaklaşmak sorunun çözümünde ve sivil inisiyatifleri harekete geçirmede daha etkili olacak.
"Gerçekler"le konu iyice karıştı
Vatan gazetesi 1 Şubat 2005 tarihinde olayı "Rezalet büyüyor" başlığıyla manşete hayli sansasyonel taşıdı. "... yaşanan rezillik iğrenç boyutlara" ulaşmıştı ancak bu rezilliğin ne olduğunu net olarak öğrenememiştik.
"Savcılığa yakın kaynaklar ... tecavüz edenler arasında ilçenin önde gelenlerinin de bulunduğu, soruşturmanın üst düzey mülki erkana kadar uzanmasını beklediğini söylüyor"du. Peki kimdi bu savcılığa yakın kaynaklar?
Hürriyet muhabiri Şermin Sarıbaş Urla'ya gitmiş "Urla olayında bazı gerçekler"i ortaya çıkarmıştı! Daha doğru bir deyişle konuyu iyice karıştırmıştı. Hürriyet, muhabirin metnini sunarken konuyu daha da cazip hale getirmişti; birinci sayfadan bekaret meselesini işliyordu.
Ne ilgi çekerse!
Hayır sanıldığı gibi kızların hepsi bekaretini kaybetmemiş, "sadece üçü bakire çıkmamıştı". Tecavüz, taciz, bekaret ve bekaret kontrolü haber metinlerinde en fazla kullanılan kavramlar.
Ne de olsa "bel altı" konular her koşulda çok ilgi çekiyor. Medya çok yakında bu kızların zaten "fuhuş" yaptığı iddialarını öne çıkarıp, konuyu çok farklı bağlama çekse de şaşıramayacağım.
Çünkü çocukların yaşadığı bu travmatik durum, medya için hayli cazip bir o kadar da tüketilmesi kolay bir olay oldu.
Aydınlatma adına
Hürriyet'in aynı haber metninde "görevi ihmal" neredeyse çok masum bir şeymiş gibi sunuluyor. "... tutuklanan 14 kişiden önemli kısmının sadece görevi ihmalle" suçlandığı.
Bir taraftan görevi ihmal nedeniyle tutuklu olmak önemli bir yasal gösterge durumu olarak kabul edilemez mi? Diğer taraftan ise bu kişilerden biri bile taciz veya tecavüzle tutuklanmış ise bu bile devletin koruması altında olan -ki olmasa da fark etmez- çocukların yaşadıkları adına hem suç hem de utanç verici bir durum değil midir?
Hangi haberi doğru?
Özetle Hürriyet olayı aydınlatma! adına ilgilileri ve tutuklananları masumlaştırmanın ötesine geçemiyor.
Hürriyet daha önceki günlerde ise konuyla ilgili farklı bilgiler vermişti. Göz altına alınanların sayısı artıyor, soruşturma kapsamı büyütülüyordu.
Bu bilgiler de bölgeden muhabir imzası ile veriliyordu. Peki okur hangi yaklaşımlarını doğru kabul etmeliydi.
Sansasyonun sınırsızlığı
Zaman gazetesi ise konuya ilişkin farklı bir boyutu tartışıyor: Hıristiyanlığın propagandasını yapan misyonerler ve köyün inşasındaki destekleri; ancak bu iddialarını belgeleyemedikleri gibi resmi yetkililerde bu destek iddiasını yalanlıyor.
Gündemdeki olayla misyonerlerin bir bağlantısının olup-olmadığıysa haber metninde yanıtlanmayan bir soru.
Devlet koruması ve bakımı altındaki çocuklara yönelik cinsel istismar iddiaları yazık ki ilk kez medyaya yansımıyor.
Ne var ki konu her zaman medyanın ne kadar sansasyon yaratabileceği potansiyeliyle ele alınıyor ve çocuklarımız bir kez daha rencide ediliyor.(İC/NM)
* Yard. Doç. Dr. İncilay Cangöz Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi.