Haberal Kıbrıslı gazetesi muhabiri Rana Sarro, Kuzey Kıbrıs'ta Türkiye Büyükelçisi İbrahim Akça, Kuzey Kıbrıs Maliye Bakanı Ersin Tatar, bazı bürokratlar ve Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) milletvekili olduğu söylenen kişileri yemek yerken fotoğraflarını çekince polis olan korumalar tarafından "fotoğrafları sil, yoksa tutuklarız" şeklinde tehdit edildi.
Yaşadıklarını bianet'e anlatan Sarro, 7 Aralık Cuma akşamı iş çıkışı Lefkoşa'da bir lokantaya gittiğini ve söz konusu kişileri aynı masada görünce gazetenin yayın yönetmeni Kartal Harman'ı aradığını, Harman'ın da fotoğraf çekmesini istediğini söyledi.
"Arabaya gidip makineyi alıp fotoğraflarını çektim. Bunun üstüne korumalar geldi ne olduğunu sordular. Ben de gazeteci olduğumu ve görevimi yaptığımı söyledim. Korumalar da masaya geri döndü. Birkaç kare daha fotoğraf çektikten sonra yerime oturdum.
"Daha sonra korumalar yanıma gelerek fotoğrafları silmemi, talimatın masadan geldiğini söyleyince ben de masadan kimin talimat verdiğini sordum. Ancak söylemediler; sadece 'Fazla söze gerek yok, fotoğrafları siliyorsunuz, talimat masadan' dediler ve Kuzey Kıbrıs polisi olduklarına dair kimliklerini göstererek 'Seni tutuklarız' dediler. Tutuklamadan kastettikleri gözaltına almaktı aslında.
"Ben Büyükelçilik korumalarının aynı zamanda polis olduğunu bilmiyordum. Hemen yayın yönetmenimi aradım. Tam o sırada bir koruma diğerine adli şubeyi aramasını söyledi. Ben masaya oturdum ve oradan kalkıp gidemedim de. Adli şube gelene kadar masamdan ayrılmadılar.
"Önce yayın yönetmenim sonra adli şube ekipleri geldi. Polisler masaya giderek büyükelçiyle konuştular ve bana gelip 'Bizimle karakola geliyorsun' dediler. Yayın yönetmenim de beni götürmelerine izin vermeyerek 'Ortada bir suç varsa burada gözaltına alın, yoksa sizinle karakola gelmeyecek' dedi. Biz olay yerinden ayrılırken Cürümleri Önleme Şubesi (CÖŞ) ekipleri geldi. Onlar Büyükelçi'nin masasına yönelince biz de arabaya binip oradan ayrıldık.
"Şu an polisten bir baskı yok. Hakkımda tutuklama emri olup olmadığını bilmiyorum ama Büyükelçilikle yakın ilişkileri olan Basın Konseyi'nden Alihan Çevre isminde biri aradı ve 'Herhangi bir açıklama yapmadan önce konuyla ilgili sizinle birinci ağızdan görüşmek isterim' diye tehditvari şekilde konuştu. Herhalde biraz üzerime gelmeyi düşünüyorlar."
"Hasassiyetimiz denenmesin"
Yenidüzen gazetesinin haberine göre, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, görevini yapmaya çalışan bir gazetecinin "suçlu" muamelesi görerek tutuklanmak istendiğini belirterek, bu durumu kınadı.
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Başkanı Hüseyin Güven, Sarro'nun kamuya açık bir lokantada bazı siyasi ve bürokratların yemekte fotoğrafını çekti diye görevinden engellenmek, görevini yapmaya devam ettiği için de tutuklanmak istendiğini hayretle öğrendiklerini belirterek, "Kamuya açık ve herkesin girebileceği bir mekanda fotoğraf çekmek ne zamandan beri suç oldu anlayabilmiş değiliz" dedi.
"Bu olayı en hafif tabiriyle basın özgürlüğüne müdahale olarak görüyor ve kınıyoruz. Siyasilerin ve bürokratların saklayacak-gizleyecek bir şeyleri olmaması halinde fotoğraflarının çekilmesinden rahatsız olmamaları gerektiğini düşünüyoruz.
"Polisin görevi ise kamu görevi yapan, halkın haber alma hakkına katkıda bulunmaya çalışan basın mensuplarını tutuklamak değil, onlara görevlerini yapmada yardımcı olmak olmalıdır.
"Basın özgürlüğü konusunda hassasiyetimizin anlaşılması ve denenmemesini tavsiye ederiz."
"Uluslararası alana taşıyacağız"
Basın-Sen Başkanı Kemal Darbaz ise konu ile ilgili yaptığı açıklamada, halkın haber alma hakkından kaynaklanan gazetecilik görevinin engellenmesinin kabul edilemeyeceğini belirtti.
Darbaz, bu konuda tüm ilgilileri basın özgürlüğü ve özgür gazeteciliği garanti altına alacak önlemler almaya davet ederek, konuyu yargı dahil uluslararası alana taşıyacağını belirtti. (EKN)