Medyanın Profesyonelleştirilmesi için Güney Doğu Avrupa Ağı (SEENPM) ve İfade Özgürlüğü Ağı IFEX, 2 Temmuz’da “Nefret Hedefi Olarak Gazeteciler” isimli ortak bir çevrimiçi panel gerçekleştirdi.
Bosna Hersek’ten Mediacentar Sarajevo’nın ev sahipliğinde gerçekleşen ve üç saat süren etkinlikte Türkiye, Bosna, Hırvatistan, Slovenya, Birleşik Krallık, Kuzey Makedonya ve Sırbistan’dan gazeteciler, akademisyenler, avukatlar ve sivil toplum profesyonelleri konuşmacı olarak yer aldı.
Etkinlikteki “Nefret anlatıları ve medyaya güven”, “Nefret dolu ortamlarda gezinme” başlıklı ilk iki panelde, Güney Doğu Avrupa ülkeleri ve Türkiye’den gazeteciler, nefret ve propaganda medyasının hakim olduğu medya ortamlarında kendi mücadele biçimlerine, gazetecilerin güvenliği için ne tür düzenlemeler yapılması gerektiğine ve gazetecilere karşı işlenen suçlarda cezasızlık gibi konulara odaklandı. Özellikle kişisel deneyimlerin aktarıldığı bu iki panel, Güney Doğu Avrupa ve Türkiye’nin mevcut durumundan bir kesit sundu.
“Nefret söylemiyle yüzleşme” isimli son oturumda ise nefret söylemiyle yüzleşme ve bu durumun sonuçlarıyla nasıl başa çıkılacağı farklı aktörlerce değerlendirildi.
Nefret ve medyaya güven
“Nefret Hedefi Olarak Gazeteciler” paneli Mediacentar Saraybosna’dan Anida Sokol’un açılış konuşmasıyla başladı. Türkiye’den bianet’in de partneri olduğu “Direnç: Batı Balkanlar ve Türkiye’de nefret propagandası ve bilgi kirliliğinin önlenmesi, medya özgürlüğünün yeniden tesisi için sivil toplum hareketi” isimli bölgesel projenin sonuçları açıklandı. Bu araştırmaya göre, nefret ve propaganda medyası Güney Doğu Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de benzer anlatılara sahip ve gazeteciler benzer saldırılara, tacizlere ve söylemlere maruz kalıyor. Panel, Türkiye’den bianet genel yayın yönetmeni Nazan Özcan ve Sırbistan’dan N1 TV’den Nataša Kovačev’in konuşmalarıyla devam etti.
Özcan, “Kişisel olan politiktir” diyerek başladığı konuşmasında, Hrank Dink’le olan anektodunu aktararak, Türkiye’de nefret medyasının nasıl örgütlendiğine, Hrant Dink’in öldürülmesine giden süreçte nefret söylemenin toplum ve hukuk sistemi üzerindeki etkisine dikkat çekti.
TIKLAYIN -Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği HRANT DİNK
Sırbistan N1 TV’den Nataša Kovačev de Özcan’ın ardından Sırbistan’da kendi deneyimlerini örnekleyerek gazetecilerin mesleklerini yaparken nefret diline çok sık maruz kaldıklarına ve yalan/kurmaca haber yapan kişiler olarak yaftalandıklarını belirtti.
Oturum Slovenya Mirovni Inštitut’tan Brankica Petković’in moderatörlüğünde gerçekleşti.
Nefret dolu ortamlarda gezinme
İkinci panelin açılış konuşması Sırbistan’dan Jovana Gligorijević tarafından yapıldı. Gligorijević kendi deneyimini de aktararak özellikle kadın gazetecilerin çevrimiçi tacize, karalama kampanyaları ve tehditlere maruz kaldığını belirtirti ve kadın gazetecilere yönelik , fiziksel saldırılara ve hatta cinayet teşebbüslerine dikkat çekti. Gligorijević, gazeteciliğin ekonomik ve teknolojik baskılarla tehlikeli hale getirilmesine de vurgu yaptı.
Saraybosna'dan Elvira Jukić-Mujkić'in moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, iki kadın gazeteci, Kosova'dan Una Hajdari ve Kuzey Makedonya'dan Miroslava Byrns, nefret dolu medya ortamlarında kendi deneyimlerini aktararak, nefret söylemiyle mücadelenin sınırlarına dikkat çektiler.
Nefret söylemiyle yüzleşme
Etkinliğin son oturumunda Birleşik Krallık Reading Üniversitesi’nden akademisyen Federico Faloppa, genel bir değerlendirme yaparak, nefret söylemi ve ifade özgürlüğü arasındaki sınırlara da değindi. Faloppa, nefret söylemiyle mücadelede çeşitli aktörlerin nasıl ve ne şekilde roller alabileceğine odaklandı.
Ardından Hırvatistan’tan avukat Vesna Alaburić ve Bosna İletişim Düzenleme Kurumu’ndan Helena Mandic’in bölgelerindeki yasal düzenlemelere ve gazetecilerin güvenliği için ne tür adımlar atılması gerektiğine değindi.
“Gazetecilerin güvenliği konusunda neler yapılabilir” sorusunun tartışıldığı panelde, Hırvatistan ve Bosna örneklerinde yetkili kurumlarının özel olarak gazetecilerin korunmasına dair mekanizmalar geliştirmediği ancak bu kurumların ve çeşitli aktörlerin gazetecilere yönelik şiddete karşı neler yapılabileceğine değinildi. Bosna İletişim Düzenleme Kurumu’ndan Mandic, gazetecilere karşı herhangi bir şiddet karşısında tüm kurumlarının tepki göstermesinin çok önemli olduğunu belirtti. Bu gibi kurumların şeffaf olmaları gerektiğine dikkat çekti. Bosna özelinde çevrimiçi medyada gazetecilere yönelik şiddetle mücadeleye dair geliştirilen bir mekanizmanın da olmadığına değinildi.
Oturumun kolaylaştırıcısı Hırvatistan Fažana Media Fest organizatörü Saša Leković’ti.
"Nefret Hedefi Olarak Gazeteciler" panelinin kaydına bu linkten erişebilirsiniz: https://www.facebook.com/mediacentarsarajevo/videos/829089844701346/
(SA/NÖ)