Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Instagram üzerinden yaptığı istifa açıklaması karşısında iktidara yakınlığıyla bilinen ana akım medya üç maymunu oynadı.
Albayrak’ın istifası ancak bianet, Evrensel, Birgün, Cumhuriyet, Sözcü, Karar, BBC Türkçe, DW Türkçe, Sputnik, T24 ve Duvar gibi gazete ve haber siteleri ile Halk TV, Tele1 ve KRT TV gibi televizyon kanallarında kendine yer bulabildi.
Demirören, Turkuvaz Medya ve Albayrak Medya’ya bağlı yayınlar ise bu haberi hiç geçmedi.
DİSK Basın-İş ve Çağdaş Gazeteciler Sendikası gibi basın meslek örgütleri ana akım medyayı halkın haber alma hakkına ihanet etmekle suçladı.
TIKLAYIN - İktidara yakın gazeteler istifayı "görmedi"
TIKLAYIN - Basın-İş: Sıvası dökülen yeni medya
İktidara yakın medyada Albayrak'ın istifasının haber olmamasını, deneyimli gazeteciler Tuğrul Eryılmaz, Aydın Engin ve iletişim akademisyeni Esra Arsan bianet'e yorumladı.
Eryılmaz: Dün akşam yaşanan her şey bir haberin konusudur
Ana akım ve eleştirel medya arasındaki tartışmalara katılan gazeteci Tuğrul Eryılmaz, yaşananlar karşısında böyle bir istifa iddiasının her koşulda haber olabileceği söyledi.
Olayın çok karışık başladığını ifade eden Eryılmaz, “Albayrak’ın istifa metnini kişisel hesabından paylaşması,siber saldırı iddiaları, teyit ya da yalanlama olmaması yani dün akşam yaşanan her şey bir haberin konusudur” dedi.
Bakan Albayrak’tan ve hükümet kanadında saatlerce ses çıkmadığını hatırlatan Eryılmaz “Tut ki bizim gazeteciler müthiş gazetecilermiş. Haberi yayınlamak için her iki taraftan da teyit bekliyorlar diyelim. Ortada yine bir gazetecilik faciası var. Bak yabancı basına nasıl doğrulattı ve verdi haberi. Bizim ana akım medya niye veremedi? Bu durumun hiçbir savunulacak tarafı yok” diye konuştu.
Arsan: Haber değerini Saray belirliyor
Doç. Dr. Esra Arsan, Albayrak’ın Türkiye tarihinde ilk kez sosyal medya üzerinden istifasını açıklayan bir bakan olduğunu söyleyerek bunun tarihe geçecek bir olay olduğunu ifade etti.
Albayrak’ın kendi Instagram adresi üzerinden yaptığı açıklamanın birinci el kaynaktan gelen bir duyuru olduğunu aktaran Arsan ,“Bu tabii ki haber değeri taşımalı ve haber yapılmalıydı” dedi.
İlk başlarda hesabın hacklendiği üzerine kuşkular oluştuğunu söyleyen Arsan, “Böyle bir şey olsa dahi medyanın duyuruyu görür görmez bunu habere dönüştürmesi, daha sonra da haberin doğruluğunu derhal sorgulaması lazımdı” diye konuştu ve şöyle devam etti:
“Önce Berat Albayrak’ı arayarak teyit etmeye çalışırsınız, eğer ulaşamazsanız Bakana yakın kaynaklardan teyit etmesini istersiniz. Teyit edene kadar da olayın bir iddia olduğunu haber olarak halka duyurursunuz. Normal koşullarda bu şekilde ilerlemesi gerekir gazetecilerin.
“Peki büyük medya yani iktidara bağlı, iktidarın sesi olan medya istifa açıklamasını habere dönüştürdü mü? Bunun cevabı da Türkiye’de bir olayın haber değeri taşıyıp taşımadığını Saray'ın belirlemesinde yatıyor. Çünkü Türkiye’de bir şeyin habere dönüşebilmesi için öncelikle Saray'dan icazet alınması lazım.
“Nitekim Anadolu Ajansı başta olmak üzere bütün Türkiye’de yayınlanan günlük çok sayıda gazete ve TV kanalı, istifayı habere dönüştüremedi. Dönüştürmedi değil, dönüştüremedi. Bunun haberini yapmaya korktular. Ankara’dan haberin yapılması için emir beklediler. Bu tabii gazetecilik adına utanılacak bir şey. Ama Türkiye’de habercilik çok uzun zamandır böyle yapılıyor. Yani sadece Berat Albayrak’ın istifası haberi değil, düşünün kim bilir belki de kamu yararı içeren ne kadar çok olay Saray'ın izni olmadığı için habere dönüştürülmedi bu ülkede.
“Aslında dün gece yaşananlar iktidara bağlı medya kurumlarındaki genel yayın yönetmenlerinin, haber müdürlerinin, neyin haber olup neyin haber olmayacağına karar verme yetkisine sahip olan gazetelerin, birinci sayfaları hazırlayan kişilerin, online içerikleri habere dönüştüren gazetecilerin ve televizyonlarda habercilik yapan bütün bu yetkili kişilerin ne kadar yetkisiz, ne kadar ibiş olduklarının ispatı oldu.
“Bu bir bakıma vatana ihanettir. Gazetecilerin kendi görevlerini kötüye kullandıkları için yargılanmaları gerekir. Çünkü ciddi bir suçtur bu. Türkiye basın tarihine geçecek bir skandaldır. Yeni değil, malumun ortaya dökülmesidir.”
Engin: İşlevleri kalmadı
Bir başka deneyimli gazeteci Aydın Engin ise Türkiye’de medyanın AKP medyası olarak anılmaya layık olduğundan bahsederek kurumları eleştirdi. Engin, “Kurumlar medya olmaktan yani halka olup biteni aktarma işlevinden artık çok uzaklaşmış durumdalar” dedi.
Engin “Böyle bir rezilliği açıklayacak kelime yok. Tut ki bu bir yalan haber. Fakat haberin kendisi bu zaten. İlk ağızdan yapılan bir açıklama. Vatandaş meraktan ölecek, herkes birbirine ne oluyor diye soruyor. Bunun lamı cimi yok. AKP’lisi, CHP’lisi, HDP’lisi yok. Herkes merak içinde. Aldığın bilgiyi aktarmakla mesulsün” diye konuştu.
Medya kurumlarına ‘Yayınlayabilirsiniz’ diye bir talimat gelmediği için herkesin sus pus olduğunu söyleyen Engin, “Dolayısıyla bu haberi yayınlayamadılar. Görmezden geldiler. Bu yeni bir olay değil. Ana akım medyanın benzeri çok sabıka kaydı var” ifadelerini kullandı.
Engin gazetecilikte ‘organ olma’ durumunun aşağılayıcı bir sıfat olarak kullanıldığını belirterek, “Hiçbir gazeteci bir organda çalışmak istemez. Organ gazetelerini veya televizyonları da okurlar veya seyirciler ciddiye almaz. Şu an AKP medyası dediğimiz medya tümüyle bir siyasi partinin ve iktidarın organı haline gelmiş durumda. Buralarda çalışanlar, gazeteciler de dolayısıyla organda çalışan insanlar. O kadar gazetecilik yapabilirler” dedi.
(HA)