Avukat Resul Temur, müvekkili gazeteci Dicle Müftüoğlu’nun 18 Ocak Perşembe günkü duruşması öncesinde konuştu. Temuz, gözaltına alınan ya da tutuklanan Kürt gazetecilere yönelik itham ve iddiaların benzer olduğunu dile getirdi.
Temur “Kişi değişiyor ama iddiaların yapısı, çatısı, biçimi değişmiyor. Bu, bize devletin Kürt gazetecilere karşı yönelimini gösteriyor. Önceden belirlenmiş, tasarlanmış bir şablon var” diye konuştu. Müftüoğlu’nun çalıştığı Mezopotamya Ajansı’nın savcılık ve kolluk tarafından yasa dışı yayın organı gibi gösterildiğini sözlerine ekledi.
"Savcı denetlenmeyeceğinin farkında"
Daha sonra da iddianamedeki suçlamalar hakkında konuştu. Müftüoğlu’nun Dersim’e gitmesini savcının iddianamede ‘örgütsel faaliyet” olarak nitelendirdiğini belirten Temur şöyle devam etti:
"Dicle, Dersim’e festival takip etmeye gitmiş. Festival takibi yaparken orada bir takım düşünür ve sanatçılarla röportajlar yapmış ve bunlar yayımlanmış. Fakat bu röportajları araştırmak yerine ya da bunları dosyaya eklemek yerine sanki yasadışı nedenlerden dolayı orada bulunuyormuş gibi bir çıkarsama yoluna gidilmiş.
"Bu iddiayı temellendirecek tek bir delil de dosyaya sunulmuyor. Savcılık, kollukla birlikte hareket ettiği zaman kendisini denetleyecek herhangi bir makamın olmadığının farkında. Bunun rahatlığıyla hareket ediyor."
Babasıyla kaldı, ‘örgüt üyeleriyle aynı otelde kaldığı’ diye yazıldı
Temur, Müftüoğlu’nun babasıyla İstanbul’da bir otelde kalmasının da iddianameye ‘örgüt üyeleriyle aynı otelde kaldığı’ şeklinde geçtiğini anlattı.
Temur, "Oysa soruşturma makamı kayıtlara baksa, Müftüoğlu’nun babasıyla kaldığını net bir şekilde görecek. Buna rağmen babasını görmemezlikten gelip, duruma örgütsel yorum getirmek ne kadar kötü niyetli olduklarını, dosyayı ne şekilde manipüle ettiklerini açık bir şekilde gösteriyor” dedi.
"Gazetecilik faaliyetleri manipüle ediliyor"
Temur açıklamalarında dosyadaki tanıklara da değindi. Tanıklarından Kerem Gökalp’in ilk ifadelerinde Müftüoğlu’na dair beyanı olmadığını söyleyen Temur, Gökalp’in Ankara’ya götürülmesinden sonra bazı dosyalara ilişkin ifade verdiğini söyledi.
Gökalp’in, Müftüoğlu’na “yasa dışı yollarla örgüt kamplarına” gittiği yönünde iddiasına ilişkin Temur “Tanığın belirttiği dönemde Müftüoğlu’nun geçirdiği kaza nedeniyle bel ve boyun bölgesinde kırıklar vardı. Uzun süre tedavi gördü” dedi.
Temur iddianamede suç olarak sunulan Federe Kürdistan Bölgesi’ne geçişiyle ilgili de şunları kaydetti:
“2017’de yapılan referandumu takip için gitti. Müftüoğlu’nun oradan yaptığı imzalı haberlerle gidiş amacı ve yaptığı haberlerin delilleri mahkeme heyetine sunuldu. Gazetecilik faaliyetlerinin nasıl manipüle edilip ne şekilde örgütsel faaliyet gibi gösterildiği tam olarak burada başlıyor.”
"Tedbir uygulaması cezaya dönüştürülüyor"
Bir tedbir uygulaması olan tutuklamanın müvekkili şahsında cezaya dönüştürüldüğünü söyleyen Temur, sözlerini “Gazetecileri uzun süre tutuklu tutmanın temel amaçlarından birinin gazetecilik faaliyetlerinden uzak tutmak, yıldırmak ve bu noktada mesleği yapamaz hale getirmek olduğunu görüyoruz” diyerek noktaladı.
Mahkeme, tutuklu gazeteci Dicle Müftüoğlu'nu tahliye etmedi
(HA)