Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) kuruluşu, 31 Mart'ta ertelendikten sonra çok sınırlı değişiklikler yapılan Ceza Yasası ile ilgili Türkiye'deki aktivistlere destek verdiğini dün bir bildiri ile açıklayarak aynı endişeleri paylaştığını açıkladı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu da, TCK'daki 20'den fazla yasa maddesine dikkatleri çekerek, kaygılarını "Gazeteci hapiste olan ülke olmayalım" başlıklı bir açıklama duyurdu.
Ertelemeden sonra yapılanları "göstermelik" olarak değerlendiren Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul Şube Başkanı İsmail Saymaz ise, umutsuzluğunu, "1 Nisan öncesi eylemlerle kısmı sonuç almıştık ama belli ki bundan sonra herhangi bir düzenleme yapılmayacak" sözleriyle açıkladı.
RSF: "Basın suçlarına hapis kaldırılmalı"
Ceza Yasası'ndaki "Temel Milli Yararlara Karşı Hareket"e dair 305; eski 159. madde yerine getirilen "Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"ya ilişkin 301; "Gizliliğin ihlâli" ile ilgili 285; "Yargı görevi yapanı etkileme"ye dair 277, "İftira"ya ilişkin 267 ve "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" ile ilgili 216. maddelerini tehlikeli düzenlemeler arasında sayan RSF, basın suçlarına hapis cezasının kaldırılması gerektiğini açıkladı.
Basın meslek örgütlerinin eleştirilerinin yeterince dikkate alınmadığını iddia eden RSF, "Türkiye'deki gazetecilerin kaygılarını paylaşıyoruz; bir kez daha anlamlı değişikliklere gidilmesini talep ediyoruz" açıklaması yaptı.
Yasanın ifade özgürlüğü anlamında Avrupa standartlarının çok gerisinde olduğunu savunan RSF, bazı düzenlemelerin hem oto-sansürü yaygınlaştırma tehlikesi yaratabileceği hem de keyfi soruşturma ve kovuşturmaların önüne açacağı uyarısı yaptı.
TGC'den milletvekillerine: Bu fırsatı kullanın
TGC de, milletvekillerine yaptığı çağrıda, bugün TBMM Genel Kurulu'nda ele alınması beklenen Ceza Yasası ile ilgili maddelerin değiştirilmesi için son fırsat olduğunu bildirdi.
Ele alınacak değişiklik teklifinin "Türkiye'yi yeniden hapiste gazetecileri bulunan ülke" konumuna sokma tehlikesini gidermediği de vurgulanan açıklamada şöyle denildi :
"Adalet Bakanlığı'nın oluşturduğu çalışma grubunun belirlediği değişiklik önerileriyle İstanbul'da Milletvekillerinin katılımıyla yapılan toplantının ardından yasanın 7 maddesinde doğrudan, 5'inde de dolaylı olarak gündeme getirilen değişikliklere, Adalet Komisyonunda da bir maddenin eklenmesiyle değişiklik toplamı 13'e ulaştı".
"İntihara teşvik" ile ilgili 84, "hakaret"e ilişkin 125, "Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit"e dair 213, "Suç işlemeye tahrik" konulu 214, "Suçu ve suçluyu övme" hakkındaki 215, "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama"ya ilişkin 216, "Kanunlara uymamaya tahrik" ile ilgili 217, basın yayın yoluyla işlenen fiillere yüzde 50 artırım öngöre Ortak hüküm ile ilgili 218, "Etkin pişmanlık" hakkındaki 269, "Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs"e dair 288, "Cumhurbaşkanına hakaret"e ilişkin 299, "Devlete karşı savaşa tahrik"e dair 304 ve "Temel millî yararlara karşı hareket" ile ilgili 305. maddelerinde değişiklik öngörüldüğünü belirten TGC, bu maddelerdeki suç tanımlarındaki belirsiz ve yoruma açıklıklarının tümüyle giderilmediği, bir bölümündeki "basın yayın" için öngörülen hapis cezası artırımlarının indirildiğini duyurdu.
Cemiyet, buna karşın "Haberleşmenin gizliliğini ihlâl" ile ilgili 132, "Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması"na dair 133, "Özel hayatın gizliliğini ihlâl"e dair 134, "Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması" ile ilgili 140, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma" hakkındaki 220, "Müstehcenlik" ile ilgili 226, "Fiyatları etkileme"ye dair 237, "İftira" ile ilgili 267, "Gizliliğin ihlâli" ile ilgili 285, "Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"ya ilişkin 301 ve "Halkı askerlikten soğutma"ya ilişkin 318. maddelere dokunulmadığını açıkladı. Yürürlükteki Ceza Yasası'nda bile karşılığı para cezası olarak gösterilen "Müstehcenlik" ile ilgili 226. maddede hapis cezası öngörülmesi ise, olması bir ceza reformunu değil, geriye gidişi simgelemektedir.
TGC, Avrupa Konseyi kapsamında düzenlenen ve altında imza atılan bildirgelerle çelişen bir ceza yasasının, AB açısından da sakıncalı bir durum yaratacağı konusunda uyardı.
Saymaz: "Muhabir yandı"
Bundan sonra girişilecek değişikliklerle durumun fazla değişmeyeceğini savunan ÇGD temsilcisi Saymaz ise, en önemli sorunun kişisel haberleşmeye dair hükümler olacağını öngörüyor.
"Haberleşmenin gizliliğinin ihlali" ve benzeri düzenlemelerin işi kotaran muhabiri kanıt yükümlülüğüyle karşı karşıya getirdiğini savunan Saymaz, sorunu "Muhabirin konuşmaları nasıl kayıt edeceği, gazetede yayımlananlar karşısından gelecek itirazlar üzerine neye dayanarak kendisini savunacağı, pratikte nasıl olacak?" şeklinde ifade ediyor.
Saymaz, "Muhabirler telefonla, not tutarak görüş alırlar genelde. Gazeteler, günlük üretim üzerine çalışırlar, yapılan görüşmeler üzerine geri dönmek mümkün olmayabilir. Teyit süreci bir muamma olacak" diye konuştu.(EÖ/EÜ)