"Toplu işten çıkarmalar, Bölge Çalışma Müdürlüğü'nün (BÇM) iznine tabidir. BÇM'den izin alınmadan yapılan toplu işten çıkarmalar, mevcut yasaların ihlali anlamına gelecektir."
İlkiz, "Bu tür bir uygulamayla karşılaşanlar, hemen Bölge Çalışma Müdürlüğü'ne doğrudan bir şikayet dilekçesiyle başvurabilir" dedi.
Basın kurumlarında gündeme gelen çeşitli gelişmeler nedeniyle, son günlerde işine son verilen gazeteci sayısı "onlarla" ifade ediliyor:
Hürriyet ve Sabah gazetelerininin İstanbul ve Ege eklerinin kapatılması , Avrupa yayınlarının sona ermesi nedeniyle bu eklerde çalışan gazeteciler işsiz kaldılar.
İşten çıkarmalar köşe yazarlarını da kapsadı
Milliyet gazetesinde de işten çıkarılan köşe yazarları ve Yönetim Kurulu Üyeleri'ne bugün tebliğ yapıldı. Çıkarıldakları öğrenilen yazarlar şunlar:
Eski Genel Yayın Yönetmeni, Yönetim Kurulu Üyesi ve köşe yazarları; Umur Talu , Doğan Heper ve Yalçın Doğan , Köşe yazarları; Yalım Eralp , Şahin Alpay , Zeynep Oral , aynı zamanda serbest muhabirlik yapan yazarlar; Duygu Asena, Nilgün Cerrahoğlu, Karikatüristler; Turan Selçuk, Bedri Koraman.
Milliyet gazetesine yakın kaynaklardan, muhabir kadrosundan da çıkarmalar olacağı haberleri geliyor.
Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz, Star Televizyonu Editörü Mehmet Güç , 32. Gün programı muhabiri Rıdvan Akar , Cumhuriyet gazetesi muhabiri Berat Günçıkan ve Radikal muhabiri Celal Başlangıç ve Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlisi ve gazeteci Ragıp Duran , basın kurumlarında son günlerde sıklaşan işten çıkarmalar ve gazetecilerin geleceğini konusunda şu değerlerlendirmeleri yaptı:
Star TV editörü Mehmet Güç, işten çıkarmaların yeni olmadığını söyledi. Güç, daha önce Aralık ayında yaşanan benzeri işten çıkarmaların bugün kitleselleştiğini belirterek, "İşten çıkarmalar sanki ekonomik durumun doğal bir sonucu haline geldi, getirildi " dedi.
Güç, işten çıkarılanların bir kısmının yayın yönetmenlerinin "kontrol"de zorlandığı isimler olmasının dikkat çekici olduğunu söylerken, bir başka hatırlatma daha yapıyordu:
"Şu sıra işten çıkarılan ya da çıkarılacakları yolunda isimleri telaffuz edilenler arasında, bir zamanlar sendikasızlaşmaya sessiz kalan ya da sendikasızlaştırma uygulamasından sorumlu yöneticiler de var ne yazık ki..."
Basında niteliksizleşme
Güç sözlerine şöyle devam etti:
"Bu kadar medya çalışanı işten çıkarılarak bu gazeteler, bu yayın kuruluşları yayınlarına nasıl devam edecek? Görünen o ki, niteliksizleşme kaçınılmaz".
"Keşke bugünlere gelmeden önce, ben de dahil bir şeyler yapabilseydik. Bütün bu yaşananların önüne geçmek, elbette, süreci tersine çevirmekten geçiyor ."
32. Gün programından Rıdvan Akar ise bu durumun 1980'lerin sonunda başlayan sendikasızlaştırma sürecinin diyeti olduğunu hatırlattı:
Akar, "Daha önce gazeteciliğin diğer meslek gruplarından farklı olduğunu, gazetecilikte verimliliğin esas olduğunu savunarak sendikasızlaştırmaya seyirci kalan bazı gazeteciler, bugün bunun diyetini ödüyorlar. "
Gazeteciler arasındaki ücret uçurumu
Akar, asıl sorunun meslek içindeki gelir dağılımı uçurumu olduğunu ifade ederek, "Dünya standartlarının çok üzerinde ücret alan gazetecilerin yanında sigortasız, sosyal güvencesiz çalıştırılan onlarca gazeteci vardı. Bugün hem bu çarpık ücret politikasının, hem de batık bankaların bedelini, ikisinden de sorumlu olmayan gazeteciler ödüyor " dedi.
Gazetecilerin artık meslek örgütlerinde bir araya gelmesi gerektiğini söyleyen Akar, "Özellikle Gazeteciler Meclisi Girişimi (GMG) bu anlamda iyi bir adım. İçki sofraları dışında bir araya gelmeyi beceremeyen gazeteciler GMG aracılığıyla artık harekete geçebiliyor" diye konuştu.
Mülksüzler Medyası: Ne kadar gerekli
Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi, gazeteci Ragıp Duran da, "Siyasi yanı ağır basan ekonomik tensikat" olarak nitelediği son operasyonu şöyle değerlendirdi:
"Ekonomik kriz gerekçesiyle işten çıkarılan gazeteciler listesine baktığımızda, kamu yararını gözeten, gazetecilik meslek ahlak kurallarına saygı gösteren, çürüme-yozlaşma sürecine karşı çıkmaya çalışan meslekdaşlarımızın çoğunlukta olması dikkat çekici. Bence Türk Medyası zaten uzun zamandan beri Apoletli bir medya idi, son kara operasyonla artık medya niteliğini de yitirdi. Bu gelişme, kamu yararını gözeten yurttaş gazeteciliğinin, bir başka deyişle Mülksüzler Medyasının ne kadar gerekli ayrıca ne kadar da acil bir ihtiyaç olduğunu da gösteriyor."
Cumhuriyet gazetesi muhabiri Berat Günçıkan da işten çıkarmaların basında tekelleşmenin bir sonucu olduğunu belirterek, "Bu kriz bir yandan bankacılık yapan, bir yandan da işlerinin iyi gitmesi için basın desteğini kullanmak amacıyla gazete açan insanların yarattığı krizdir, ancak faturası basın emekçilerine çıktı " diye konuştu.
Gazetecilerin bir sendikal örgütlenme etrafında toplanması gerektiğini söyleyen Günçıkan, "Artık gazeteciler işçi olduklarını anlamalıdırlar " dedi.
Halkın haber hakkı zarar gördü
Radikal muhabiri Celal Başlangıç, ise, bu gelişmelerden öncelikle halkın haber alma hakkının zarar gördüğünü belirterek, gazetecilerin örgütsüzlüğüne dikkat çekti.
Başlangıç, bir yandan medyada sağlıksız bir büyüme , bir yandan da okuyucu sayısı açısından daralma olduğunu söyleyerek, bu ters orantılı gelişmenin işten çıkarmalarda büyük payı olduğunu vurguladı.
Bugün hangi kurumdan, kaç gazetecinin işten çıkarıldığı bilgisini toplayacak bir meslek örgütü bile bulunmadığını hatırlatan Başlangıç, "Şu anda bu gelişmeleri durduracak bir güç yok. Medyada tekelleşme ve onun yarattığı olumsuz sonuçlar, kısa vadede değiştirilemez" dedi.