Yaşar Kemal Vakfı, Darüüşafaka Cemiyeti ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ın ortaklığında “Gazeteci Yaşar Kemal” başlıklı söyleşi Yapı Kredi Kültür Sanat – Loca’daydı.
Dün (28 Şubat Çarşamba) düzenlenen söyleşinin Moderatörlüğünü yazar Feridun Andaç iletişim Bilimci ve akademisyen Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı gazeteci-yazar Vahap Munyar ve gazeteci- yazar Derya Sazak katılımıyla düzenlenen söyleşide, Yaşar Kemal’in gazeteciliği anlatıldı.
Giritli-İnceoğlu: Yazılarında hep bir umut var
Söyleşide ilk olarak konuşan İletişim Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Giritli İncoğlu, Yaşar Kemal’in gazeteciliğindeki röportajların derinliğine dikkat çekti, özetle şöyle dedi:
“Yaşar Kemal'in büyük ustanın sorduğu bir soruyla başlamak istiyorum konuşmama. Der ki Yaşar Kemal “Neden büyük röportajcıların hepsi büyük romancılardı? Büyük romancıları sayar. Sonra röportajcıları sayar ve “hepsi aynı zamanda dünyamızdaki büyük romancılardı” der. Röportaj, olayları şişirmek değil gerçeğe inebilmek olduğunu söyler.”
“Onun röportajları, özellikle örtük insanlık dramları, şehirlerin yoksulluğunu yoksulluk artı insanların yoksunluklarını insanın doğayla olan savaşını bakışındaki bütün duygu ve düşünceleri yansıması. Zaten ortaya çıkardığı röportajlarındaki unsurlar, yoksulluk, yolsuzluk hepsi var. Ama bunca acıya rağmen asla umudunu yitirmediğini görüyoruz. Hep bir umut var."
"Hani ‘başka bir dünya mümkün’ sloganı onun edebî gazeteciliğine çok da güzel yansıdığını görüyoruz. Neden? ‘Başka bir dünya mümkün’ dediğiniz zaman esasına bu mottonun içerisinde yalnız umut olmuyor, aynı zamanda bir protesto da var. Çünkü var olan içinde bulunduğu dönem çok da mutlu değil toplum. Bu toplumu en iyi anlatan isimlerden biri Yaşar Kemal.”
Sazak: Çok güçlü kalemler çok cesurlar
“Şöyle bir şansım oldu, Yaşar Kemal’le birlikte çalıştım. Biz onların çömezlerinin bu meslekte gazetecilikte usta çırak döneminde yetişen gazetecilerdik. Genel Yayın Yönetmenliği yaptığım dönemde, o zaman gazeteler tabak çanak veriyor ben de Ankara'dan gelmişim diyorum ki ‘kitap verelim’, Zülfü Livaneli’den geldi bu öneri, Yaşar Kemal’in kitabını verelim diyorum, veriyoruz. Onların gazetecilik yaptığı döneme bakınca, güçlü kalemler çok cesurlar.”
Munyar: Yaşar Kemal’in çırağıyız
Söyleşide son olarak konuşan Gazeteci Vahap Munyar, Yaşar Kemal’den cesaret aldıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Yaşar Kemal’i okumak kolay anlatmak zor gerçekten. Bizler Yaşar Kemal’den cesaret alarak gazetecilik yapıyoruz. Yaşar Kemal, anlatımıyla fotoğraf karesi gibi haberi anlıyorduk. Ben 45 yılı geride bıraktım, 46 yılımdayım kolay değil, bir yazı yazmak, böyle anlatmak okuru da işin içine katabilmek. Dolayısıyla Yaşar Kemal'in en büyük yönü siz orada olmadan o görsellik olmadan size anlatması. Size o ortamı ordaymışız gibi yaşatması ve de okuru bir kaçakçının işkence çektiği anı öyle anlatıyor ki siz de onunla birlikte mücadele etmeye başlıyorsunuz. Dolayısıyla böyle bir yönü var.”
“Bir başka yönü de şu hiçbir zaman kibirli biri olmadı. Üsten bakan biri değildi. Yaşar Kemal Gökçeli olarak kayıtlarda, 1977’de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin üyesi olmuş. Toplantılarımıza, yürüyüşlerimize katılırdı. Hep destek oldu. Gazeteciliğin örgütlü yapıldığı dönemlerde destek verdi. 'Oradan aldığımız cesaretle biz gazeteciliği sürdürmeye çalışıyoruz' dediniz. Gerçekten de öyle, Yaşar Kemal gibi ustaların izinden gidiyoruz. Onların çırağıyız.”
(EMK)