TGC hukuk danışmanı Fikret İlkiz'in hazırladığı rapordan yola çıkan gazeteci ve yayıncı kuruluşları TMY'de değişiklik öngören tasarının gazeteciler, yayıncılar, yazarlar, çevirmenler, eser sahipleri ve basın kuruluşlarının demokratik haklarını elinden alabilecek şekilde hazırlandığını ifade edip yasadaki deriye gidişin durdurulmasını, tasarıdan vazgeçilmesini talep ettiler.
"Terör suçu kapsamı tartışılacak"
"TMY'nin bazı maddelerinin değiştirilmesi tasarısının basın yayın özgürlüğüne etkileri" başlıklı toplantıda sözcü olarak TGC Başkanı Orhan Erinç, TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi, TYB Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tüzüner, PEN Türkiye Merkezi'nden Müge Sökmen, TYS Başkanı Enver Ercan, ve Kitap Çevirmenleri Meslek Birliği'nden Tuncay Birkan hazır bulundu.
Toplantıda dile getirilen taleplere destek vermek için Düşünce Suçuna Karşı Girişim' den Şanar Yurdatapan, Yayıncı Ragıp Zarakolu, yazar Murathan Mungan, Tutuklu Gazeteciler Dayanışma Platformu sözcüsü Necati Abay, TMY Karşıtı Üniversiteliler adına Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fadime Gök ve Uluslararası PEN'den Eugene Schoulgin de toplantıyı izledi.
Basın metnini okuyan TGS Genel Başkanı İpekçi, "TMY'de değişiklik öngören tasarı temel hak ve özgürlükleri sınırlandırıyor; terör tanımı ve hangi suçların terör suçu kabul edileceği konusunda hukuki tartışmalar yaratacak düzenlemeler taşıyor" dedi.
"Herkese 'terör örgütü propagandasını yapma' yolu açılır
İpekçi'nin basın ve ifade özgürlüğü anlamında TMY'de yapılacak düzenlemelerle ortaya çıkabilecek dikkat çektiği durumlar şöyle:
* Yeni 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu maddeleri ve bazı özel yasalar sayılarak çoğaltılmaktadır. Böylece her suçu terör suçu ve her suçluyu da terör suçlusu olarak görmenin yolu açılmaktadır. Bu durum uygulamada sorun yaratır.
* Basın yayın fiillerini doğrudan ilgilendiren ve dava açılan maddelerin başında Yasanın 6. maddesi geliyor. Buna göre; terörle mücadelede görev almış kişilerin isim ve kimliğinin açıklanması terör örgütlerine hedef gösterme addedilerek suç sayılıyor. Cezası para cezası.
* Basın yayın organı sahipleri genelde 'yayın' politikalarını belirlememekte ve yayınlanan haberleri, gazete ve dergileri yayınlandıktan sonra görmektedirler. Bu nedenle yayınlanan haberlerden basın yayın organı sahiplerini sorumlu tutmak hukuka uygun düşmez. Böyle bir durum editoryal bağımsızlığı zedeler.
* 'Terör örgütleri' başlıklı Madde 7 değiştirilmek istenmektedir. Tasarı ile getirilmek istenen 'terör örgütünün veya amacının propagandasını yapan' kavramı daha geniş yorumlanmaya açıktır. Bu suçun tayininde takdir hakkının genişliği ve suçun tanımı net olmadığından ortaya çıkabilecek sübjektif uygulamalar hukuka aykırılık yaratacaktır. Maddenin düzenlemesi Anayasada yer alan 'suçta ve cezada kanunilik' ilkesine aykırıdır.
* Basın için öngörülen cezalarda artışa gidilmesi ve 'süreli yayınlar' ibaresi tasarıdan çıkarılarak süreli ya da süresiz tüm yazılı basının yanı sıra televizyon, radyo ve İnternet sitelerinin de yasa kapsamında cezalandırılmasının öngörülmesi, yayınlar için öngörülen 15 günden 1 aya kadar kapatma cezasının ise her türlü basın yayın organları için süresiz hale getirilmesi çok kaygı vericidir.
İpekçi, basın özgürlüğünün kısıtlanmasının çok daha başka toplumsal gerginliklerin artmasına neden olacağını söyleyerek "Söz söyleyen, yazı yazan, bir kitap veya makale çeviren ya da yayınlayan, terörle ilgili haber yayınlayan herkes, yani aydınlar,yazarlar, çevirmenler, yayınevi sahipleri, gazete sahipleri ve gazeteciler özel yetkili 'eski DGM'ler' mahkemelerde yeniden ve artan oranda yargılanmaya başlayacaklar ve halen devam eden benzeri davalar yanında açılacak yeni davalarla karşılaşılacaktır" dedi.
"Böylece açılan her davadan dolayı demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğü tartışmaları giderek toplumsal sorunların artmasına neden olacaktır."
Erinç: Sonuna kadar takipçisiyiz
Toplantıda söz alan TGC Başkanı Erinç, Genel Kurul'dan Cumhurbaşkanlığı'na kadar tasarının ele alınacağı her aşamada kaygılarını, tepkilerini ve uyarılarını sürdüreceklerini ve tasarının iptali için umutlu olduklarını belirtti.
Erinç, muhalefet partisi de dahil siyasilerin "Yargılanmalar başlasın, sonra ele alırız" mantığıyla yaklaştığını söyledi ve "Önemli olan yargılanıp beraat etmek değil hiç yargılanmamak" dedi.
Yurdatapan: Bu tasarı herkesi etkileyecek
Yurdatapan, aslında tasarının incelenmeye gerek olmadığını, ana hatlarıyla bile ifade özgürlüğüne engel olduğunu söyledi. Yurdatapan TMY karşıtlarının ulaşabileceği tüm mercilerde tepkilerini göstermesi gerektiğini ve bir milletvekiline gönderilen sms'in bile önemli olacağını ifade etti.
Yurdatapan, "Tasarının her kesimi etkileyecek kapsamda olması bir anlamda bizlerin şansı. Bütün farklı kesimler yan yana durarak karşı çıkabilirler. Bu tasarı hiç kimsenin işine yaramaz" dedi.
Gökmen: Aydının eleştirel kimliği engellenirse güç başkalarının eline geçer
"Aydının ilk vazifesi eleştirmektir" diyen PEN Türkiye Merkezi'nden Sökmen, TMY'de yapılacak değişiklikle aydının eleştirel kimliğinin zedeleneceğini, oto-sansürün söz konusu olacağını ifade etti.
"Eğer oto sansür olursa, bizler kendimizi geri çekersek güç başkalarının eline geçer. Bunu önlemliyiz."
Sökmen, PEN'in TMY karşıtı harekete destek mesajlarını da toplantıda kamuoyuna iletti.
Yayıncı Zarakolu çevirmenlerin telif hakkı için "eser sahibi" konumlarının yasalarca sağlandığını ancak bu avantajın bile tasarıyla çevirmenler aleyhine çevrildiği ve çevirmenin ""eser sahipliği sıfatıyla yargılanabileceğine vurgu yaptı.(EZÖ/EÖ)