"Din farklılığına dayanarak, halkı birbirine karşı kamu düzeni için tehlikeli olabilecek şekilde düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik" iddiasıyla 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan yazarlar,
"Radikal" gazetesi yazarı Neşe Düzel ve yazı işleri müdürü Hasan Çakkalkurt'un yargılanmasına İstanbul 6 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) devam edildi. Duruşma karar için 27 Aralık gününe ertelendi.
Duruşmaya gazeteciler Neşe Düzel ve Hasan Çakkalkurt ile avukatları Gülçin Çaylıgil, Köksal Bayraktar ve Şehnaz Güzel katıldı. Duruşmayı Düşünceye Özgürlük Kampanyası'nın sözcüsü Şanar Yurdatapan da izledi.
Gazetecilere 3 yıl hapis istemi
"Radikal" gazetesinin 8 Ocak 2001 tarihli nüshasında yayımlanan "Alevi Yarası" başlıklı röportaj nedeniyle gazeteciler, Türk Ceza Kanunu (TCK) 312. madde uyarınca "halkı mezhep faklılığı gözeterek kamu düzeni olarak tehlikeli olacak bir şekilde kin ve düşmanlığa tahrik" iddiasıyla yargılanıyor.
Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı Murtaza Demir'le yapılan bu röportaj nedeniyle gazeteciler 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya.
Çakkalkurt: Suç unsuruna rastlamadım
Duruşma hakimi, iddia makamının bir önceki duruşmada esas hakkında mütalaası yenilediğini, Uyum Yasası'ndaki değişiklikleri de göz önünde tutarak gazetecilerin cezalandırılmasını istediğini hatırlattı.
Duruşmada son sözleri sorulan gazeteci Hasan Çakkalkurt, Neşe Düzel'in çok saygın, deneyimli ve etik değerlere bağlı bir gazeteci olduğunu belirterek şu görüşlerini sıraladı:
* Yazının yer aldığı sayfa, haftada bir yayımlanıyor.
* O hafta kamuoyunu ilgilendiren gelişmeler, konunun uzmanı veya konuya yakın kişilerin görüşleri alınarak aktarılır, tarafımızdan incelendikten sonra yayımlanır.
* Gazetecilik zamana karşı yarış mesleğidir. Yayımlanan yazıları çok ayrıntılı şekilde inceleme şansımız ne yazık ki yok.
* Ben yazıda herhangi bir suç unsuruna rastlamadım.
* Takdir mahkemenindir. Beraatimi istiyorum.
Düzel: Sorunları çözmeyenlere dava açılsın
Daha önce esas hakkında savunma yapan gazeteci Neşe Düzel ise, son sözlerini şöyle dile getirdi:
* Kışkırtıcılık yapmakla suçlanıyorum. Sorunları dile getirdiğim için kışkırtıcılıkla suçluyorlar.
* Aslında sorunları çözmemek kışkırtıcılıktır. Bu sorunları çözmeyen yöneticilere dava açılmıyor, sorunları çözmeye çalışanlar yargılanıyor.
* Demokratik yollardan sorunların çözülmesine katkı yapıyorum ben.
Çaylıgil: Adil yargılamaya gölge düştü
Gazeteci Düzel'in avukatı Gülçin Çaylıgil ise, duruşmanın ilk celsesinde esas hakkında mütalaasını veren ve gazetecilerin TCK 312. maddesi uyarınca cezalandırılmalarını isteyen iddia makamını eleştirdi. Avukat Çaylıgil şunları söyledi :
* TCK 312. madde değişikliğinden sonra Savcı bey, soruşturmanın genişletilmesi talebimize rağmen, daha ilk duruşmada, esas hakkında mütalaasını sunarak gazetecilerin cezalandırılmasını istedi.
* Deliller toplandıktan ve değerlendirildikten sonra ve dava sonunda mütalaa verilir.
* Bu durum benim gözümde, adil yargılamaya zarar veriyor.
* TCK 312. maddede önemli değişiklik yapıldı ama iddia makamı önemsizmiş gibi bunu dikkate almadı.
Yargıtay içtihatları dikkate alınmıyor
* Ayrıca Yargıtay içtihatları dikkate alınmıyor. Yargıtay, somut tehlike ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ölçütlerinin dikkate alınmasını istiyor. Bu çok önemli bir karardır.
* Röportajın yapılmasının amacı, açlık grevi yapan, ölüme ve teröre itilen Alevi gençlerinin durumuna ışık tutmaktır. Bunu da bir Alevi derneğinin başkanı olan Murtaza Demir ile görüşerek yapıyor.
* Geçen gün, NTV televizyonunda Profesör Ali Doğan, Alevi gençlerin sorunlarını anlattı.
* Genelkurmay Başkanlığı, Alevi gençlerin sorunlarını tespit etmek amacıyla bir rapor hazırlattı.
* Neşe Düzel Türkiye'de çok ciddi gazetecilik yapan bir gazetecidir.
* Kaldı ki, bütün bu unsurlar göz önünde bulundurulduğunda yazı TCK 312. madde kapsamına girmez.
Bayraktar: Her şey tahrik olmaz!
Ardından söz alan Düzel ve Çakkalkurt'un avukatı Köksal Bayraktar, yeniden esasa ilişkin savunmasını mahkemeye sunarak, yazının içerik ve amacının, ayrıca, TCK 312. maddede yapılan değişliklerin temel alınması gerektiğini belirterek şu noktalara işaret etti:
* Yazıda röportajı yayımlanan Murtaza Demir ne diyor? Alevi gençlere kamu kurumlarında istihdam edilmiyor, devlet yetkililerine sorunlarını ulaştıramıyor, Diyanet İşleri Bakanlığı'nda Alevilerin temsil edilmiyor. Yazıda önerilen çare ise, bu olaylara hukuksal açıdan hoşgörü gösterilmesidir.
* Haklarındaki iddialarda kuşku varsa sanıklar bundan yararlanırlar. Bu çok önemli kuraldır. Yargıtay, yargılamaya konu bir yazıda ders, sorun ve kamu yararı yönlerinin gözetilmesini ister.
* Neşe Düzel'in işlediği konular gerçektir. Bundan 38 yıl önce, Sıddık Sami Onar, idare hukuki kitabında, Alevi toplumunun yaşadığı sorunların zamanla, Alevilerin örgütlenmelerine ve içerde ve dışarıdan yönlendirmelere açık hale geleceklerini belirtiyor.
"Tahrik yok"
* Yazı güncel bir sorunu ele aldığı gibi kamu yararını da gözetiyor. Her şey tahrik olmaz. Ben şu an sizi tahrik ediyor muyum? Her yazıyı, her yiyesi, her oyunu tahrik olarak değerlendiremeyiz.
* Yazı yayımlandıktan sonra da, Alevi gençler, "Neşe Düzel dediği gibi..." sloganlarıyla bir suça mı yöneldiler? Hayır.
* Gazetecilerin böyle bir kastı yok. TCK 312. maddesinde belirtilen suçun unsurlarının bulunmadığından Düzel ve Çakkalkurt'un beraatlarını talep ediyorum.
Güzel: Haber alma özgürlüğü kapsamındadır
Avukat Şehnaz Güzel de yazının haber alma ve verme özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini isteyerek sanıkları beraatlarını istedi.
Duruşmaya ara veren mahkeme hakimi, karar için duruşmayı 27 Aralık gününe erteledi. (BB)
Gazeteci Düriye Neşe Yaşar (Neşe Düzel) ve yayıncı Osman Nihat Tuna, "Türkiye'nin Gizlenen Yüzü" adlı kitabın bazı bölümlerinde "Halkı, mezhep farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik" edildiği iddiasıyla yargılandıkları davada öne sürülen suç unsuru oluşmadığı gerekçesiyle beraat etti.
"Kışkırtıcılık değil gazetecilik yaptım"
İstanbul 4 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan Neşe Düzel katıldı. Davanın diğer sanığı olan İletişim Yayıncılık A.Ş'nin yayından sorumlu yönetim kurulu üyesi Osman Nihat Tuna ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada savunmasını yapan Düzel, iddia edildiği gibi kışkırtıcılık yapmadığını belirterek, bir gazeteci olarak toplumdaki sorunları araştırdığını söyledi.
Suça gerekçe gösterilen başlık
Duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan DGM Cumhuriyet Savcısı İsa Dalgıç, İletişim Yayınları tarafından basılan "Türkiye'nin gizlenen yüzü" adlı kitabın 98-108. sayfaları arasındaki bölümde, Neşe Düzel'in Gazi Mahallesi Muhtarı Nevzat Altun ve "cemevi dedesi" Hüseyin Gülen'le yaptığı röportajın "Aleviler'e terörist gözüyle bakılıyor" başlığı altında yer aldığını söyledi.
Savcı : "Gazeteci sorunları inceledi"
Bu röportaj nedeniyle Düzel ve Tuna hakkında "Halkı, mezhep farklılığı gözeterek, kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" suçundan dava açıldığını hatırlatan Savcı Dalgıç, ancak söz konusu röportajda Gazi Mahallesi'nde yaşayan insanların sorunlarının incelendiği, mahalle halkının inançları nedeniyle yaşadıkları zor durumun ele alındığının anlaşıldığını bildirdi.
Mahkeme Savcı görüşüne katıldı
Savcı Dalgıç, TCK'nın 312. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 1 ile 3'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları istenen Düzel ve Tuna'nın, suç unsuru oluşmadığı gerekçesiyle beraatlerini istedi.
Aydın Korkmaz (Yeniden Yeni Çeşme)
İzmir'de yayımlanan yerel "Yeniden Yeni Çeşme" gazetesi yazı işleri müdürü Aydın Korkmaz, 27 Ağustos'ta Urla Cezaevi'ne teslim oldu. "1 Mayıs Bayram, 6 Mayıs Hüzün mü?" başlıklı yazılar nedeniyle gazeteci, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik", "bölücülük propagandası" iddialarıyla 13 ay 6 gün hapse mahkum edildi. Dört aylık bir erteleme hakkından yararlanan gazeteci Korkmaz, bir hafta hapiste kaldıktan sonra, yürürlüğe giren 4454 Sayılı Basın ve Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun" uyarınca tahliye edildi ve cezası şartlı olarak kaldırıldı.
Günlük "Akit" gazetesinin 28 Haziran 2000 tarihli sayısı, "Hata Etmişiz" başlıklı yazıda "Halkı din, dil, ırk, bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik" iddiasıyla Devlet Güvenlik Mahkemesi savcılığı emriyle toplatıldı. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya'nın ölümüyle ilgili yazılar nedeniyle de gazete hakkında soruşturma açıldı.
"Yeni Evrensel" gazetesi, 6 Haziran 1999 tarihinde çıkan "Kürt sorunu ya da tam eşitlik mücadelesi" başlıklı yazıda "kin ve düşmanlığa tahrik" edildiği gerekçesiyle, 6 Ekim 2000'den itibaren 10 gün kapalı kaldı. Kapatma kararı, 5680 Sayılı Basın Kanunu'nun 1-2 maddesi uyarınca alındı.
Şerif Erol ve Muammer Ketencioğlu (Açık Radyo)
Açık Radyo'daki bir programında "Bölücülük propagandası" yaptığı öne sürülen müzisyen Muammer Ketençoğlu ile radyonun Genel Yayın Koordinatörü Şerif Erol, beraat etti.
İstanbul 4 No`lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki (DGM) duruşmada son sözleri sorulan sanatçı Ketençoğlu, " küçük yaşlardan beri müzikle ilgilendiğini ve radyo programında dünyanın dört bir yanındaki halk müziklerini yayınladığını belirterek, davaya konu olan programda, Muş yöresindeki eski Ermeni türkülerine yer verdim. Müzik, evrensel bir dildir. bölücü değil, yapıcıdır`` dedi.
Ermenice türkü suç değil
Açık Radyo Genel Yayın Koordinatörü Şerif Erol da programda bölücülük propagandası yapılmasının mümkün olmadığını kaydetti. Sanık avukatları da müvekkillerinin beraatlarını istediler. Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında TCK`nın 312. maddesinin 2 ve sonuncu fıkraları yönünden suç unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraatlarına karar verdi.
İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Açık Radyo'da 7 Ekim 2000 tarihinde yayınlanan "Tuna`nın beri yanı" adlı programda, TCK`nın 312. maddesinin 2 ve sonuncu fıkraları uyarınca ``Yayın yoluyla halkı, sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek`` suçunun işlendiği belirtiliyordu. İddianamede, bu nedenle Ketençoğlu ve Erol`un, 2 ile 6`şar yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyordu. (NA)