Panogiota Masouridou (adının kısa halinin Türkçe okunuşuyla Yota Masuridu) Yunanistanlı bir avukat. İstanbul'daki uluslararası "Özgürlük Mücadelesi ve Hukuk" sempozyumunun katılımcılarından biri. Konuşmasında, özellikle 2001'den sonra yaygınlaşan "terörle mücadele" yasalarına dayanarak dünyanın her tarafında "kara listeler"in oluşturulduğunu, binlerce insanın haklarının ihlal edildiğini, bunun bütün dünyada eşzamanlı bir süreç olarak yaşandığını, dolayısıyla uluslararası bir karşı mücadele gerektiğini örnekleriyle anlatı.
Konuşmanın ardından bianet'in bu süreçte gazetecilerin nasıl bir rol oynadığını sorduğu Masouridou, "Gazeteciler cadı avının peşinden koştu. İnsanları ateşe atan ilk yargıçlar onlardı. Guantanamo'da, Irak'ta, Afganistan'da CIA'in gizli gözaltı merkezlerinde tecrit edilen insanların sesleri duyulmadı" diyor.
Peki, gazetecilerden bunun yerine ne bekliyor?
"Bilginin dolaşımı bir sorun. Tecrit altındaki insanlardan bilgi almak gerek ki, diğer insanlar neler yaşandığını görebilsin. Bu yüzden gazeteciler, halkların, bilgiyi üretemeyen ve yayamayan ezilenlerin sesi olmalı.
"Sonra da bu konuları tartışmaya açmalılar. Yanlış olan nedir? Gerçek mücadele hangisidir? Hapishane ne demektir, gibi."
"Kara listedekiler listede olduğunu bile bilmiyor"
Masouridou, "kara liste" uygulamasını şöyle tanımlıyor: Devletlerin, örgütler ve kişiler üzerinde, terörizmle bağlantı şüphesiyle yaptırım uygulaması. En yaygın yaptırımlar, mali varlıkları dondurmak ve seyahati engellemek. Bunun doğrudan bir ceza hukuku yaptırımı olmadığını, dolayısıyla yasadışı olduğunu vurguluyor.
Masouridou'nun sınıflandırmasına göre, Birleşmiş Milletler (AB), Avrupa Birliği (AB) düzeyindeki genel kara listelerin dışında, başta ABD ve Britanya olmak üzere ülkelerin de listeleri var. Bir de listesi olmayan, ama diğer listeler üzerinden yaptırım uygulayan Yunanistan gibi ülkeler olduğunu söylüyor.
"Britanya 2001'deki terörle mücadele yasasıyla, İçişleri Bakanı'na kara liste yetkisi verdi. Düşünün, bir sabah uyanıyorsunuz, kiranızı ödeyeceksiniz ama bankada paranızın dondurulduğunu öğreniyorsunuz. Buna dava açma hakkınız var, ama özel bir mahkemede. Üstelik avukatınız dosyayı göremiyor, siz duruşmalara katılamıyorsunuz. İşkenceyle elde edilmiş bilgiler kanıt olarak kullanılabiliyor."
AB'nin altı ayda bir gözden geçirdiği listesi için net ölçütleri olduğunu, "hassas ve doğru bilgi, ciddi ve net kanıt" gerektiğini söylüyor. Ama sonra itirazını açıklıyor: "Bunlar 'terörizmle bağlantı' kanıtları. İyi de terörizmin ne olduğu uluslararası hukukta tanımlı değil ki..."
Bu yaptırımların, kişi ve örgütlerin adil yargılanma, savunmaya erişme, örgütlenme, ifade, mülkiyet ve seyahat hak ve özgürlüklerini ihlal ettiğini belirten Masouridou, "Ayrıca ne yasal dayanak var ne de yaptırımlar cezanın orantılığıyla bağdaşıyor. En çok da siyasi sığınmacılar ve mülteciler etkileniyor" diyor ve ekliyor:
"Bu 'terörle mücadele' süreci, insan hakları ihlallerine kapıları araladı. Bununla uluslararası bir dayanışmayla mücadele etmeliyiz. Çünkü süreci uluslararası planda işletiyorlar. Unutmayalım, adalet olmazsa barış olmaz." (TK)