Savaş konseptinin bir parçası olarak haber sitelerine girişimin engellenmesi, gazetelerin tehdit edilmesine karşı gazeteciler bir araya gelerek sansüre ve baskıya karşı forum gerçekleştirdi. Gazeteciler Kürdistan'da yaşanan savaşta gazetecilere uygulanan baskıyı kırabilmek, sansürü aşmak için bölgeye gitme kararı aldı.
TMMOB'da düzenlenen forumu, sansüre uğramış haber sitelerinde çalışanlar ile çok sayıda gazeteci, yazar katıldı. DİSK Basın-İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş, ETHA, DİHA, Evrensel Gazetesi, Özgür Gündem Gazetesi, Sendika.org ile TGS, Basın İş ve gazeteci Celal Başlangıç'ın örgütleyicisi olduğu forumun çağrı metnini okudu.
Yurttaş, “Biz gazeteciler savaşa ve savaşın yarattığı baskı, sansür, tehdit ortamında mesleğimizi yapma zorluklarını nasıl aşacağımızı konuşmak için bir araya geldik" dedi. TGS Genel Başkanı Uğur Güç, gazeteciler üzerindeki baskılara dikkat çekerek, baskılara karşı birlikte mücadele edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
“Dayanışma ağı oluşturulabilir”
Forumda, basın üzerindeki baskı ve sansüre karşı neler yapılabileceğine dair konuşmalar yapıldı, öneriler sunuldu. İlk olarak Alternatif Medya Derneği, sansürü aşmak için belirlediği yolları slayt gösterisiyle anlattı. Dernek, TİB'in gerekçesiz engelleme yaptığını, insanları VPN gibi alternatif yollara yöneltmek gerektiğini ve belirlenen sitelerden haberlerin yer aldığı "engellenemez.org" adı altında ortak bir sitenin açılabileceğini, sitenin şuan için test yayınına başladığını anlattı. Gazeteciler üzerindeki baskılara karşı dayanışma ağı oluşturulabileceğini kaydetti.
Sendika.org editörü Ali Demirhan, birilerinin kapatılma emri verdiği için sitelerin engellendiğini belirtti, "Bize herhangi bir örgüt propagandası yaptığımızdan değil, haberlerimizden kaynaklı ceza veriliyor" dedi. Medyanın algısının bu konuda değişmesi gerektiğine dikkat çeken Demirhan, basın kuruluşlarını bu sürece destek vermeye çağırdı.
Demir: Süreç barış söylemi etrafında örülmeli
DİHA editörü Çağdaş Kaplan, sitelerinin engellenmesindeki gerekçenin kendilerine tebliğ dahi edilmediğini belirterek, sürecin hukuksuz olduğunu kaydetti. DİHA'nın internet sitesinin dört kez engellendiğini dile getiren Kaplan "Ajansların halka ulaştığı tek yer sitesidir. Fiili bir engellemeyle karşı karşıyayız" dedi. Bu süreci barış sürecinin parçası olarak ele almak gerektiğini belirten Kaplan, basın üzerindeki baskıların toplumun gündeminde olması gerektiğini kaydetti.
ETHA editörü Arzu Demir, yaşam hakkının olmadığı yerde basın hakkının da olmadığına dikkat çekti. Demir, sürecin savaşa karşı barış söylemi etrafında, barış gazeteciliği temelinde örülmesi gerektiğini belirtti.
KAOSGL editörü Yıldız Tar, basına uygulanan sansürün savaşın parçası olduğunu belirtti. Barış gazeteciliği çerçevesinde bir araya gelmek gerektiğini belirtti.
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, "Türkiye'de yazılı basının devletle bir mücadelesi vardı. Hukuksuz bir şekilde dönemin popüler olan haber ağı internet haberciliği daha rahat engellenebiliyor. Adım attıkça sesimizi biraz daha çıkarabiliriz" ifadesinde bulundu.
Avukat Mehmet Emin Erdem, “Engellemelere karşı yaptığımız itirazlar reddedilse de tarihe not düşülmesi için şikayetlerde bulunulmalı" dedi. Bu tür davaların toplumsallaştırılması, teşhir edilmesi gerektiğini belirten Erdem, "Hukuku geri planda bırakmayacağız ama toplumsal ayağı da olmalı" dedi.
Yılmaz: Kürt basını neden yalnız bırakılıyor?
Özgür Gündem Gazetesi editörü Sedat Yılmaz "Siyasal iktidarın çıkarlarına ters düşen bir şey yapınca, Kürt sorununu ele alınca sansürleniyoruz" dedi.
Yılmaz, Kürdistan'daki savaş ortamında basına uygulanan baskının kırılması gerektiğini belirterek, “Bugün Kürdistan'da bütün kitle iletişim araçları kesilmiş durumda. Buna çözüm olabilecek bir ağ oluşturmak gerekiyor. Bu dayanışma ağını neden biz örmüyoruz" şeklinde konuştu.
TGS ve TGC'nin neden Kürdistan'a bir heyet göndermediğini soran Yılmaz, "Kürt basını neden yalnız bırakılıyor. Kürdistan'da bütün ormanlar yakıldı ama bu ülkede köşelerinde her gün bağıranlara inandıramadık. O savaşın olup bitenini güçlü yansıtırsak o zaman başarılı oluruz. Bir kadının cenazesi çırılçıplak bir ülkede ortaya konuluyorsa o ülkede vicdan yoktur" diye konuştu. Yılmaz "Bugün şiddetli bir karşı duruş sergilemezsek, Kürt basınını yalnız bırakırsak yarın herkesin durumu daha kötü olacak" dedi.
Sedat Yılmaz'ın çağrısına karşılık TGS Başkanı Uğur Güç, Kürdistan'daki savaşı yerinden görmek için heyet oluşturacaklarını ve hareket edeceklerini belirtti. Gazeteciler, kısa bir süre içinde bir araya gelerek, forumda yapılan diğer önerileri de karar altına alacak.
Şırnak ve Hakkari'ye gitme kararı alındı
Forumun ardından bir araya gelen çağrıcı kurum ve sendika temsilcileri, bir grup gazeteci ile birlikte Şırnak ve Hakkari'ye gitme kararı aldı. Gazeteciler ve basın meslek örgütleri, hem yaşananları yerinde görüp yazacak hem de can güvenliği riski altında gazetecilik yapan Kürt gazetecilerle dayanışma içinde olduğunu ifade edecek. (EA)
Bu haber sansürlü haber sitesi Fırat Haber Ajansı'nın 18 Ağustos 2015 bülteninden.