"Başkanım yer, zaman ve komut bekliyoruz senden. Vatanseverler"
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Başkanı Devlet Bahçeli'nin "demokratik açılım" üzerine açıklamasının yer aldığı haberin altındaki okur yorumlarından biri böyle.
Gazetelerin İnternet sayfalarında yer alan okur yorumlarının içerdiği nefret söylemi üzerine Habertürk, Sabah ve Hürriyet gazetesi yetkilileriyle konuştuk.
15 bin yorumdan hakaret içerenleri koymuyor
Habertürk gazetesinin okur temsilcisi yok. 9:00-18:00 saatleri arasında gelen okur yorumlarını değerlendiren Selin Saratutmaz gelen yorumları değerlendirirken "hakeret, küfür" içermemelerine dikkat ettiklerini söylüyor.
Bir diğer ölçütse her türlü görüşe yer eşit derecede yer vermek. "Açılım" konulu haberlerin yorumlarını soruyoruz. Zaten şu günlerde en çok yorum gelen haber konusu bu.
Saratutmaz günde oratalama 15 bin yorum geldiğini, sadece bir haberin altına onaylanmış 200 okur yorumu girdiğini söylüyor.
Her görüşe yer vermeyi tercih etseler de gelen yorumların daha çok açılım karşıtı olduğunu söyleyen Saratutmaz'a MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'ın açıklamalarını içeren "Demokratik Açılım Bitmiştir" başlıklı haberin okur yorumlarını soruyoruz.
"Ne kadar çok şehit verirsek MHP o kadar kârlı çıkar", "viva (yaşa) MHP", "kan vermeye devam"... Bu yorumlarda birine hakaret edilmiyor ama nefret söylemini, savaşı, kan dökmeyi meşru görüyorlar.
Saratutmaz bu soruya şöyle cevap veriyor:
"Tahrik edici yorumları sayfaya koymamaya özen gösteriyorum. Çünkü kavgaya dönüşüyor. Fakat diğer yandan aynı tahrik edici yorumu ısrarla beş yüz kere gönderen okurlar var. Çok fazla yorum alıyoruz. O nedenle elemekte zorlanıyoruz. Açılım konusunda özellikle MHP'li gençlikten çok yorum geliyor."
Bu haberin 17 bin 500 kez tıklandığını Saratutmaz'dan öğreniyoruz.
"Okur yorumu"ndan rahatsız olanlar Saratutmaz'a yönlendiriliyor. "Çok yoğun çalıştığımız için benim de gözden kaçırdığım sakıncalı yorumlar olabiliyor. Eğer şikayet gelirse ve hatalıysa o yorumu sayfadan kaldırıyorum."
Saratutmaz 24 saat içinde üç kişi olarak okur yorumlarını değerlendirdiklerini söylüyor.
"Öcalan asılsın" yerine "idam cezası kalkmasaydı"
Hürriyet Gazetesinin okur temsilcisi Temuçin Tüzecan ayrıldı. Henüz yerine birisi atanmadı. Gazetenin İnternet servisinde okur yorumlarıyla beş kişi ilgileniyor. Seycan Aksu da onlardan biri. Okur yorumlarını değerlendirirken onların da ölçütü hakaret içermemesi.
"Kimseyi kırmadan, aşağılamadan herkesin görüşlerini ifade etmesine çalışıyoruz. Olumlu yapıcı yorumlara daha fazla yer vermeye gayret ediyoruz."
"Açılım" konulu haberlerde bir haber için ortalama 800 yorum gelirken bunların yaklaşık yarısı sayfaya giriyor. "Kimi yorumları beş kişilik ekibimizle değerlendiriyoruz. İlk bakışta anlaşılmayan ama ucu başka yerlere giden yorumları almıyoruz."
Serviste gün boyu bir kişinin 2 bin 500 yorum okuduğunu söyleyen Aksu'ya "Öcalan'ın yol haritası 1 Eylül'de Diyarbakır'da açıklanabilir" başlıklı haberin altındaki "İdam cezası kalkmasaydı" ya da "Öcalan asılsaydı böyle olmazdı" gibi yorumları soruyoruz.
"Ortalık kızıştıracak yorumları sayfaya koymuyoruz. Ama öyle yorumlar geliyor ki kötünün iyisini yayınlıyoruz. Biz asla idam edilsin, asılsın gibi yorumları vermiyoruz, söz konusu olan bir seri katil bile olsa, diğer yandan bahsettiğiniz yorumlarda da 'asılsın' denmiyor, 'idam cezası kalkmasaydı bu adam ölmüş olurdu, ülkenin başına daha fazla bela olmazdı' deniyor. İkisi aynı şey değil. Yani 'gebersin' gibi kafatasçı yorumlar almıyoruz."
"Bu adam kim ki, birilerinin ona haddini bildirmesi gerek, şehitlerin kemikleri sızlıyor" yorumunu sorduğumuz Aksu "Sonuçta müebbet cezası almış Öcalan'dan bahsediliyor. Dolayısıyla bu yorum rencide edici değil. Zaten Öcalan haberlerinde rencide edici olmasından çok ortalığı kızıştırmayacak yorumlar olmasına dikkat ediyoruz."
"Nefret söylemi TCK'de yer bulmalı"
Sabah gazetesi okur temsilcisi Yavuz Baydar "Hukuk sınırlarını aşan yorumlar gelen şikayet üzerine çıkarılıyor" diyor.
Fazıl Say'ın açılım üzerine görüşlerini içeren habere "ergenekon mustafa" isimli okurun yorumunu Baydar'a aktarıyoruz:
"Ağzı olan konuşuyor. Kürtlerin kültürel hakları da ne demek? İnsanları öldürmek, ülkeden biraz daha fazla toprak koparmaya çalışmak, terör yaratmak mı? (...)"
Baydar'a göre buradaki esas mesele henüz Türkiye'de ırkçılık ve nefret söylemiyle ilgili Türk Ceza Kanunu'nda Batı ve Avrupa Birliği normlarına uygun bir formülasyonun yer almaması.
"TCK 216. madde nefret söylemiyle ilgili ama ırkçı nefret söylemini tam olarak kapsamıyor. Daha da beteri İbrahim Kaboğlu-Baskın Oran'ın yaşadığı gibi kimi savcılar tarafından tersine yorumlanıyor. Kanun ne kadar net olursa uygulama da o kadar net olacak. O zaman sorumlu basın kesimi sanal alemde okur yorumlarını bu açıdan daha iyi denetleyecektir."
Nefret söylemi içeren okur yorumlarının kamuoyundaki etkisine dair Baydar'ın yorumu şöyle:
"Bu durumu iki açıdan değerlendirebiliriz. Gelen yorumlar bize sosyolojik açıdan bir şey söylüyor ama diğer taraftan elbette tüm medeni dünyanın kabul ettiği gibi nefret söylemi, ırkçı nefreti körükleyici söylem kabul edilemez. Bunun gerekçesi de toplumsal huzursuzluğa, çatışmaya yol açmasıdır. Okurları negatif yönde etkilediği kanaati çok yaygın." (EZÖ)