Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün açıkladığı Demokratikleşme Paketi'ni bianet'e değerlendiren gazeteciler, mahpus gazeteciler ile pakette basın ve ifade özgürlüğüne yönelik düzenlemelerin eksikliğine dikkat çekti.
bianet'e konuşan Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin ile Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kaldırılmadan demokratikleşmenin mümkün olamayacağını vurguladı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto ise bianet'e paketin açıklandığı toplantıda bazı gazeteciler yönelik akreditasyon engelinin uygulandığını belirterek daha en başta paketten umutlu olmadıklarını, mahpus gazeteciler açısından da bir ilerleme kaydedilmediğini ifade etti.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ise başbakanın sürece devam edeceklerini söylediğini hatırlatarak ileriki aşamada cesur adımlar atılarak özgür basın için gerekli ortamın oluşturulması gerektiğini söyledi.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Başkanı Atilla Sertel basın açıklaması yaparak pakette ifade özgürlüğüne yönelik düzenlemelerin yer almamasının kabul edilemeyeceğini ifade etti.
Keskin: TMK kaldırılmadan demokratikleşilmez
Pakete yönelik çok fazla umudum yoktu ancak bu kadar da kötü bir sonuç beklemiyordum. Bu paket çözüm sürecine hizmet edecek bir paket olarak sunulmuştu. Ancak insanların siyaset yapma hakkına yönelik engeller kaldırılmadan nasıl bir çözüm bekleniyor.
Paketten ilk beklentimiz gazetemizin yayın çizgisinde haber yaptıkları için tutuklu olan arkadaşlarımızın serbest kalmasıydı ancak bununla ilgili bir gelişme olmadı. Diğer bir beklentimiz ise cezaevlerindeki Kürt siyasetçilerin durumu ile ilgiliydi ancak bu beklenti de boş çıktı.
Pakette Mor Gabriel Manastırı'nın Süryanilere geri verilmesi, BDP'nin devlet yardımı alabilmesi gibi olumlu gelişmeler olmakla beraber öncelikli olarak cezaevindeki mahpusları özgür bıraktıracak düzenlemeler olmalıydı. En başta TMK'nin kaldırılması gerekiyordu, çünkü TMK var olduğu sürece ayrımcılık ve anti-demokratiklik vardır. Kadınlara yönelik şiddete karşı yaptırımlarda değişiklikler, hasta mahpuslarla ilgili düzenlemeler gerekiyordu.
İpekçi: TMK kalktığında gerçek bir adım atılır
Bu paketten bir demokratikleşme beklenemezdi. Tartışılan meseleler ilgili düzenlemeler var ancak burada demokratik bir açılımdan bahsedilemez. Basın ve ifade özgürlüğü ile ilgili bir düzenleme yok. Cezaevlerini gazeteciler ile dolduran bu iktidar. Başbakan bu paketle toplumun farklı kesimlerine bir kısım vaatlerde bulunarak kendi varlığını sürdürmek istiyor.
Pakette din ve vicdan özgürlüğünden bahsediliyor ancak temel hak ve özgürlükler bunlardan ibaret değil. İfade özgürlüğü kısıtlanan bir topluma din ve ibadet özgürlüğü vaat ediyorlar. Oysa niyetleri demokrasi değil,kendilerine özgürlük getirmek.
En başta TMK durdukça demokratikleşmeden bahsedemezsiniz. Başbakan TMK'yı kaldırdığında gerçekten adım atmış olur. Fakat özgürlük ve demokrasiye ulaşamayacağımızı birçok basın ve yayın kuruluşuna Başbakan tarafından getirilen akreditasyon engeliyle toplantının karartılmasından anlamıştık.
Olcayto: Gazeteciler cezaevinde yatmaya devam edecek
İktidarın, eski iktidarların da benimsemiş olduğu devlet anlayışını sürdürmeye çalıştığı açıkça ortada. Ve bundan geri adım atacağı da yok. Nitekim toplantının başında başta sol tandanslı yayın organlarına yönelik akreditasyon engeli, sol görüşlü yazarların ve genel yayın yönetmenlerin davet edilmemesi bir demokrasi eksikliği.
Çağdaş demokrasilerde şeffaflık vardır, halkla paylaşım vardır. Ancak burada böyle bir durum yok. Ceza yasalarında iyileştirme olmayacak ve gazeteciler cezaevinde yatmaya devam edecek. Belli ki paket seçime dönük bir telaş içinde açıklandı.
Sertel: Mesele harflerin de gazetecilerin özgür olması
Mesele TCK'ye göre yasaklı olan 'Q,W,X' harflerinin kullanımının serbest bırakılması değil, gazetecilerin özgür olmasıdır. Doğu ve batıda görev yapan meslektaşlarımız içerisinde o harflerin de kullanıldığı yazıları nedeniyle tutuklanıyorsa, tutuklanmaya devam edilecekse bu durumda hiç harf hiçbir gazeteci özgür değildir.
Demokrasinin en temel göstergelerinden olan basın ve ifade özgürlüğünün bu pakette yer almaması, üstelik demokratikleşme toplantısında antidemokratik bir uygulama sergileyerek bazı muhalif gazete ve televizyonların alınmaması demokrasiye gölge düşürdüğü gibi paketin inandırıcılığını da ortadan kaldırmıştır. (EA)