Gazeteciler, Evrensel ve Özgür Gündem gazetesi için “Bunlar suç makinesi” diyen Başbakan Yardımcısı ve geçici hükümet sözcüsü Bülent Arınç hakkında suç duyurusuna bulundu.
Arınç’ın bu sözleri nedeniyle “hakaret” ve iftira”dan ve 5237 sayılı TCK’nin “Hakaret” başlıklı 125 ve 267. maddeleri uyarınca yargılanması talep edildi.
Çağlayan adresinde buluşanlar arasında gazetecilerin yanı sıra eski CHP milletvekili Melda Onur, TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş, DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren, 78’liler Vakfı’ndan Celalettin Can, TYS Başkanı Mustafa Köz de vardı.
Adliye önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Başlangıç, Arınç’ın konuşmasının ardından haber sitelerine yönelik erişim engeli getirildiğini, Gazi mahallesinde iki gazetecinin gaz fişeğiyle vurulduğunu belirterek “Sadece basın özgürlüğünü değil, halkın haber alma hakkını engelleyen anlayıştan şikayetçiyiz” dedi.
Melda Onur da Arınç’ın daha önceki “Kadın herkesin içerisinde kahkaha atmayacak" açıklamasından sonra da kendisinden şikayetçi olduklarını hatırlatarak şöyle konuştu:
“Arınç, torba davaların olduğu günlerde basından sorumlu bakandı. Bu davalarda yargılanan arkadaşlarımızı o zaman terörist olarak göstermekten çekinmemişlerdi. Onlar konuştukça bizim de mücadelemiz sürecek.”
"Başbakan Yardımcısı, gazetecileri hedef gösteremez"
Şikayet dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:
“Şüpheli Başbakan Yardımcısı, gazetecileri hedef gösteremez ve suçlayamaz. Demokrasinin ve çoğulculuğun gereği olarak gazetecileri ceza tehdidi altında tutarak, kamuoyuna gazeteleri ve gazetecileri “suç makineleri” olarak göstererek ve “terör örgütlerini övüyorlar” diyerek hakaret edemez.
“Gazeteciler suç makineleri değildir ve övgüleri ve yergilerini yürütme organına danışarak veya onların istediklerine göre yazmayacakları gibi basın özgürlüğü haklarına saygı gösterilmesi demokrasinin ve çoğulculuğun gereğidir. Toplum nezdinde basının, gazetecilerin hak ve özgürlüklerini hiçe sayan demeçler vermeye kimsenin ve özellikle devlet yöneticilerinin hakkı yoktur.
“Gazetecilerin haberlerinde, yorumlarında ve köşe yazılarında suç varsa soruşturma açmak yargının görev ve sorumluluğudur. Yürütme, yargıya karışamaz, emir ve talimat veremez.
“Herhangi bir soruşturma sonunda ceza davası açılsa bile yargılama sonunda bir mahkûmiyet kararı verilinceye ve bu karar kesinleşinceye kadar herkes masum sayılır. Çünkü Anayasanın 38 inci maddesine göre suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
“Bu durumda şüpheli Başbakan Yardımcısının gazetecileri; elinde bulunduğunu ileri sürdüğü ve dosya haline getirildiği anlaşılan haberlerden dolayı gazetecileri soyut olarak ve toptan bir zihniyetle suçlayamaz, suç atamaz, somut bir fiil ve suç olan “terör örgütünün övgüsünü” yapmakla itham ederek hakaret edemez, etmemelidir.”
Dilekçe ile şikayette bulunanlar ise şu şekilde:
Faruk Eren, Özge Ozan, İnci Hekimoğlu, Gökhan Durmuş, Mehmet Fehim Işık, Sadık Güler, Murat Sabuncu, Celalettin Can, Davut Ulgar, Bayram Balcı, Hakan Tahmaz, Elif Ilgaz, Mahir Turan, Mustafa Köz, Cengiz Hakkı Zariç, Celal Başlangıç, Fatih Polat, Semra Pelek, Erk Acarer, Oğuz Güven, Ayşe Yıldırım Başlangıç, Ercüment Akdeniz, Ceyda Karan, Melda Onur, Özlem Dalkıran.
Ne olmuştu?
24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü Habertürk’te konuşan Arınç, Özgür Gündem ve Evrensel gazeteleri için şunu demişti:
“"...Benim daha sözlerim bitmedi. Elimde bir dosyayla geldim ama süre kalmadı. Bakın size göstereyim. Özgür Gündem ve Evrensel'in de içinde olduğu, diğerlerini saymayayım birçok gazete… bunlar suç makinesi. Bunlara dava açsak cezalara boğulurlar. Terör örgütünün eylemlerini öven ifadeler kullanıyorlar. Bazı isimlerle köşe yazıları yazıyorlar. Ama biz onlara bu kadar çok dava açsak bu davaları da kullanırlar. Yine çıkar aynı şeyleri yazarlar." (EA)