İstanbul 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 27 Eylül 2002 tarihli bu kararı, "Info-Türk" Genel Yayın Yönetmeni Doğan Özgüden'in gazetecilik mesleğine girişinin tam 50. yıldönümünde ve Ankara'nın "Türkiye'de fikir suçlarının artık 159. maddeden çıkartıldığı, tamamen demokratikleştiği" gerekçesiyle üyelik görüşmelerinin başlaması için Avrupa Birliği'nden ısrarla "tarih" istediği bir sırada alındı.
Gazeteciler Karaca ve Sert'e de dava
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, "Yazın" dergisinin aynı sayısında çıkan bir yazısından dolayı gazeteci-yazar Emin Karaca ve her iki yazıyı yayımlayan derginin sorumlu müdürü Mehmet Emin Sert hakkında da "orduya hakaret" ten TCK'nın 159. maddesine göre cezalandırılmaları istemiyle dava açtı.
Doğan Özgüden, "Yazın"ın Nisan 2002 tarihli sayısında yayımlanan "30 Yıl Sonra" başlıklı yazısında, "Ordu'nun 1960'lı yılların sonunda açıkça egemen sınıflardan yana, isçi sınıfına ve devrimci gençliğe karşı tavır aldığını" vurguladıktan sonra, devrimci gençlik liderlerinin buna tepki gösterdikleri için 12 Mart 1971'den itibaren ordu terörüne hedef alındığı, üç genç devrimcinin bu yüzden idam edildiği, Mahir Çayan ve arkadaşlarının da bu yüzden bombalanıp kurşunlanarak öldürüldüğü, Ordu'nun bu tutumunun 80'li, 90'lı yıllarda, hattâ 2000'den sonra da devam ettiğine ilişkin görüşlere yer veriyordu.
Özgüden: Skandal
Bianet'e yaptığı açıklama ile "Kozmetik düzenlemelerle demokratikleşme olmuyor" diyen gazeteci Özgüden, davaya ilişkin sert tepkisini şöyle aktardı:
* Türkiye'yi yönetenlerin Avrupa Birliği'nden görüşmelere başlama tarihi kopartmak için "demokratikleştik" tafrası sattıkları bir sırada böyle bir dava tek kelimeyle skandaldir.
* 12 Mart'ın üzerinden 31, 12 Eylül'ün üzerinden 22 yıl geçtiği halde bu güzelim ülkeye hala demokratik bir Anayasa yapamayanlar, yasalardaki antidemokratik maddeleri köklü biçimde temizleyemeyenler, Avrupa'ya hava basmaktan daha önce kendi ülkemizin halkının yüzüne utanmadan bakabilmelidirler.
* Gazeteciliğe başladığımdan beri, iktidarda kim bulunmuş olursa olsun, düşünceye, ifade özgürlüğüne tahammülsüzlüğün bin bir çeşidini tanıdım.
"Palavra atılıyor, nutuk çekiliyor"
* Dışarıdan gelen eleştirilere hep "daha genç bir ülkeyiz, demokrasiye adım adım ilerliyoruz!" palavrasıyla yanıt verildi.
* Elli yıldır hep bu nutku dinledim, Avrupa Parlamentosu koridorlarında da hala bu nutuklar çekiliyor.
* İşlerine gelince tarih boyunca 16 devlet kurmuş olmak, yüzyıllarca Osmanlı bayrağı altında üç kıtaya hükmetmiş olmakla övünenler, devlet kuralı yarım yüzyılı bile doldurmamış ülkelerden, o ülkelerin yöneticilerinden biraz ders almak tevazuunu göstersinler!
50 yıldır gazetecilik yapıyor
66 yaşındaki Doğan Özgüden, gazeteciliğe 9 Eylül 1952'de İzmir'de başlamış, "Ege Güneşi", "Sabah Postası", "Öncü", "Gece Postası", "Sosyal Adalet" gibi çeşitli gazetelerde çalıştıktan sonra "Aksam" Gazetesi'nde (1964-66) ve "Ant" Dergisi'nde (1967-71) genel yayın müdürlüğü ve başyazarlık yaptı.
Davalar "Ant" ile başladı
Özgüden ve eşi İnci Tuğsavul-Özgüden, "Ant"ta yazdıkları ya da yayımladıkları yazılardan dolayı haklarında 300 yılı aşkın ceza talebiyle 50'dan fazla dava açılması üzerine 12 Mart 1971 Darbesi'nden sonra Türkiye'yi terk ederek 1974 yılından beri Brüksel'de Türkiye'deki baskılar üzerine çeşitli dillerde yayın yapan İnfo-Türk Ajansı'nı (http://www.info-turk.be) yönetiyorlar.
Vatandaşlıktan çıkarıldılar
Özgüden'ler, Türkiye'deki rejime eleştirilerinden ötürü 12 Eylül 1980 Darbesi'nden sonra, yüzlerce Türkiyeli muhalif gibi, askeri cuntanın kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarıldılar. Daha sonra Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'nda (AİHK) bu karara karşı açılan davada Dışişleri Bakanlığı, Özgüden'ler hakkında onlarca dava bulunduğu, bu nedenle vatandaşlıktan çıkartılmalarının tamamen haklı olduğu görüşünü savundu.
Güvence isteği yanıtsız
Vatandaşlık kaybettirme işlemi sonradan kaldırılmışsa da, Özgüden'ler, Türkiye'ye döndükleri takdirde haklarında mevcut olduğunu bizzat Dışişleri Bakanlığı'nın AİHK'ya duyurduğu davalardan ötürü işlem yapılmayacağına dair aynı
Bakanlıkça kendilerine yazılı güvence verilmesini istemişlerdi. Ancak, Dışişleri Bakanlığı bu istemlere hiçbir yanıt vermedi.
Emek verdiği, üyesi olduğu örgütler
1955'den itibaren Türkiye'de Gazeteciler Sendikası, Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Şeref Divani yönetim kurullarında yıllarca görev yapan Doğan Özgüden halen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Belçika Gazeteciler Cemiyeti (AGJPB), Belçika İnsan Hakları Derneği (LBDDH) ve Belçika Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı'yla Mücadele Hareketi (MRAX) üyesi.
Çok sayıda kitap yazdı
Özgüden'in, Faşizm Üzerine (1965, İstanbul), Kapitalizm Üzerine (1966, İstanbul), Türkiye Dosyası (1972, Fransa), Faşizm ve Direniş (1973, Hollanda), Medya ve Türkiyeli Göçmenler (Belçika, 1983), Türkiyeli Göçün Portresi (Belçika, 1984), Türkiye'deki Militarist "Demokrasi" Üzerine Kara Kitap (Belçika, 1986), Türkiye'de Aşırı Sağ (Belçika, 1988) gibi çeşitli dillerde yayımlanmış kitapları bulunuyor. (EÖ/BB/NK)