AB müktesebatına uyum yasalarıyla Türkiye'nin demokratikleşemediğini savunan "Günlük Evrensel" gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İhsan Çaralan, ise "Türkiye'ye tarih vermezlerse bir şey olmaz ama ülkeyi yönettiğini iddia edenler kaosa girer" diyor.
Türkiye'deki demokratikleşme çabalarını "makyaj" olarak nitelendiren "Ülkede Özgür Gündem" gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İrfan Uçar ise, Kürtlerin iradelerinin reformlara yansıması gerektiğini savunuyor.
Düzel : "Müzakere sürecinde Türkiye ayak uydurur"
Radikal gazetesindeki "Pazartesi Konuşmaları" köşesinde güncel sorunlarla ilgili önemli röportajlar yapan gazeteci Neşe Düzel, "Türkiye'nin büyük bir yol kat ettiğini gerçekten düşünüyorum. Ben de çoğunluk gibi müzakere tarihi verileceğine inanıyorum" dedi.
Müzakere sürecinin, İspanya'da olduğu gibi, çok uzun olabileceğini inanan gazeteci Düzel, uzmanların "şartlı müzakere" konusundaki açıklamalarını anlamadığını ifade ederek, "Müzakerelerin şartlısını anlamıyorum çünkü müzakere zaten bir yığın şartın yerine gerilmesi anlamına geliyor" diye konuştu.
"Artık Türkiye'nin yetersizlikleri sorun olmaktan çıktı. Asıl Türkiye, AB'nin sorunu şimdi" diyen Düzel, şöyle konuştu:
* Türkiye o kadar sürprizli bir ülke ki, o kadar çok ve çabuk zıplamalar gerçekleştiriyor ki, gelecekte sorun oluşturabilecek durumlara da rahatlıkla ayak duydurabileceğine inanıyorum.
* Yeter ki Türkiye'nin elinde bir yol haritası olsun. Yol haritası olmadığında Türkiye zig zag çiziyor. Kendi başına bırakıldığında Türkiye içine kapanıyor ve statükoya sığınıyor. YÖK konusunda da bir yol haritası olsaydı, Türkiye bunu çözerdi.
Çaralan : "Kürtlerin siyasi varlığı tanınmalı"
Avrupa Birliği'ne üye olmanın Türk egemenlerinin 200 yıllık iddiası olduğunu açıklayan "Günlük Evrensel" gazetesi yöneticisi Çaralan, yetkililerin "AB'ye girersek büyük güç oluruz, giremezsek batarız" sözlerini şöyle eleştirdi:
* Bu sözler bir itiraf. Aslında bu, Türkiye'yi yönetme iddiasını yitirmeleri anlamına geliyor.
* Türkiye'ye müzakere tarihi verilmezse bir şey olmaz ama ülkeyi yönettiğini iddia edenler büyük bir kaosa girerler.
* Türkiye'nin tarih alamaması hayırlıdır bile. İlerleme, Uyum yasalarıyla olacak bir şey olsaydı, çoktandır Türkiye demokratik bir ülke olmuştu.
* Reformlarda bir adım ileri atıldığı yerde iki adım geriye düşülüyor. Türkiye'de demokrasi sorunu hukuki bir sorun değil bir siyasi sorundur.
* Kürtlerin siyasi varlığını ve örgütlenme hakkını tanımazsanız, Kürt dili ve kültürü ile ilgili yaptıklarını sadece bir heyecan uyandırır.
"Hapis gitti, otosansür ve tazminat geldi"
* Uyum yasaları rahatlama sağladı ama sonra getirilen cezalar, işi bir otosansüre dönüştürdü. Tazminat davalarının miktarları oldukça yüksek.
* Hapis cezası ile bir kişi hapse giriyor ama kurumu ayakta kalıyor. Oysa ki para cezaları kurumları kapatabiliyor. Yasalar muhalefet yapma hakkını elden aldı.
Tarih verilmezse bu, Türkiye'deki insanlara ve siyasi partilere kendi vizyonunu oluşturma şansı da tanıyabilir.
Uçar : "Makyajla iş yapmaya prim verilmemeli"
Ülkede Özgür Gündem gazetesi temsilcisi Uçar, demokratikleşme çabalarının geri dönülemez bir mecraya oturması gerektiğini savunuyor:
* Kürtler, kendilerini bir irade olarak kabul edilmesi ve bu iradelerinin pratikleşmesini istiyorlar.
* Kürtler, AB'ye giriş sürecinin köklü bir değişime vesile olmasını istiyorlar. TRT'de Kürkçe yayın, Kürtçe kurslar Kürtler için, AB yolunda birer makyaj.
* 20 milyon Kürdün yaşadığı bir coğrafyada ise TRT sadece yarım saatlik bir yayın yapıyor.
* Kürtler bunu kabul etmedikleri gibi bunu demokratikleşme olarak sunulmasına da karşı çıkıyorlar.
* Şartlı bir müzakere tarihi verilmesi ile, demokratikleşmenin daha köklü yapılması gerekliliğini ortaya çıkarabilir.
* Bu, Kürtler AB'yi istemiyor anlamına gelmiyor. Kürtler, AB'yi isteyen en büyük kategoridir. Ancak, KONGRA-GEL'in terör örgütleri listesine alınması ve AİHM'in Öcalan kararı Kürtlerde AB'ye karşı bir kırılma yarattı. AİHM, uluslararası komployu ortaya çıkaramadı.
* Doğrudan müzakere tarihi verilirse, hükümet elini güçlendirmiş olur. Hükümet de makyajla iş yapmakla sonuç elde edebildiği düşüncesine yol açar.
* Diğer bir ihtimalle, AB doğrudan denetleyici, değişimi hızlandırıcı bir çaba olabilir. Tahminim, makyaj tarzı politikanın kurumsallaşacağı yönünde.
* Şartlı tarih verilirse, AB karşıtı, statükocu devlet anlayışını savunan kesimlerin eli güçlenmiş olur.
* Ancak Kürtler, demokratik haklarını hemen talep ediyorlar. Kürtler, siyaset önündeki engellerin, seçimde yüzde 10 barajının, dil ve kültür önündeki engellerin kalkmasını istiyor.(EÖ/EÜ)