Türkiye için yetkilileri basın özgürlüğüne darbe vuran girişimlerden kaçınmaya ve mevcut engelleri kaldırmaya çağıran basın örgütleri, "Basın özgürlüğünü; gazetecilere özgü bir hak olduğu için değil, demokratik toplumların ve demokratikleşmenin olmazsa olmazlarından biri olduğu için önemsiyor ve talep ediyoruz" açıklaması yaptılar.
2000'ler Türkiye'sinde, bir yandan "Basın Yasası ile gazeteciler için hapis cezası tarih oldu" diyen hükümetin, yeni Türk Ceza Kanunu ile de ağır hapis cezaları öngören düzenlemelere giriştiğini savunan örgütler, "vahim hata"dan dönülmesini talep ettiler.
Yeni TCK'nin değiştirilmeden yürürlüğe girmesiyle sansür ve oto-sansür günlerinin başlayacağına dikkat çeken örgütler, "neyi nasıl yazarsam hapis cezası almam" diye endişeye kapılan gazetecilerin özgür habercilik yapamayacaklarını anımsattılar.
Haber, yorum ve karikatürlerinden dolayı gazetecilere dava açılmasını eleştiri hakkına tahammülsüzlük olarak değerlendiren G 9, toplumsal olaylar sırasında atılan sloganları yayımlayan "Günlük Evrensel" gazetesine Başbakanın açtığı davayı da hayret ve endişeyle karşıladığını bildirdi.
Örgütler, "hâlâ mahkemelerimizde yargılanan gazetecilerin olması Türkiye için utanç verici bir manzaradır" tepkisine yer verdiler.
Karikatürler ve sloganlar için mahkemelere gitmenin yol olduğu bir ülkede demokratik yönetim anlayışının ağır bir yara aldığının kavranmasını umuyoruz.
Geçen yılın en çok gazeteci öldürülen dönemi olduğunu bildiren örgütler, "Irak'ta ABD güçlerinin doğrudan hedef alarak öldürdüğü gazetecilere ait dosyaların ciddi soruşturmalar yapılmadan kapatılmasını protesto ediyoruz" dediler.
"Savaş bölgelerinde çalışan meslektaşlarının özel bir statüsü olmasını ve bu statünün bütün hükümetlerce tanınmasını" isteyen kuruluşlar, medya şirketlerinin, savaş alanlarına gönderdiği gazeteciler için her türlü güvenlik önlemini almasını, medya sahiplerinin ticari çıkarları her şeyin önünde tutan ve halkın haber alma hakkını bu çıkarlar yüzünden zedeleyen yaklaşımlara girmemelerini istedi.
Gazetecileri her türlü şiddete karşı çıkarak, barış, demokrasi ve insan hakları için çalışmaya çağıran basın örgütleri, mesleğin etik ilkelerine uymanın, ırkçı ve şoven bir dil kullanımından kaçınmanın, bugün her zamankinden çok daha önemli olduğunu anımsattılar.
G 9 Örgütleri Platformu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD), Foto Muhabirleri Derneği (FMD), Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD), Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD), Profesyonel Haber Kameramanları Derneği (PHKD), Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği (RTGD), Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Ankara Şubesi, Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği ve Haber-Sen'den oluşuyor.
Ekşi : Anti-demokratik hükümleri temizleyin!
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de "Basın Özgürlüğü Günü" dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Türkiye'de iletişim özgürlüğü çağdaş demokrasilerin normlarını yakalamak üzere' diyerek duyduğumuz sevincin ömrü çok kısa oldu" dedi ve ekledi :
"Bize bu sevinci yaşatan -ve bugünkü iktidar döneminde çıkarılarak yürürlüğe giren- 5187 sayılı Basın Yasası'nın henüz dumanı üstündeyken, aynı iktidarın çıkardığı yeni Ceza Yasası, iki buçuk ay önce verdiklerini geri almakla kalmadı özgürlüklerimizi daha da kısıtladı"
Yeni Ceza Yasası ile hükümetin, gazetecilere sadece görevlerini yapmalarıyla ilgili suçlardan dolayı uzun süreli hapis cezaları verilmesinin kabul edildiğini savunan Ekşi, "yasa halkı bilgilendirme hakkımızı kullanılmaz hale getirdi" dedi.
"Şu anda yeni bir bekleme dönemi içindeyiz" diyen Basın Konseyi Başkanı, siyasi iktidardan Ceza Yasasının koyduğu antidemokratik hükümleri temizlemesini istedi.
Ekşi, "Umudumuz gerçekleşmezse de sonucun değişmeyeceğini yani özgürlüğümüzü yine de alacağımızı ama bunun herkese biraz pahalıya patlayacağını belirtmek zorundayız" dedi. (EÖ/TK)