Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) ordunun siyasetteki etkinliğinin azaltılmasıyla ilgili raporunu yazan Bilgi Üniversitesi öğretim elemanlarından Hale Akay, gazetecilerin askerlerin siyasete müdahalesinde aracı olduğuna dikkat çekiyor.
Heinrich Böll Stiftung Derneği'nin düzenlediği "Türkiye Siyasetinde Ordunun Rolü" sempozyumunda bianet'in sorularını yanıtlayan Akay'ın bazı saptamaları şöyle.
"Genelkurmay ne diyecek" diye bekleyen tuhaf ülke
Medya askeri siyasi alana çekiyor: Medya, askerleri siyasi alana çekmek için adeta özel bir gayret içinde. Her hafta cuma günkü basın toplantısını, "Genelkurmay ne diyecek acaba" diye bekleyen tuhaf bir ülke olduk.
Medyanın kalıpları: Medyanın kalıpları Genelkurmay'ı "icracı" bir yer olarak gösteriyor. Bu demokratikleşmiş ülkelerde yok. Milli Güvenlik Kurulu toplantıları her zaman haber oluyor, "devletin zirvesi" kalıbıyla veriliyor. Sık kullanılan kalıplar var: "Sert açıklama" gibi. Bir de jest, mimik haberciliği yapılıyor. Askerlerin jest ve mimiklerinden anlam çıkartılıyor.
Askere siyasi görüş sorulmasın: Gazeteciler askerden siyasi görüş sormamalı. Tersine, askerler politika yaptığında, gazeteciler "Bu politikaya müdahale değil mi" diye sorgulamalı. Genelkurmay haftalık toplantılarda, aslında hep bilinen, açık olan bilgileri veriyor ve genel ülke gündemi üzerine konuşuyor. Gazeteciler de bunu sorgulamıyor.
Askeriyeyle ilgili uzmanlaşmış muhabirler gerek: Gazeteciler elbete ülkenin durumu böyle değilmiş, olanlar olmuyormuş gibi davranamaz. Ama askeriyeyle ilgili bilgimiz çok az. Harcamaların ayrıntıları, askeri yapılanma, askerlerin emek hakları, eşitsizlikler, ölen ve yaralanan askerlerin ve ailelerinin hakları gibi. Askeriyeyle ilgili bilgili savunma muhabirlerine ihtiyaç var. Bilgili gazetecilerin soruları bu konuların da sivilleşmesini sağlıyor. (TK)