Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yaptığı Barış Pınarı Harekatı’nın sadece savaş ve çatışmayı değil gazeteciliği ve yapılış biçimini de tekrar tartışmaya açtı.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı'ndan farklı olarak bu harekatta daha çok gazetecinin bölgeye gittiği belirten Can Ertuna, Nevin Sungur ve Murat Utku haberciliği bir magazin unsuru olarak gören gazetecilerden çok, bölgede işini ehliyle yapan gazetecilen konuşulması gerektiğini savunuyor.
Savaş ve çatışma muhabirliği yapan gazetecilerle konuştuk:
TIKLAYIN - Barış Gazeteciliğine Neden Bugün İhtiyaç Var?
TIKLAYIN - Barış Gazeteciliği Elkitabı'nın Dijital Versiyonu Yayında
Ertuna: Evrensel gazetecilik ilkeleri çerçevesinde nesnel gazetecilik
Savaş ve çatışma ortamlarında habercilik yapmanın hem gazeteciler hem de haber kuruluşları açısından zorluk doğurduğunu dile getiren Ertuna, objektif ve evrensel gazetecilik ilkelerine dikkat çekerek nesnel gazeteciliğin önemine vurgu yapıyor:
"Önemli olan objektif ve evrensel gazetecilik ilkeleri çerçevesinde nesnel gazetecilik yapabilmek. Yayın kuruluşu çatışmanın tarafı olan ülkeler ya da gruplardan birine bağlıysa nesnelliği sağlamak oldukça güç olabiliyor. Savaş ve çatışma gazeteciliğinin en büyük zorluklarından birisi evrensel gazetecilik ilkelerini terk etmeden soğukkanlı bir gazetecilik yapabilmek.
"Dezenformasyona ve propagandaya daha açık"
"Çatışma dönemlerinde taraflarının, duyguları şaha kalkmış olabiliyor. Okuyucular ve izleyiciler dezenformasyona ve propagandaya daha açık hale gelmiş olabiliyor. Gazeteciler öncelikle nesnel duruşlarıyla önyargıları ve aşırı ayrımcı yaklaşımları tetiklememek, tam tersine alandan nesnel bilgiler aktararak bunların ortadan kalkmasına yardımcı olmakla mükellefler. Ayrıca habercilerin nefret dilinden ve propagandif söylemlerden uzak durması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, gazeteci çatışma bölgesinde halkın haber alma hakkına katkı sağlamak ve bir nesnel tartışma ortamına katkı sağlamak için bulunur.
"Biz de buradayız' diyebilmek için oradalar"
"Suriye’ye yapılan operasyonun ardından gündeme gelen deneyimsiz gazeteciler, bütüncül bir yaklaşımla herkes kötü gazetecilik yapıyor diye kestirip atmak orada bu işi hakkıyla yapmaya çalışan gazetecilere haksızlık olur.
"Yan yana dizilmiş gazetecilerin aynı tabloyu aynı şekilde anlatması bizim aslında çok çeşitli bir haber alma sürecinde olduğumuzu göstermiyor. 30 kemanın aynı anda aynı notayı basması çok sesli müzik anlamına mı gelir? Ortada olan bir nicelik var ama oradaki gazeteci ordusu haberlerin niteliğine bunu yansıtamıyor. Orada ağırlıklı olarak ‘Biz de buradayız’ diyebilmek için yan yana dizilmiş çok sayıda gazeteci görüyoruz.
"Doğru yapılan gazetecilik uzlaşma kapısını aralar"
"Savaş ve çatışma gazeteciliği evrensel basın ilkeleri çerçevesinde ve mümkün mertebe çatışmanın doğasına belli bir mesafe koyarak nesnel bir biçimde alanda olanları aktarmak üzerine kurulmalı. Eğer gazetecilik en temel haliyle bu şekilde yapılırsa, habercilik kamuoyunun doğru bilgilendirmesini beraberinde getirecektir.
"Yapılması gereken tek şey hakikaten doğru, düzgün, propagandif ve nefret söyleminden uzak, gidilen bölgede yaşanan olayın doğasını anlamaya çalışmak ve bunu 5N1K çerçevesinde aktarmak. Doğru yapılan gazetecilik kamuoyu ve halkı bilgilendirme yaptığı çerçevede toplumda bir demokratik tartışma ve sonrasında da uzlaşma kapısını aralar."
Sungur: Savaş alanları dezenformasyona açık alanlar
Deneyimli savaş muhabiri Nevin Sungur, savaş ve çatışma haberlerini aktarmanın sadece rakamlardan ibaret olmadığı görüşünde:
"Her şeyden önce bölgedeki gazeteci doğru bilgileri aktarmalı ve her türlü duruma karşı bölgeye hazırlıklı gelmeli. Gazetecinin haberi aktarırken de kelimeleri ve cümleleri özenle seçmeleri gerekiyor. Kelimeler haberciyi, kaynağını ya da durumu anlattığı yerdeki sivilleri zor duruma düşürebilir.
"Çatışmayı aktarmak sadece rakamlardan ibaret değil"
"Haberciler yansıttıkları haberleri ayrıca kaynaklarla güçlendirmeliler. Savaş alanları dezenformasyona açık alanlar. Edinilen bilgiyi kullanmaya başladığınız andan itibaren fark etmeden bir tarafa çalışıyor da olabilirsiniz. Mesajları dile getirmek sizi savaşın bir aygıtı haline dönüştürebilir.
"Bu nedenle olabildiğince tarafsız ve nesnel şekilde anlatılmalı haber. Ve tabii ki savaşı, çatışmayı aktarmak sadece rakamlardan ibaret değil. Haritalar önünde askerler gibi konuşmanın gazeteciliğe çok bir katkısı olduğunu düşünmüyorum. Söz konusu sivillerin hayatı olunca haritalar önünde heyecanla bir şeyler anlatmak savaşın getirdiği yıkımı ve trajediyi anlatmamaktır."
Utku: Gazeteci gerçekliği olduğu şekliyle vermeli
Murat Utku - Medyascope / Akçakale
Evrensel gazetecilik ilkelerinin çatışmalı ortamlarda da geçerliliğini koruduğunu dile getiren Murat Utku ise haberlerin abartılı, gerçeklikten uzak aktarılmaması gerektiğini dile getirdi:
"Gazetecinin görevi erişebildiği, iki kere teyit edebildiği bilgiyi en doğru şekilde okuyucuya aktarmaktır. Yapılması gereken şey izleyici ya da okuyucu algısını bozmadan gerçekliği olduğu şekliyle vermektir. Aynı durum herhangi bir çatışma ortamında da geçerlidir. Bu anlamıyla gazeteci ‘üçüncü göz’ olduğu gerçeğini unutmamalı, mümkün olduğunca herhangi bir tarafta görünmeksizin hadiseye tepeden bakarak ve tüm doğrulama yöntemlerini kullanarak haberini kitlesine ulaştırmak durumundadır.
"Suriye’nin kuzeyine yapılan operasyonu aktaran gazeteciler için de durum farklı değildir. Durumu abartılı, gerçeklikten uzak ve yanıltıcı bir şekilde devlet kurumlarının refleksiyle ve milletçi hassasiyetlerle yansıtmak yerine gazeteci evrensel gazetecilik ilkelerine uyarak görevini yapmalıdır.
"Çatışma bölgesi haberciği özel bir uzmanlık gerektiriyor"
"Buradan bakıldığında gazetecilerin bir kısmı bütün bu ilkelerin tümüyle uzağında, gazetecilik refleksinin dışına çıkarak bölgedeki olayları haberleştirdiğini görüyoruz. Maalesef çok sayıda yanlış örnekle karşı karşıyayız.
"Çatışma bölgesi haberciği özel bir uzmanlık gerektirir. Fakat bu yetkinlikte olmayan gazetecinin de uyuşmazlık çözümlemeleriyle ilgili haberler yapması elbette mümkündür. Bunun için de gösterişten ve abartıdan uzak, soğukkanlı bir biçimde olay takibi yapması gerekir.
"Aksi halde ortaya çıkan sonuç, pek çoklarının sosyal medya mecralarında eleştirdiği örneklerlerden olur. Bu nedenle habercinin gazetecilik ilkelerine uyması, çatışma haberlerini aktarırken kışkırtmalardan uzak durması, izleyenlerin ya da okuyucunun siyasi hassasiyetlerini ikinci plana atarak gerçeğe odaklanması gereklidir.
"Gazeteciler çatışma bölgesinde kendi güvenliklerini aldıkları için eleştirilmemeliler"
"Bir yandan da gazetecilerin kendi kişisel güvenliklerini çatışma alanlarında almaları gerekir. Güvenlik ekipmanını gazeteci yanında taşımalı ve gerekli hallerde mutlaka kullanmalıdır. Çünkü gazeteci başkalarının göremeyeceği pek çok sorunu çatışma alanının tam da içeriden görebilecek kişidir. Bu durumu görmesi, gözlemleyebilmesi ve doğru şekilde aktarabilmesi için gazetecilerin önce kendi güvenliklerini almaları gerekir. Gösteriş amaçlı değil gerçekten kendi emniyetini hassas bir şekilde sağlayabilmesi için gazeteciler bu kurala mutlaka riayet etmeli; okur, izleyici, ya da sosyal medya kullanıcısı da gazeteciler çatışma bölgesinde kendi güvenliklerini aldıkları için eleştiriye malzeme etmemelidirler." (HA)