Sinan Kara'yı hapisten çıkarmaya gazetecilerin "dayanışması" yetebilir mi? Yerel gazetecilerin "inadına gazetecilik" yapmaları karşısında, gazeteciler onları hapisten koruyacak dayanışmayı sergileyebilir mi? Gerekli kişiler, Sinan Kara olayından ders alır mı?
I - Ocak Ayının Kara'ları
8 Ocak 1996 gazeteci Metin Göktepe öldürüldü.
2003 yılı Ocak ayındayız. Bianet sayfalarında Erol Önderoğlu'nun gazetecilerle "Dayanışma Olamasaydı, Göktepe Davası Olmazdı" başlıklı söyleşisi yer alıyor.
Söyleşi acımasız iki cümleyle başlıyor: "8 Ocak 1996, gazeteci Metin Göktepe öldürüldü. 'Evrensel' gazetesi muhabiri Metin Göktepe, Ümraniye cezaevinde öldürülen iki siyasi tutuklunun cenaze törenini izlerken 'çok konuştu' diye polis tarafından gözaltına alındı. Gazeteci getirildiği Eyüp Kapalı Spor Salonu'nda dövülerek öldürüldü."
En önemli sonuç: "Metin Göktepe'nin öldürüldüğü andan itibaren bir araya gelen gazeteciler sanıkların bulunması için çaba harcamasalar yargılama sonuçlanmazdı."
Keşke Metin Göktepe acımasızca öldürülmeseydi. Yaşasaydı... Bu cümleler kuşkusuz onu yaşama döndürmeye yetmiyor. Ama gazeteciler kendi aralarında "dayanışma"yı sağladılar. Metin Göktepe davasında; suç faillerinin yakalanıp, yargılanıp mahkum olmalarıyla ilgili hukuk sürecinde "yargılamayı" sonuçlandıran güç olmayı başardılar.
Başka bir "dayanışma" günü ise 10 Ocak 1961. Bu tarihte 212 sayılı Yasa'nın kabulüyle Basın İş Yasası değiştirilmişti. Değişikliğinin yapılmasına 41 yıl önce karşı çıkıp tepki gösteren 9 gazete sahibi 3 gün süreyle gazete çıkarmama kararı almıştı. Çünkü bu yasa değişikliği ile "gazetecilere çok fazla hak" verilmişti.
10 Ocak 1961 tarihinde İstanbul Gazeteciler Sendikası işverenlerin boykot kararına yanıt vermişler ve Vilayet'e kadar sessiz yürüyüş yapmışlardı. Dayanışma gerçekleşmiş ve gazeteciler de 3 günlük boykot süresince "Basın" adlı kendi gazetelerini yayınlama kararı alıp gazetelerini çıkarmışlardı. Günümüzde bu yasayı uygulamadan kaldırmak isteyen basın işverenlerine karşı bir "dayanışma" yaratılabilecek mi?
Ocak ayının kaderi biraz tuhaf. Datçalı gazeteci Sinan Kara hapiste... Gazeteciler 25 Aralık günü yaratıkları "dayanışma" ile Datça'ya yerel gazetecinin davalarına duruşmaya gittiler. Yerel gazeteci, gazeteci arkadaşları ayrıldıktan bir gün sonra 26 aralık 2002'de Ula Cezaevi'ne alındı.
Sinan Kara'yı hapisten çıkarmaya gazetecilerin "dayanışması" yeterli olabilir mi?
Veya bundan sonra yerel gazetecilerin "inadına gazetecilik" yapmaları karşısında onları hapisten koruyacak "dayanışma"yı gazeteciler kurabilir mi?
Yaşanan olaylardan ders alması gerekenler "Sinan Kara" olayından ders alır mı?
Acaba Datçalı gazetecinin başına gelenler neler? Gazeteci neden hapiste?
Soruları yanıtlamaya çalışalım...
II- Gazeteci Sinan Kara 26.12.2002'de cezaevine girmiştir
Gazeteci Sinan Kara Datça'da gazetecilik yapmaktadır. Ayrıca "Datça Haber" gazetesinin sahibidir.
"Datça Haber" gazetesinin 26 Aralık 2000 tarihli nüshasında yayımlanan "Fakirlere Bak Fakirlere" başlıklı haberde Datça Kaymakamı'nın Sosyal Yardımlaşma Fonu'ndan garnizon komutanı, jandarma komutanı, emniyet müdürü, savcı, başsavcı, hakimler, bazı siyasi parti ilçe yöneticilerinden oluşan 40 davetliye iftar yemeği vermesini eleştirmiştir.
Ayrıca Doğan Haber Ajansı'nda çıkan "Datça Müftüsü Osman Aytekin'in cami onarımı için toplanan paralarla kendisine makam otomobili aldığına" ilişkin iddiaya yer veren bir başka haber nedeniyle de dava açılmıştı.
Gazeteci hakkında açılan davalardan bazıları şöyle:
1 Mayıs 2002'de, gazeteci Kara'ya, evinin bir odasını, yerel gazetesinin idare yeri olarak gösterdiği için 13 ay hapis, 284.731.000 Türk lirası para cezası verildi. Aynı gün, yerel gazeteyi "takip defterine işlemediği" gerekçesiyle, toplam 8 ay 11 gün hapis ve 327 milyon TL para cezasına mahkum edildi.
Doğan Haber Ajansı (DHA) muhabiri de olan gazeteciye toplam 18 ayrı dava açıldı. Hükme bağlanmış olan ve haberlerde yer alan şekliyle "Dokuz yıl hapis ve 4 milyar TL para cezasına çarptırıldığı" ileri sürülmektedir.1
Bu davaların çoğunluğu 2002 yılı aralık ayı itibariyle Yargıtay aşamasındadır. Bu davalardan sadece birisi Yargıtay incelemesinden dönmüştür.
Yargıtay incelemesiyle verilen mahkumiyet kararı onanmış ve kesinleşmiştir. Dava dosyası ve verilen karara göre Datça Kaymakamlığı'na "Datça Haber" gazetesinden iki nüsha gazeteyi basan sıfatıyla Sinan Kara tarafından teslim edilmediğinden verilen 3 ay hapis ve 91.260.000 TL ağır para cezasına çarptırılmıştır.
Hüküm kesinleşmiş ve hapis cezasının infazı için gazeteci ve gazetenin sahibi Sinan Kara 26.12.2002'de Marmaris'te bir yerel TV'de yapılan söyleşiye katıldıktan sonra hakkındaki yakalama emrine göre yakalanmış ve cezasını çekmek üzere Ula Cezaevi'ne konulmuştur.
Böylece Uyum yasalarından sonuncusu olarak 3 Ağustos 2002 kabul tarihli olup 9 Ağustos 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 4771 sayılı "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun" ile Basın Yasasında değişiklik yapılarak hapis cezaları kaldırılmış olmasına rağmen 26 Aralık 2002 tarihinde Basın Yasası hükümlerine aykırılıktan hakkında "Datça Haber" gazetesini basan ve sahibi sıfatıyla Sinan Kara; 3 ay 8 günlük hapis cezasının infazı için 26.12.2002'de cezaevine giren gazeteci olmuştur.
III- Datça Asliye Ceza Mahkemesi'nin mahkumiyet kararı
Sinan Kara ve "Datça Haber" gazetesinin sorumlu müdürü hakkında 6.10.2000 tarihli gazeteden gazetenin neşredildiği gün iki nüsha Kaymakamlık Makamına vermediği gerekçesiyle gazetenin künyesinde dizgi ve baskısını yapan olarak Sinan Kara gözüktüğü için hakkında ceza davası açılmıştır.
Sinan Kara, gazetenin yayınlandığı gün olan 6.10.2000'de cezaevine girdiğini (mal beyanında bulunmama suçundan dolayı) 11.10.2000'de cezaevinden çıktığını savunmuş ve 16.10.2000'de Datça Haber gazetesinin iki nüshasını Kaymakamlık makamına ibraz ettiğini savunmuştur. Mahkeme suçu sabit görmüş ancak sorumlu müdür Ayhan Sekmen hakkında beraat kararı vermiştir.
Datça Asliye Ceza Mahkemesi 2000/162 Esas, 2001/56 Karar ve 04.04.2001 günlü kararı ile "Datça Haber" gazetesinin sahibi Sinan Kara hakkında 5680 Sayılı Basın Yasasının 12/1 maddesi yollaması ile aynı yasanın 24. maddesi gereği 3 ay hapis ve suç tarihi itibariyle TCK'nin 19, Ek 1-2 -4 maddeleri gözetilerek 91.260.000. TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir.
Sanık Sinan Kara'nın kişiliği gözetilerek hakkında CİK.nun 4. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına hükmeden mahkeme, hapis cezası paraya çevirmemiş ve ağır para cezası ile hapis cezası tecil edilmemiştir.
Sinan Kara için her ne kadar tekerrüre esas alınmasa da, kayden sabıkalı geçmişi, suç işleme hususundaki eğilimine göre cezasının tecili halinde ileride suç işlemekten çekineceği hakkında olumlu kanaat edinilmediğinden cezasının teciline yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkemenin kararına konu olan suçlama; Basın Yasasının 12/1.maddesi 2 yollaması ile Basın Yasasının 24. üncü maddesine3 aykırılıktır. 2001 yılında verilmiş olan bu mahkumiyet kararından sonra; Basın Yasasının 24. maddesindeki para cezaları 15 Mayıs 2002 ve 3 Ağustos 2002'de kabul edilen 4756 sayılı ve 4771 sayılı yasalarla değiştirilerek arttırılmıştır. Ayrıca Basın Yasasındaki tüm hapis cezaları ve dolayısıyla da 24. maddede düzenlenmiş olan hapis cezası da kaldırılmıştır.
IV- Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin onama kararı
Datça Asliye Ceza Mahkemesi'nin 4.4.2001 günlü 2000/162 Esas, 2001/56 Karar sayılı mahkumiyet hükmü Sinan Kara tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 22.5.2002 günlü tebliğnamesiyle verilen mahkumiyet hükmünün bozulması yönünde görüş bildirmiştir.
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2002/ 11390 Esas, 2002/10302 Karar ve 28.06.2002 günlü ilamıyla hükmün onanmasına karar vermiştir.
Yargıtay 7. Ceza Dairesinin hükmün onanması yönündeki görüşü şöyledir :
* 5680 Sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca mevkutenin Cumhuriyet Savcılığına ve Mülki Amirliğe verilmesi görev ve sorumluluğunun tabiye ait olduğu ve tabiin de sanık Sinan Kara'nın sahibi olduğu Datça Haber Gazetesi olduğunun gazete künyesinde ve sanığın savunmasında belirtildiği cihetle tebliğnamedeki düşünceye itibar edilmemiştir.
* Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme aykırı olarak onanmasına 28.6.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
3 ay hapis ve 91.260.000.TL ağır para cezasına ait mahkumiyetin onanmasına dair Yargıtay 7 Ceza Dairesi kararından sonra gönderilen dava dosyası 13 Ağustos 2002 tarihinde Datça'ya gelmiştir.
Bir başka deyişle Basın Yasası'ndaki tüm hapis cezalarını kaldıran; ama para cezalarını ödenemez boyutlarda yükselten 3 Ağustos 2002 kabul tarihli 4771 sayılı "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun" 9 Ağustos 2002 günlü Resmi Gazete'de yayınlandıktan 4 gün sonra Sinan Kara'nın dava dosyası Datça'ya gelmiş ve gazeteci 11 gün sonra da kesinleşmiş 3 aylık hapis cezasını çekmek üzere cezaevine çağrılmıştır.
Datça İnfaz Savcılığı, 20 Ağustos 2002'de düzenlenen 91.260.000.TL ağır para cezası için ödeme emri çıkarmıştır. Ayrıca 3 aylık hapis cezasının infazı için Datça İnfaz Savcılığı'nın 2002/375 il sayılı 20.8.2002 günlü davetname yazısı tebliğ edilerek Sinan Kara; 7 gün içinde cezasını çekmek üzere çağrılmıştır.
V- Cezaya yapılan itiraz üzerine verilen karar
Sinan Kara, para cezası ile hapis cezasının infazının 4 ay süreyle ertelenmesi için Datça Cumhuriyet Savcılığı'na başvuru yapmıştır.
Sinan Kara vekili Av.Burhan Apaydın 28.8.2002 günlü dilekçesiyle Datça Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı başvuruyla 3 aylık hapis cezasının paraya çevrilmesi için başvuruda bulunmuştur.
Avukat Burhan Apaydın sonuç olarak; "Ceza Muhakemeleri Usulü kanunun 402. maddesinin birinci fıkrası gereğince Anayasal düzen ve Basın Kanunun 'Uyum Yasaları' adı altında yapılan 4771 sayılı Yasanın 24.maddesinin hükmü göz önünde tutularak konunun Datça Asliye Ceza Mahkemesine ivedilikle iletilerek uyum Yasasının hükümleri doğrultusunda üç aylık hapis cezasının para cezasına çevrilmesi doğrultusunda karar verilmesinin Savcılıkça istenilmesine talep ve rica ederim" şeklinde talepte bulunmuştur.
Datça Asliye Ceza Mahkemesi hem Sinan Kara vekili Avukat Burhan Apaydın'ın hem de C.Savcılığının görüşlerini inceleyerek bir karar vermiştir.
Datça Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2002/035 Değişik İş esas ve karar sayılı ve 02.09.2002 günlü kararının gerekçesi şöyledir:
* Hükümlünün cezasının dayanağı olan 5680 sayılı Yasanın 24 üncü maddesi Resmi Gazetenin 9 Ağustos 2002 tarih ve 24841 sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren 4771 sayılı "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"un 9 ncu maddesinin D bendi gereğince değiştirilmiştir. Hükümlünün eylemi her iki yasada da suç olarak nitelendirilmiş ve yaptırıma bağlanmıştır. Basın Kanununda yapılan değişiklik ile hükümlünün cezalandırılmasına dayanak olan 12 inci madde ve 24 ncü maddede suçun unsurlarında bir değişiklik meydana getirilmemiş, eylem suç olmakta devam etmekle birlikte uygulanması gereken cezanın nevi ve miktarı değiştirilmiştir.
* Bu değişiklik sonrasında Basın Kanunun 12 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünü yerine getirmeyenler hakkında otuz milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezasına hükmolunacağı belirtilmiştir. Önceki kanun maddesindeki ceza; üç aydan bir yıla kadar hapis ve yirmibinliradan ellibin liraya kadar ağır para cezası idi.
* Mahkememizce CMUK.nun 402.inci maddesi gereğince inceleme yapılmış mahkumiyete konu suçun sonradan çıkartılan kanunla suç olmaktan çıkıp çıkmadığı, sonradan çıkan yasa ile, cezasının hafifletilmiş olup olmadığı değerlendirilmiştir.
* TCK'nin 2/2. maddesi uyarınca, hükümlünün lehine olan yasayı belirlemek için suçun işlendiği tarihteki yasa ile sonradan yürürlüğe giren yasanın lehteki ve aleyhteki hükümleri birlikte ele alınarak hükümlünün lehine sonuç doğuran yasanın tespiti ve bir bütün halinde uygulanması esas alınmıştır.
* CGK'nun 20.02.1989 7-4/57 sayılı kararında belirtildiği gibi; hem hapis hem de para cezası içeren bir yasa hükmü, miktarı ne olursa olsun yalnızca para cezası içeren bir yasa hükmüne göre daha ağır niteliktedir. Bu nedenle suç ve hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren ve sadece ağır para cezasını öngören kanun maddesi hükümlünün lehine olduğundan, hükümlüden sonraki kanunda tayin olunan ve asgari had olarak gösterilen üç ay hapis cezası ile birlikte verilen 91.260.000 TL ağır para cezasının infazının durdurulması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu gerekçeyle Datça Asliye Ceza Mahkemesi aşağıdaki gibi karar vermiştir:
* TCK'nun 2/2, maddesi ve CMUK'nun 402. maddesi gereğince, hükümlü hakkında Mahkememizin 04.04.2001 tarih, 2000/162 Esas, 2001/56 sayılı kararı ile, 5680 sayılı Basın Kanununun 12/1 .inci maddesi yollamasıyla aynı yasanın 2. üncü maddesi gereğince 3 ay hapis 91.260.000 TL ağır para cezası ile verilen cezanın infazının tatiline,
* Hükümlü hakkında 09.08.2002 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren "Çeşitlik Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun" un 9 uncu maddesinin D bendi ile değiştirilen Basın Kanununun 24 maddesi gereğince 3 ay hapis ve 91.260.000 TL ağır para cezası yerine 30.000.000.000. TL ağır para cezasının infazına"
Böylece Sinan Kara hakkındaki 3 ay hapis, 91.260.000.TL ağır para cezası kaldırılmış yerine "uyum yasaları" ile yapılan değişiklik çerçevesinde 30 milyar lira ağır para cezasının uygulanmasına karar verilmiştir.
VI- Datça Asliye Ceza Mahkemesi kararına yapılan itiraz ve Muğla Ağır Ceza Mahkemesi kararı
Datça Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu kararıyla 3 aylık hapis cezası ile 91.260.000.TL ağır para cezası kaldırılmıştır ama bu kez de yerel gazeteci Sinan Kara'nın bu cezalar yerine "lehine" olduğu belirtilen uyum yasalarıyla değiştirilmiş olan 30 milyar lira para cezasının ödenmesine karar verilmiştir.
Karara Avukat Burhan Apaydın itiraz etmiştir. Av.Apaydın itirazında; Datça Haber gazetesinin sahibi Sinan Kara'nın 30 milyar TL.sı ağır para cezasını ödemek kudreti asla bulunmadığından ödeyemeyeceğini ve bunun üzerine ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği ve bu ağır para cezası karşıtı olan 3 yıl hapis cezası çekmesi gerekeceğinden ortaya çıkan böyle bir sonucun adaletle ve basın hürriyeti ile bağdaşmadığını, kesinleşmiş olan 91.260.000.TL ağır para cezasının müktesep hak olarak kabul edilmesi gerektiğini ve 30 milyar lira ağır para cezasına hükmedilmeyeceğini belirterek itiraz etmiştir.
İtiraz üzerine Muğla Ağır Ceza Mahkemesi 2002/668 D.İş Esas, 2002/667 D.İş Karar ve 12.09.2002 günlü kararı ile yapılan itirazı reddetmiştir. Muğla Ağır Ceza Mahkemesi Datça Asliye Ceza Mahkemesi'nin gerekçelerini tekrarlayarak ve "sadece ağır para cezasını öngören kanun maddesi hükümlünün lehine olduğundan" gerekçesiyle 30 milyar lira ağır para cezasının infazının gerektiği görüşüyle itirazın reddine karar vermiştir.
VII- İnfazın Ertelenmesi Kararı
Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararından sonra Datça Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 3.10.2002 tarihinde Sinan Kara'ya 30 milyar lira ağır para cezasının 7 gün içinde ödenmesi için ödeme emri çıkarılmıştır. Sinan Kara'ya bu ödeme emri 14.10.2002 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu para cezasını Sinan Kara süresinde ödeyememiş ve hapis cezasına çevrilmesi sonucunda da 2750 gün hapis cezası ortaya çıkmıştır.
Savcılık tarafından önceki mahkumiyeti ile karşılaştırıldığında cezanın infazı bakımından tereddüt doğmuştur.
Bu sırada Sinan Kara 15.11.2002 tarihinde Datça C.Savcılığına infazın 4 ay süreyle ertelenmesi için yeniden başvuru yapmıştır. Datça C.Başsavcılığının 202/3999 İlamat no ve 28.11.2002 günlü "İnfazın Ertelenmesi Kararı"nda yazılı olduğu üzere:
* Hükümlü Sinan kara 15.11.2002 tarihinde C.Başsavcılığımıza başvurarak vermiş olduğu dilekçesinde 5680 sayılı kanuna muhalefet suçundan Datça asliye Ceza Mahkemesince 30.000.000.000.TL ağır para cezası, Ramazan bayramının yaklaşması ve çocuklarının zor durumda kalacağı nedeniyle borcunu zamanında ödeyemeyeceğini, kendisine süre verildiğinde bu borcu ödeyeceğini ve hükümlendirildiği suçun ortadan kalkacağını belirtip, cezasının infazının ertelenmesini talep etmiştir
Bu talep Cumhuriyet Başsavcılığınca yerinde görülerek;
* Hükümlünün infazının ertelenmesine ilişkin talebinin CMUK 400.maddesi gereğince kabul edilerek başvuru tarihi olan 15.11.2002 tarihinden geçerli olmak üzere 1 ay süre ile 15.12.2002 tarihine kadar Cezasının İnfazının Ertelenmesine,
* Hükümlünün 15.12.2002 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımıza gelip teslim olmaması halinde hakkında yakalama müzekkeresi çıkartılmasına karar verilmiştir.
Sonuçta Sinan Kara'ya 3 ay hapis ve 91.260.000.TL ağır para cezası yerine 30 milyar lira ağır para cezasının ödenmesi için tebligat yapılmış ve ödenmediğinden dolayı hapse çevrilmiş ve kendisine 15 Aralık 2002 tarihine kadar süre verilmiştir.
VIII- Datça Aliye Ceza Mahkemesi'nin son kararı
Ancak Datça Cumhuriyet Başsavcılığı'nda açıklanan hükmün infazında hakkaniyete aykırılık açısından tereddüt meydana geldiği düşüncesiyle aynı gün yani 28.11.2002 tarih ve 2002/3999 ilamat sayılı yazılarıyla Datça Asliye Ceza Mahkemesine başvurarak bu konuda bir karar verilmesi istenilmiştir. Datça Asliye Ceza mahkemesi dosyayı incelemiş ve bir karar vermiştir.
Mahkeme 2002/040 D.İş sayılı Esas ve karar sayılı 2.12.2002 günlü kararında önceki aşamaları tekrar etmiştir. Kararında son olarak 30 milyar lira ödenmesine karar verildikten sonraki durumu şöyle değerlendirmiştir:
* Ancak, hükümlünün 30.000.000.TL ağır para cezasını ödeyemediği, bu nedenle hakkında 647 sayılı Cezaların infazı Hakkında Kanunun 5/6 maddesinin uygulanması neticesinde para cezasının 2750 gün hapis cezasına dönüştüğü anlaşılmıştır. Her ne kadar mahkememizin 2002/035 Değişik İş sayılı kararı ile;
* Sonraki yasa ile düzenlenen para cezasının Mahkememizin 200/162 esas 2001/56 karar sayılı hükmünde düzenlenen hapis cezası ile birlikte verilen para cezasından hafif olduğuna ve 30.000.000.TL APC' sının infazına karar verilmiş ise de;
* Ekonomik gücü 30.000.000.000 TL para cezasını ödemeye yetmeyecek durumdaki hükümlüyü, infaz aşamasında daha fazla özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkum edici bir netice doğurduğu anlaşılmıştır.
İnfaz hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan hakkaniyete ve adalete uygun düşmeyen durumun düzeltilmesi için para cezasının ödenmemesinden kaynaklanan hapis cezasının üst sınırının yasa değişikliğinden önce hükmedilen 3 ay hapis ve 91.260.000.TL APC cezası esas alınarak ve 91.260.000.TL ağır para cezasının hükümlü tarafından ödenmediği de dikkate alınarak 3 Ay 8 gün hapis cezası ile sınırlandırmak suretiyle infazına karar vermek gerekmiştir.
Gereği Düşünüldü : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
CMUK'nun 402 maddesi gereğince, hükümlü hakkında mahkememizin 2002/035 Değişik iş sayılı kararı ile verilen 30.000.000.000 TL APC'sının infazının 647 sayılı Yasanın 5/6.maddesi ile hapis cezasına çevrilmesinde Mahkememizin 04.04.2001 tarih, 2002/162 esas 2001/56 sayılı kararında hükmedilen 3 ay hapis ve 91.260.000.TL ağır para cezası dikkate alınarak, hapis cezasına çevirmede 3 ay 8 günün üst sınır kabul edilmesine," karar verilmiştir.
IX- Sonuç
Sinan Kara bu hükmün infazı için yani 3 ay 8 günlük hapis cezası için yaklaşık 42 gün kadar fiilen cezaevinde kalacaktır. Ama tahliye edilecek olan gazeteci Sinan Kara hakkındaki diğer davaların onanması durumunda aynı sonuçla karşı karşıya kalabilecektir.
9 Ağustos 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 3.8.2002 kabul tarihli "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun" yasa gereğince Basın Yasasında yer alan hapis cezaları kaldırılmış olduğundan 24. maddede gösterilen üç aydan bir yıla kadar hapis cezası da kaldırılmıştır. Madde de yer alan para cezaları artırılmıştır.
Maddenin yeni şekliyle 24. madde şöyle düzenlenmiştir: (Basın Yasası Madde 24) "12.maddenin birinci fıkrası hükmünü yerine getirmeyenler hakkında otuz milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezası hükmolunur."
Hem 4756 sayılı yasa (Kamuoyunda bilinen adıyla RTÜK Kanunu) ile hem de 4771 sayılı Yasa ile değiştirilen bu madde hakkında Cumhurbaşkanı tarafından Anayasa mahkemesine yapılan başvuru ile iptali istenilmiştir.
En son 4771 sayılı Yasa ile yapılan değişikliklerde 4756 sayılı Yasa ile yapılan değişikler tekrarlanmış ve 4771 sayılı Yasanın 9. maddesiyle Basın Yasası'nda aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır:
A) 15.7.1950 tarihli ve 5680 sayılı Basın Kanununun 5. maddesinin üçüncü fıkrasının (6) numaralı bendinde geçen "bu Kanunun ek birinci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar" ibaresi, "bu Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan suçlar" şeklinde değiştirilmiştir.
B) Basın Kanununun 21. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 21: 9. maddenin birinci fıkrası ile 11 inci madde hükümlerine aykırı hareket edenler, on milyar liradan otuz milyar liraya kadar ağır para cezasına mahkûm edilirler.
9. maddenin son fıkrasına göre yayımı durdurulan mevkutenin yayınına beyanname vermeden devam edenler, yirmi milyar liradan altmış milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar.
C) Basın Kanununun 22. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 22: Hakikate aykırı beyanname veren kimse, fiil başka bir suç oluştursa bile yirmi milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezasına mahkûm edilir.
D) Basın Kanununun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 24: 12. maddenin birinci fıkrası hükmünü yerine getirmeyenler hakkında otuz milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur.
E) Basın Kanununun 25 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 25: 13. maddede yazılı şart ve vasıfları haiz olmayan kimseleri çalıştıranlar, on beş milyar liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılırlar.
F) Basın Kanununun 30. maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Yukarıdaki fıkralar hükümlerine aykırı hareket edenler, yirmi milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar.
G) Basın Kanununun 33. maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Bu yasağa aykırı hareket edenler, on milyar liradan otuz milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar.
H) Basın Kanununun 34. maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Bu defter tutulmadığı veya deftere noksan ve yanlış malûmat geçirildiği veyahut savcılıkça talep vukuunda defter ve ihtiva etmesi gereken hususlar gizlendiği takdirde mevkutenin sahibi veya onun mümessili, bir milyar liradan on milyar liraya kadar ağır para cezasına mahkûm edilir.
Yasanın 12./ B maddesiyle de "Basın Kanununun 31 ve ek 3. maddeleri" yürürlükten kaldırılmıştır
Cumhurbaşkanının gerekçesine göre 4756 sayılı Yasanın 25. ve 4771 sayılı Yasanın 9. maddesi ile Basın Yasası'nda değişiklik yapılarak getirilmiş olan para cezaları çok yüksektir ve ödenemez boyutlarda olması nedeniyle de Anayasanın 26 ve 28. maddeleri ile 13. maddelerine aykırıdır.
Konu Anayasa Mahkemesi'nin incelemesindedir. 4756 sayılı Yasanın bazı maddeleri hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından "yürürlüğün durdurulmasına" karar verilmiştir. (12.06.2002 günlü 2002/97 esas ve 2002/9 Yürürlüğü durdurma kararı)
Datçalı gazeteci Sinan Kara örneğinde görüldüğü gibi yeni yapılan değişikliğe göre, gazete veya derginin iki adedini teslim etmeyen matbaacı veya gazeteyi basan eğer yine gazete sahibinin kendisi ise bundan böyle otuz milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılabilir.
Özellikle yerel medya açısından bu ödenemez boyutlardaki para cezalarının örneğin Basın Yasasındaki diğer maddelerinde yapılan değişikler çerçevesinde de uygulanması halinde para cezaları ödenemeyeceğinden dolayı ağır para cezaları, hapis cezasına çevrilecek. Dolayısıyla bu kez gazeteciler veya gazete sahipleri veya gazeteyi basanlar "üç yılı" geçmemek üzere hapsedilme tehlikesi ile yeniden karşılaşacak.
Sayın Cumhurbaşkanı hem 4756 sayılı Yasa ile yapılan 15.5.2002 kabul tarihli Basın Yasasındaki cezaların ödenemez boyutlarda para cezalarına çevrilmesini hem de 4771 sayılı yasadaki aynı değişikliklerin tekrar kabulü yönündeki yasal değişikliğin iptalini istemiştir. Haklı olduğu hapisteki gazeteci örneğiyle ortaya çıkmıştır.
Basın Yasası'ndaki hapis cezaları kaldırmak yeterli olmuyor. Çünkü yapılan değişiklik ifade özgürlüğünü korumuyor. Aksine ödenemez para cezaları ile ağır para cezalarını ödeyemeyen gazeteciler için hükmedilen ağır para cezaları hapse çevrileceğinden yine para cezalarının "hapisteki gazeteciler" sayısını arttıracak nitelikte yüksek olduğu ortaya çıkmış bulunuyor.
Sinan Kara örneğinden çıkarılacak dersler onu hapisten çıkarmaz ama; hiç olmazsa başka gazetecilerin hapse girmelerini önlemek için ders almak gerektiği açıktır. Yasa yapmak yetmiyor. Uygulamadaki sonuçları sorun yaratmamalı.
Hapis cezalarını kaldırırken, ödenemez boyutlardaki para cezalarının hapse çevrilmesi karşısında hapisteki gazeteci sayısı artarsa bunun açıklanması çok zordur. İfade özgürlüğünün sağlanması için yasa ürettiğinizi sadece laf olarak söylersiniz. Ortaya çıkan gerçekler sizi yalanlar. Kendi yaptığınız yasalarla kendinizi tekzip etmiş olursunuz.
Demokratik toplum düzeni için yasalar ölçülülük ilkesine uygun üretilmelidir. Aksi takdirde ifade özürlüğünü kısıtlar ve ortadan kaldırmış olursunuz. Basın Yasasında yapılan değişikliklerle gazetecileri ödenemez boyutlardaki para cezalarına mahkum ederseniz yaratacağı sorunlar çok ciddidir.
Anayasa Mahkemesi önünde bulunan iptal davası ile ilgili olarak derhal karar vermelidir. (Fİ/EÖ/BB)
Notlar :
1- www.bianet.org. 22.06.2002 "Gazeteci Kara'ya Yerel Yönetici Kıskacı"/ "Datça Haber" gazetesi sahibi ve Doğan Haber Ajansı muhabiri Sinan Kara, üç dava nedeniyle Datça Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Kaymakamla ilgili yazılardan gazeteciye çok sayıda dava açıldı." başlıklı haberden.
2- Basın Yasasının 12. maddesi 1. fıkrası: "Tabi, mevkutenin her nüshasından ikişer tanesini neşri takip eden çalışma gününde, çıktığı yerin Cumhuriyet Savcılığı ile en büyük mülki amirliğe vermeye mecburdur." 12. maddenin ikinci fıkrası ise: "Tabi'e bu yükümlülüğü yerine getirdiğine dair bir alındı belgesi verilir" Bu maddenin müeyyidesi 24. maddede gösterilmiştir.
3- Basın Yasanının 24. maddesine göre: "12. maddenin birinci fıkrası hükmünü yerine getirmeyenler hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis ve yirmi bin liradan elli bin liraya kadar ağır para cezası hükmolunur" Bu maddedeki para cezası Türk Ceza Yasasının Ek 1-2 inci maddelerine göre arttırılmıştır. 2000 yılı bakımından yeniden değerleme oranı yüzde 52.1 olup ağır para cezası 4421 sayılı yasa gereği en az 91.260.000.-TL dır.
4- 9 Ağustos 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 3.8.2002 kabul tarihli "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun" yasa gereğince Basın Yasasında yer alan hapis cezaları kaldırılmış olduğundan 24. maddede gösterilen üç aydan bir yıla kadar hapis cezası da kaldırılmıştır. Madde de yer alan para cezaları artırılmıştır. Maddenin yeni şekliyle 24. madde şöyle düzenlenmiştir: (Basın Yasası Madde 24) "12.maddenin birinci fıkrası hükmünü yerine getirmeyenler hakkında otuz milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezası hükmolunur."
Hem 4756 sayılı yasa (Kamuoyunda bilinen adıyla RTÜK Kanunu) ile hem de 4771 sayılı Yasa ile değiştirilen bu madde hakkında Cumhurbaşkanı tarafından Anayasa mahkemesine yapılan başvuru ile iptali istenilmiştir. Cumhurbaşkanının gerekçesine göre 4756 sayılı Yasanının 25 inci ve 4771 sayılı Yasanın 9. maddesi ile Basın Yasasında değişiklik yapılarak getirilmiş olan para cezaları çok yüksektir ve ödenemez boyutlarda olması nedeniyle de Anayasanın 26 ve 28 inci maddeleri ile 13 üncü maddelerine aykırıdır. Konu Anayasama Mahkemesinin incelemesindedir. 4756 sayılı Yasanın bazı maddeleri hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından "yürürlüğün durdurulmasına" karar verilmiştir. (12.06.2002 günlü 2002/97 esas ve 2002/9 Yürürlülüğü durdurma kararı)