Haberin İngilizcesi için tıklayın
Gazeteci örgütleri, yaptıkları açıklamalarla Özgürlükçü Demokrasi gazetesine yönelik operasyona tepki gösterdi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), DİSK Basın-İş, Özgür Gazeteciler İnisiyatifi ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu, yaptıkları açıklamalarda hükümet yanlısı olmayan medyaya yönelik baskılara ve medyanın tek seslileştirilmeye çalışılmasına tepki gösterdi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası
Türkiye Gazeteciler Sendikası yaptığı açıklamada hükümetin satın alma yoluyla susturamadığı medya kuruluşlarını el koyarak susturmaya çalıştığını belirtti ve “Türkiye tek sese, tek renge, tek görüşe sığmaz” ifadesini kullandı.
Özgürlükçü Demokrasi’ye yönelik baskınla tüm gazetecilere gözdağı verildiğini belirten Sendika, OHÂL ile birlikte medyaya yönelik baskıların daha da arttığını, iktidarın her farklı görüşü ‘terörizm’ ile yaftaladığını ve iktidarın dilini kullanmayan herkesin hedef hâline getirildiğini vurguladı.
TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş şöyle konuştu:
“Doğan Yayın Holding’in devriyle, medyanın tek elde toplanması en temel sorunumuz haline geldi. Bu durum halkın haber alma hakkının engellenmesi anlamına geliyor. Özgürlükçü Demokrasi’ye yapılan baskın ve el koyma girişimi 2019 seçimine giderken iktidarın kendini eleştiren tüm kesimleri susturmak istediğini gösteriyor. Özgür bir medya ortamı için daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor.”
DİSK Basın-İş
DİSK Basın-İş, Özgürlükçü Demokrasi gazetesine kayyum atandığı iddialarının teyit dahi edilememesine de tepki gösterdi:
“Bu (polis baskını, matbaanın mühürlenmesi ve gözaltılar), Türkiye tarihinde özellikle baskı dönemlerinde yaşanan, OHAL’den sonra birçok muhalif medya kurumuna yönelen baskılar zincirinin bir parçasıdır, hedefi özgür basını susturmaktır ve bu uzun tarih hiçbir zaman başarılı olamadığını göstermiştir.
“Özgürlükçü Demokrasi gazetesine yapılan son baskınla ilgili teyit edilmiş bilgilere ulaşmak henüz mümkün olmadı. Baskına bir TMSF görevlisinin katıldığı biliniyor, gazetenin kapatıldığı ve gazeteyi çıkartan Engin Basın Yayın San. Tic. Ltd. Şti.’ne kayyum atandığıyla ilgili bilgiler olmakla birlikte TMSF’nin bu konuda bilgi vermeyi reddettiğini öğrendik.
“DİSK Basın-İş olarak halkın haber alma özgürlüğünü, fikir özgürlüğünü ve basın özgürlüğünü sınırlayan, engelleyen her türlü girişime karşı olduğumuzu, gazete ve matbaada çalışan tüm emekçilerin haklarını savunacağımızı da açıklıyoruz.”
Özgür Gazeteciler İnisiyatifi
Özgür Gazeteciler Cemiyeti Kasım 2016’da KHK ile kapatılmıştı. Faaliyetlerine Özgür Gazeteciler İnisiyatifi olarak devam örgütlenmeden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Özgür Basın, hakikatin izini sürerken, büyük bedeller ödedi. Gazete binaları bombalandı, sokak ortasında gazeteciler infaz edildi ve çalışanlarına binlerce yılı aşan hapis cezaları verildi, ancak mücadelesinden asla vazgeçmedi. El konulan Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi işte bu geleneğin mirasçısıdır. Bu yüzden de Özgür Basın geleneği her koşulda ve tüm baskılara rağmen hakikat yolculuğuna devam edecektir.
“İktidarı, alternatif ve muhalif medya kuruluşlarına yönelik bu uygulamalarından vazgeçmeye çağırıyor, bu politikaların Türkiye’yi büyük bir karanlığa sürekliğini tekrardan hatırlatmak istiyoruz. Gazete ve matbaalara kayyum atamakla, gazetecileri gözaltına alıp tutuklamakla iktidar sürdürülemez. Ülkeyi bu politikalarla dikensiz bir gül bahçesine çevireceğini sananlar anlamalı ki ne yaparlarsa yapsınlar 21. yüzyılın koşullarında gerçekleri toplumdan gizlemeyi başaramayacaklardır.”
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu
“Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi iktidarın görmezden geldiği ve görünmesini istemediği gerçeklerin aynasıdır” diyen Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu, açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Toplumu tekleştirme politikalarına medyayı tekleştirip iktidar yanlısı sese dönüştürerek başlayan AKP, uyguladığı baskı, tutuklama ve kapatmalara rağmen sesini susturmayı başaramadığı özgür basını yine hedef aldı. Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi Özgür basın geleneğinin 30 yıllık mirasının taşıyıcısıdır. Kayyum atanarak veya çalışanlarına baskı uygulayarak sindirilecek ya da havuz medyasına dönüştürülecek bir basın organı olmayacağı her kes tarafından en çok da iktidar tarafından bilinmektedir. Görünmeyeni gösteren, ezilenin yanında yer alan, savaş çığırtkanlığı yerine her zaman barışı savunan ilkeli çizgisinden asla taviz vermemiştir. Bundan sonrada vermeyecektir. Yaşanan polis baskını ve kayyum atanması kamuoyunda tepkiye yol açarken, Özgürlükçü Demokrasi Gazetesine kayyum atanması sonrası akıllara topluma dönük hangi uygulamaların habercisi olacağı sorusunu da getirmektedir. Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi sessizliğin içinde halkın çığlığıdır ve asla susmayacaktır.”(ÇT)