Dün akşamki Türkiye- Kazakistan maçının ardından özel güvenlik görevlilerinin spor muhabirlerine saldırısına Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Basın Konseyi tepki gösterdi. Türkiye Spor Yazarları Derneği ise saldırıyla ilgili hukuki işlem başlatacaklarını açıkladı.
TGS: Futbolun rezalet gecesi
“16 Kasım Türkiye futbolunun rezalet gecesidir. Akreditasyon kartı olan habercilerin defalarca güvenlik kontrolünden geçerek ulaştığı bir alana, -nasıl oluyorsa- kaçak giren bu tiplerin arkasındaki sözde kabadayıları konuşmak gerekir.
“Bir meslektaşımızı ‘Seni evinden aldıracağım’ diye tehdit eden kaleciye, basın tribününe hareket çeken oyuncuya, habercilerin üzerine araba süren Başkan’a dokunulmadığı için bu darp olayı yaşanmıştır.
“Ancak fazla mesai, sigorta, maaş, işten atılma ve sansür gibi sorunlarımızın yanında bu kof kabadayılığa karşı da bir arada duracağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır.
“Futbol Federasyonu, İstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü görevini yapmalıdır. Spor habercileri güçsüz değildir. Bundan sonra herkese hak ettiği cevap verilecektir.”
TGC: Özel güvenlikçiler özenle seçilmiyor
“Futbola egemen olan nefret söyleminde ve şiddette kimi kulüp yöneticilerinin de büyük payı olduğunu düşünüyoruz. Sahada birbirleriyle dostça mücadele eden sporcuları gerginliğe iten bu tür demeçlerin önünün alınması gerektiği inancındayız.
“Siyasetçilerin, belediye başkanlarının, kulüp başkanlarının özel korumaları ve özel güvenlikçileri anlaşıldığı kadar özenle seçilmiyor. Özel güvenlikçiler çalıştıkları kişileri korumakla yükümlüyken ayrıca etrafa da terör estirmekten geri kalmıyor.
“Sporda şiddetin önlenmesi için yalnızca yasaların sertleştirilmesinin yetmediğini düşünüyoruz. Bu konuda ortak bir tutum belirlenmesi için Futbol Federasyonu’nu, İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü’nü göreve çağırıyoruz. Fenerbahçe Kulübü’nden de meslektaşlarımızı darp eden özel güvenlik görevlileri hakkında gerekli yaptırımı uygulamalarını bekliyoruz.”
Basın Konseyi: Bu gücü nereden alıyorlar?
“Gazetecileri, kameramanları, yumruk ve tekmelerle yerlere yatırıp döven, elindeki makineleri kıran güvenlik güçlerinin, bu gücü nereden aldıklarını soruyoruz?
“Gazetecilerin örselenmesi, dövülmesi ne yazık ki alışkanlık haline geldi. Bu durum, demokratik ülkelere de yakışmamaktadır. Özel güvenlik görevlilerinin, haddi olmayan davranışlarda bulunması kabul edilemez.
“Görüntülerden yola çıkılarak; gazetecilere tekme, yumruk atan, görevlerini yapmalarını engelleyen özel güvenlik görevlilerinin, ivedi olarak bulunup, hesap sorulmasını bekliyoruz.”
Ne olmuştu?
2016 Avrupa Şampiyonası Elemeleri A Grubu'ndaki karşılaşma öncesi tribünden gelen tepki nedeniyle stadı terk eden Volkan Demirel, ikinci yarının başında, takım arkadaşı Emre Belözoğlu ile Türk Telekom Arena'ya döndü.
Volkan Demirel, Emre Belözoğlu ve Fenerbahçe Futbol Takımı İdari Menajeri Hasan Çetinkaya ile stattan ayrıldığı sırada, yanlarında bulunan özel güvenlik elemanları, görüntü almaya çalışan basın mensuplarına saldırdı.
Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Doğan TSYD olarak hukuki süreç başlatacaklarını ifade ederken, darp edilen Fanatik gazetesi muhabiri Metin Karabaş “Bugün spor gazeteciliği için bazı kırmızı çizgiler aşılmıştır” dedi.
"Kapılarda ölen ve bugün burada yerlerde tekmelenen ağabeylerimiz var. Kamerası kırılan, dudağı patlayan meslektaşlarımız var. Burada bireysel olarak aldığımız darbelerin hiçbir önemi yok. Volkan ve Emre araçlarına çok sağlıklı bir şekilde bindiler. Biz de görüntülerimizi aldık. Hiçbir arkadaşımız kimsenin kara kaşı, kara gözü için burada değil. Herkes ekmek parasını kazanıyor. Kraldan çok kralcıların olduğu bu düzende biz bu işin emekçileri olarak hırpalanmaya devam edeceğiz. Biz zorba insanlar değiliz. Bundan sonra haklarımızı hukuk yoluyla arayacağız. Bugün spor gazeteciliği için bazı kırmızı çizgiler aşılmıştır."
Olayla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturması başlatıldı. (EA)