IPS Vakfı Hukuk Danışmanı Avukat Meriç Eyüboğlu, Okulda Haber Odası'na (OHO) eğitiminin ilk günün sonundaki Habercinin Özlük Hakları ve Sorumlulukları oturumunda, gazeteciliğin hukuki statüsünden bahsederek İş Kanunu ve Basın-İş Kanunu arasındaki farklara değindi.
Gazetecilerin İş Kanunu'na uyarınca işçi statüsünde olduklarını ifade eden Eyüboğlu bu kanuna göre işçinin işverenin işyerinde, bir ücret karşılığında, işverene bağlı olarak çalıştığını ifade etti. Mesleğin ilk yıllarında ihlallerle karşılaşıldığını hatırlatan Eyüboğlu, bir kişinin hukuki statüsünün anlaşılması için gerçekten ne yapıldığına bakmak gerektiğini dile getirdi.
212 olarak bilinen aslında 5983 sayılı kanun kapsamında gazeteci; fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlar olarak tanımlanıyor. Yargıtay kararlarında ise; gazeteci olarak tanımlanmak için yapılan işin niteliğine, çalışmanın içeriğine, gazeteye günlük ve düzenli yazı yazılıp yazılmadığına bakılıyor.
"Gazeteci 212'ye bağlı çalıştırılmıyor olabilir. Sigortası yapılmamış olabilir. Ancak o kişinin dava sürecinde gazeteci olmadığı söylenemez. Kişinin yaptığı işin niteliğine bakılır. Özel şirketlerin yayınlarında çalışan gazetecilerin hukuki statüsünün ne olduğuna dair tartışmalar ise sürüyor. "
İnternet haberciliği
İnternet yayınlarına dünyanın her yerinden erişimin mümkün olmasına rağmen kanunun birinci maddesinde "Türkiye'de yayınlanma" ölçütünün bulunduğuna işaret eden Meriç Eyüboğlu, bu konudaki tartışmaların hala devam ettiğini dile getirdi.
"Basın-İş Kanun'un 4. Maddesine göre sözleşme yapmak bir zorunluluk. Yargıtay yazılı sözleşme zorunluluğu ispat şartı diyor, bu gazetecilerin lehine olan bir şeydir."
Sözleşmenin içeriğinde işin içeriği, ücret miktarı, gazetecinin kıdemi yazmak zorunda. Terfi esası yalnızca basın İş Kanunu'nda olan bir hak, iki yıl gazetede çalışmış olan gazeteci terfiye hak kazanabiliyor.
Gazetecinin hakları
Eyüboğlu, belli bir süreyi doldurduktan sonra iş akdinin sona erme kuralları olduğunu o kurallara uyulduğu durumda kıdem tazminatı alınabileceğini dile getirirken. Meriç Eyüboğlu gazetecinin diğer haklarını şöyle sıraladı:
* İş hukuku yönünden sağlık sebepleri, işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan halleri, zorlayıcı nedenler, işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17nci maddedeki bildirim süresini aşması dışında kıdem tazminatı ödenmesi gerekiyor.
* Basın-İş Kanunu yönünden, gazetecinin haklı nedeniyle sözleşmeyi fesh etme ve kıdem tazminatı alma hakkı bulunuyor. Yargıtay'a göre gazetecinin istifası, gazetecinin ikramiyelerinin ödenmemesi, ücret artışının beklentinin altında olması halleri kıdem tazminatı doğurmuyor.
* Gazeteci haksız olarak işten çıkarılmasının üzerine dilerse işe iade davası açabiliyor. Bu durumda ispat yükü işverende.
* Basın-İş Kanunu'na göre gazetecinin kıdem tazminatı kazanabilmesi için meslekte 5 yıl geçirmiş olması gerekir, iş kanununa göre ise bu süre 1 yıldır.
* İş Kanunu'na göre derhal fesih konusu davranış öğrenildiği tarihten itibaren 6 iş gününde fesih edilebilir.
İhbar tazminatı
* İşten ayrılma veya işten çıkarma ihbar süresiyle belirlenmiş durumda. İşverenin akdi feshetmeden 3 ay, işçinin feshetmeden önce 1 aylık süresi var. Bu sürenin ihlali halinde çalışan tazminat hakkı kazanabiliyor.
* Basın-İş Kanunu askerlikte, gebelikte ücretin bir kısmının ödenmesini zorunlu kılıyor bu da gazeteciyi koruyan bir kanun.
* İhbar süresinde olduğu gibi yıllık ücretli izin süresi çalışılan süreye göre değişiyor.
* Basın-İş Kanunu gününde ödenmeme durumunda gazetecilere günlük %5 fazlalık alacak talep etme imkanını tanımış durumda.(MAF)