*Fotoğraflar: Murat Bayram
Gazeteci Doğu Eroğlu, İklim Haberciliği Atölyesi'nde katılımcılara kömüre dayalı enerji yatırımlarının çevre, biyoçeşitlilik, halk sağlığı ve toplumsal etkilerini aktardı. İklim değişikliğinin bilimselliği ile ilgili kuşku kalmadığını söyleyen Eroğlu, şöyle devam etti:
Zehirli alanlar
"Çanakkale Çan'da devasa bir açık ocak kömür madeni bulunuyor, ilçeden daha büyük bir alanda kurulu. Kül döküm sahası ve barajı bulunuyor. Kamyonlarla küller bu alanlara boşaltılıyor ve bunlar köylere yakın. Belirli bir süre sonra bunlar uçmasın diye su ile dolduruluyor. Bu suyun özelliğinden dolayı turkuvaz bir renk oluşuyor. Herhangi bir canlı yaşamayan zehirli alanlar buralar.
"Stok sahalarının yakınında bir koku duyarsınız. Bunlar için için tutuşmaya başlar sıcaklıktan kaynaklı. Bütün termik santrallerin yakınında bunu hissedersiniz. Doğaya ve hava kirliliğine böyle bir etkisi var. Santraller, ÇED raporlarında deşarj hatlarını beş kiliometre öteye yapacaklarını söylüyor. Fakat çoğunluğu bunu yapmaz. Çünkü çeşitli maliyetleri bulunuyor.
"Elektrik iletim hattının (yüksek gerilim hattı) altında yaşayan köylüler anksiyete sorunu yaşıyorlar.
"Kanser söz konusu olduğunda, bağı kurmak zor. Ancak solunum yolu, kronik astım, KOAH gibi durumlar gazetecilerin takip edebileceği ayrıntılardır.
Haber sürecini nasıl takip edeceğiz?
"Bir termik santal üzerinden cevaplamaya başlayalım. Planlamada her şey proje tanıtım dosyası ile başlıyor. Bakanlığın sitesine o dosya yükleniyor. Oradan ilk planladığı haliyle her şey görülebilir, nihai proje değildir.
"Öncelikle kamulaştırma sözü dolaşıma girer. Kamulaştırma bedelleri çok düşüktür, domino taşı etkisiyle bir kaç arsa satın alırlarsa daha çok arsa sahibi satmaya başlar. Çünkü kamulaştırma bedelinin ucuz olmasından insanlar korkar.
"ÇED sürecinde halkın karşı çıkışlarını buradan dinleyeceksiniz. Kırk beş dakika konuşan bakanlık ve şirket yetkililerinden sonra mikrofon dolaşıma girer. Aslında şu şekilde tasarlanmış; halk itirazlarını dile getirince projede değişiklikler olması. Hiç bir yatırımcıda bu toplantılara gelmez.
"Halkın katılımı toplantısından sonra şirket planını revize etmeli.
* Yatırım yapacağını söyleyen firmalar yerli kaynak kurulacağını söyler. Fakat sonrada ihitiyaç dahilinde denilerek ithalata başlar. Bunlar ÇED raporlarında belirlenir. Şirketin kömürü alacağı yerdeki kapasitesinin karşılayıp karşılamayacağını kontrol etmek gerekir.
* Bakılması gereken tarım ve su kaynaklarında baskı yaratıyor mu? Sağlık etkileri ise bir diğeri.
* Rüzgar rejimi ve coğrafyaları göz önüne alındığında bir takım atmosfer hareketlerinin tutulup tutulmadığına bakma gerekir. Bu emisyon içinde geçerli bir durum. İnversiyonu tespit etmek kolay değil. Eğer yerel bir bilgi varsa bunun peşine düşebilirsiniz.
* Mahkeme kararlarının haberini yapmak önemli.
* Koruma ve risk altındaki türleri soruşturabilirsiniz. Bunlar kararların alınmasında iptal gerekçelerinden biri olabiliyor.
* Bilirkişi keşfini izlemek önemli. Genelde hakimler istemez bunu o yüzden fotoğraf makinasını çıkarmaktansa ses kaydı almak daha doğru. Hakimler çıkarmak isterlerse bunun için tartışabilir ve avukatlardan yardım isteyebilirsiniz. Bu keşiflerde gizlilik kararı bulunmuyor.
* Bilirkişi raporları davaya yön veren metinlerdir. Çıktığı anda, gerekirse birilerinden yardım isteyip değerlendirmek lazım. Ancak sadece raporlarda yazanlar değil değerlendirilmeyen konulara da değinmeniz gerekir.
* Bazı uzmanlar bilirkişilik görevlendirmelerinde davalı ile bir ilişki halinde bulunuyorsa ifşa etmek lazım. En azından bir daha başka davalarda yer almalarını önleyebiliyorsunuz.
* Termik santral yapıldıktan sonra ÇED iptalleri olabiliyor. Yargı kararları uygulanacak mı bunları takip etmek gerekiyor.
* İklim krizinin bir diğer etkisi arazi gaspı. Bu şehir nüfüsunu artırıyor, tarımın son bulması ile birlikte iklim değişikliğinin de etkisi. Yaşam biçimlerinin değişmesini de işleyebilirsiniz.
(İUE/SO)
Atölye BİA hakkında |
IPS İletişim Vakfı/bianet'in Atölye BİA adıyla düzenlediği habercilik seminerleri medyanın farklı birimlerinden gazetecilere, işsiz bırakılmış gazetecilere, iletişim fakültesi öğrencilerine ve gazetecilik yapmak isteyen herkese açık. Atölye BİA programları hak, toplumsal cinsiyet ve çocuk odaklı habercilikle barış gazeteciliği perspektifi ve tercihiyle temel gazetecilik, haber fotoğrafçılığı, yargı haberciliği, araştırmacı gazetecilik, yeni medya, görselleştirme araçları, dijital güvenlik gibi alan ve temalar üzerinden kuruluyor. Atölye BİA ile birlikte IPS İletişim Vakfı’nın 2002-2007 aralığında düzenlediği temel gazetecilik, kadın, çocuk, insan hakları odaklı habercilik eğitimleri ve 2008-2017 aralığında gerçekleştirilen Okuldan Haber Odası programları yıl içine yayıldı ve gazetecilere ve ilgilenen herkese açık hale geldi. Haziran 2018'de başlayan Atölye BİA programında, Aralık sonu itibariyle 8 atölye (7-13 Haziran Gazeteciler İçin Yeni Medya, 16-25 Temmuz Gazeteciler İçin Haber, 2 Eylül Kürtçe Habercilik ve Çeviri, 7-9 Eylül Haber Fotoğrafçılığı ve Fotoröportaj, 17-26 Eylül Çevre ve Kent Haberciliği, 1-8 Ekim Yargı Haberciliği, 15-23 ve 8-16 Kasım Gazeteciler için Haber Atölyeleri) 101 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. 2019 yılında ise farklı tarihlerde (11-18 Şubat, 20-27 Şubat, 14-21 Haziran, 22-29 Temmuz, 2-10 Eylül) beş Temel Gazetecilik Atölyesi, yine farklı tarihlerde (27-28 Nisan Kürtçe Habercilik ve Çeviri, 4-5 Mayıs Dijital Güvenlik, 10-12 Mayıs Haber Fotoğrafçılığı, 13-20 Mayıs Gazeteciler Yeni Medya) dört tematik atölye düzenlendi. Yıl boyunca temel ve tematik habercilik atölyeleri devam edecek. İklim Haberciliği Atölyesi Oslo Metropolitan Üniversitesi Gazetecilik & Medya Uluslararası Merkezi (OsloMet-JMIC) ve İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (SIDA) desteğiyle gerçekleştiriliyor. |
* Atölye BİA haberleri için tıklayın.
Doğu Eroğlu hakkında
Gazeteci. 2011'de Cumhuriyet gazetesi Ankara bürosunda stajyer muhabir olarak gazeteciliğe başladı. 2012-2013'te, çevrimiçi yayınlanan, insan hakları ihlalleri tanıklıklarını aktaran Türkiye'den Şiddet Hikâyeleri çalışmasının editörlüğünü yaptı. Ocak 2013'te BirGün gazetesi Pazar Eki için makaleler yazmaya ve mülakatlar yapmaya başlayan Eroğlu, Haziran 2013'ten 2017'ye dek aynı gazetede tam zamanlı muhabir olarak çalıştı; politik ekoloji, temel insan hakkı ihlalleri, çatışma, radikalleşme ve cihat hareketleri üzerine yazdı. 2015 yılında Columbia University in the City of New York İnsan Hakları Araştırmaları Enstitüsü'nde misafir araştırmacı olarak bulunan, makaleleri Ayrıntı Dergi, Kolektif Dergi, Yeni Harman, Newsweek Europe gibi süreli yayınlar ile Diken.com.tr, Vice ve al-Monitor gibi çevrimiçi mecralarda yayınlandı. Bağımsız araştırmacı muhabir olarak çalışmaya devam etmektedir. ODTÜ İktisat Bölümü'nde lisans eğitimi aldı. 1987 İstanbul doğumlu.