Mater, militarizmin dilde yeniden üretildiğini söyleyerek "bir ordu insan" kullanımını, Duran, "şiddetle kınıyoruz" ve "bomba gibiyim" ifadelerini örnek gösterdi. İmir, savaş sırasında çatışma alanlarında muhabirlik yapanların kullandığı dilin büyük önem taşıdığını söyledi.
Mater: 8 Mart 23 Nisan gibi
Medyada kadının temsiline değinen Mater, 8 Mart'ta kadınlara hazırlatılan gazeteleri örnek gösterdi.
"Bu 23 Nisan'da çocuklara bir günlüğüne başbakanlık koltuğu vermek gibi" diyen Mater ekledi: "8 Mart'ta kadınlardan söz ettiler; bizi mutlu etmeye çalıştılar. İki sayfalarını bize ayırdılar. Ama öbür sayfaları çevirince ihlallerin sürdüğünü gördük."
Birgün Gazetesi'nden örnek veren Mater, geçen hafta bir kadın şef ve bir erkek muhabir arasında yaşanan tartışmanın ardından gazetenin açıklamasında kadın şefin ismini açıkladığını, erkek muhabirinkini ise sakladığını hatırlattı, "kadının adı yok ama gerektiği zaman erkeğin de yok" diye konuştu.
Militarizmi, savaşı dile dahil etmeden de insanların kendilerini ifade edebileceklerine dikkat çeken Mater, "'bir ordu insan, gazeteci ordusu' demek olayı daha etkileyici kılıyor anlayışı var, bir sürü insan deyince aynı etki olmuyor düşüncesi hakim" dedi.
Duran: Milliyetçilik savaştır
Milliyetçiliğin "ötekini dışladığını" anlatan Duran, "milliyetçilik savaştır" dedi. Milliyetçi söylemin her alanda kullanıldığını vurgulayan Duran, sporda da "vur kır parçala bu maçı kazan" sloganının kullanıldığını hatırlattı, militarist dilin her alana hakim olduğunu söyledi.
"Savaş yerine barış, çatışma yerine anlaşma"yı öneren Duran, muhalefetin hukukun uygulanmasına karşı olmadığını, hemfikir olunmayan konunun 301 gibi yasa maddelerinin değiştirilmesi için muhalefet edilmesi gerektiğini söyledi.
İmir: Savaşa basının ilgisi bir hafta
Kosova, Afganistan, İslamabad, Irak, Kudüs ve Ramallah'ta gazetecilik yapan İmir, savaş başladığında olayla ilgili olan basının, bu ilgisini savaşın onuncu gününden itibaren kaybettiğini şu sözlerle özetledi:
"Gereken ilgi üç hafta sürer. Üç hafta sonra ilgi olması için 10, sonra 100, sonra 1000 kişinin ölmesi gerekir."
Çatışma alanlarında görev yapan muhabirlerin kullandığı dilin çok önemli olduğunu belirten İmir, yanlışlıkla kullandığı "maalesef bombardıman bitti" ifadesinin ardından Irak'tan sınır dışı edildiğini anlattı.
İmir, "Savaş ölüm demek yokluk demek, demokrasi ne demekse onun tersi demek" dedi.
Duran: Resmi ideoloji gerçekle çelişir
Hürriyet'in "'Hepimiz Ermeniyiz' sloganı doğru mu?", "Türkiye Kuzey Irak'a girmeli mi?" anketleri üzerine gelen soruyu yanıtlayan Mater, "Hürriyet'i durdurma şansımız yok ama anketlerin ne kadar doğruyu gösterdiği de tartışılır" dedi.
Duran da, "anketlerin İnternet erişimi olan, İnternet kafeye gitmeyi bilen, Hürriyet'i İnternet'ten okuyan" bir kesimi kapsadığını söyleyerek, "gazetecilik milli bir dava değildir, resmi ideoloji gerçekle çelişir" dedi.
Bir haberin aslında ne dediğini anlamak için kimi zaman hem Hürriyet'i hem Gündem gazetesini okumak gerektiğini anlatan Mater, "muhalif basın da kimi zaman yanlı davranıyor" dedi.
İmir: Muhabir özgürdür
Bir soru üzerine gazetecilik hayatı boyunca muhabir olarak sansüre uğramadığını vurgulayan İmir, "5 yıl boyunca sansür yemedim, durabileceğim yerde durdum. Ama en tehlikelisi otosansürdür. Muhabirlerin çoğunda da bu vardır" dedi.
Türkiye'de gazetecilerin başbakanla, bakanlarla aynı uçakta seyahat ettiğini hatırlatan İmir ekledi, "Her gün muhalif haber yaptığınız bir insanın uçağında yolculuk etmek zorunda olmanız çok kötü. Ama Türkiye'de basın kuruluşları ayrıca gazeteciyi başka bir uçakta gönderme yoluna gitmiyor." (AÖ/TK)