Haberin Kürtçesi için tıklayın
Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ’ın 10 Mayıs 2019’da evinin önünde uğradığı saldırısı sonrası faillere karşı açtığı dava saldırıdan tam 888 gün sonra başladı.
Ankara 54. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada ‘silahla kasten yaralama, tehdit ve hakaret’ten yargılanan Adem Y., Emrah Y., Ali A., Furkan Ç., Necmettin İ. ve Orhan Ç.’yi 22 avukat savundu.
TIKLAYIN - Yeniçağ yazarına evinin önünde saldırı
TIKLAYIN - "Bana Saldıranların Ceza Alması İçin Ölmem mi Gerekiyordu?"
20 yıl 10 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanıkların avukatlarına duruşma hakimi vekaletleri olup olmadığını sordu.
Hakim, vekaletlerini daha sonra sunacaklarını söyleyen avukatların dışarı çıkmasını istedi. Bunun üzerine vekaleti olmayan avukatlar duruşmaya izleyen CHP Milletvekili Utku Çakırözer ile İYİ Parti Milletvekilleri Şenol Sunat ve Ayhan Altıntaş’ı öne sürerek arada bir fark olmadığını söylediler.
Hakim ise avukatlara salonun küçük olduğunu söyledi ve cübbelerini çıkartıp izleyici sıralarından duruşmayı izlemelerine izin verdi.
Sanıklar 'saldırıyı' yalanladı
Tartışmanın ardından başlayan duruşmada sanıklar, Demirağ’a saldırıp dövdükleri iddiasını reddetti. Sanıklar aralarında trafikte küfürleşmeden dolayı itiş kakış yaşandığını öne sürdü. Sanıklar ayrıca keşif yapmak için Demirağ’ın evine gittikleri iddiasını yalanladı.
Sanıklardan Orhan Ç., “Bize trafikte selektör yaptı. Araçtan indiğinde ben de araçtan indim. Hakaret etti. İtiş kakış oldu. Yere düştü. Sonra ben arabama döndüm. Sadece ikimizin arasında oldu. Diğer arkadaşlar müdahale etmedi. Elimde bıçak yoktu” diye savunma yaptı.
Sanıklardan Furkan Ç. ise elindeki sopa ile Demirağ’a vurmadığını ve bir şey olmasından ‘korktuğu’ için araçta bulunan sopayı elini aldığını iddia etti.
Hakimin, “E nasıl yaralandı?” sorusuna Furkan Ç. “Bilmiyorum. Orhan ile aralarında itiş, kakış yaşandı” yanıtını verdi.
Demirağ: Ben herhalde kendi kendimi dövdüm
Demirağ ise, “Görüntüler ortada. Ben herhalde kendi kendimi dövdüm. Her şey ortadayken bu kadar yalana tahammülüm yok” sözleriyle sanıkların ifadelerine tepki gösterdi.
Demirağ “Meydanı boş mu buldun’ dediler. Bir tanesi küfretti, biri ‘Öldürün’ dedi. Trafikte herhangi bir şey yaşanmadı. Beni evime gazeteci arkadaşım Murat Ağırel bıraktı. Muhtemel ki takip ettiler” diye konuştu.
İfadeler sırasında sanıkların ve Demirağ’ın beyanlarına müdahale eden bir sanık avukatını, savcı önce “yönlendirmeyin” diye uyardı. Aynı avukat müdahaleye devam edince, hakim tarafından tutanakla salondan çıkarıldı.
Mahkeme görevsizlik kararı verdi
Demirağ’in avukatı Erhan Tokatlı, saldırının basit yaralama değil, insan öldürmeye teşebbüs olduğunu belirtip davanın Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesini talep etti.
Mahkeme, görevsizlik ile dosyanın Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verdi. Karara tepki gösteren sanık avukatları, “Gazetelere manşet verdiniz” diye hakime tepki gösterdi.
Önderoğlu: Olumlu fakat olması gereken gelişmelerden
Duruşma sonrasında Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve bianet Medya Özgürlüğü Raportörü Erol Önderoğlu mahkemenin ‘Ağır Ceza’ kararını olumlu bulduklarını söyledi.
Önderoğlu “Son dönemde gazetecilere yönelik saldırılarla mücadele konusunda, vahim gecikmelerle de olsa, mahkemelerin daha bir irade göstermeye başladıklarını gözlemliyoruz. Gazeteci Beyza Kural'ın elleri arkadan kelepçelenerek gözaltına alınmaya çalışıldığı olayla ilgili Anayasa Mahkemesi kararı sonrası, 5 yıl aradan sonra üç polisin yargılanmaya başlaması ve Yavuz Selim Demirağ'a yönelik beyzbol sopalı saldırıdan iki buçuk yıl sonra altı kişinin yargı önüne çıkarılıp dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi, son döneme dair olumlu fakat olması gereken gelişmelerden. Medya temsilcilerine dair sistemli saldırılar, ancak karşısında kararlı ve istikrarlı bir yargı olursa son bulabilir. Gazetecilerle birlikte toplumu sindirmeye çalışan bu şiddet durdurulmalıdır.” dedi.
TIKLAYIN - "Bir gazeteciyi yaralamanın cezası 4500 liraymış"
(HA)