Antep’te bir ev sahibinin Suriyeli kiracı tarafından öldürülmesinin ardından kentte üç gündür süren gerilimi Gaziantep Sabah Gazetesi’nden Nurgün Balcıoğlu ile konuştuk.
1-1,5 milyonluk bir kente 500 bin Suriyelinin geldiğini ve bu durumun kentin sosyal yaşamına ciddi etkileri olduğunu ifade eden Balcıoğlu, yaşanan gerilimin arkasında işsiz, eğitimsiz genç nüfusun kendine kimlik bulma çabası olduğu görüşünü savunuyor ve bu gerilimin kolay kolay giderilemeyeceğini söylüyor.
İşsiz, eğitimsiz genç nüfus
“Asıl sorun Suriyeliler sorunu değil. Kentte göçten dolayı çok sayıda işsiz ve genç nüfus var. Suriyeliler bu gençlerin kendilerini bir şekilde ifade etmesi için araç haline geldi. Bu gençler işsiz, yoksul, eğitimsiz ve bir şekilde kendilerine kimlik arıyorlar. Bu çerçevede de kendilerine Suriyelileri kentten uzaklaştırmak gibi bir misyon edinmiş durumdalar.
“Öte yandan bir kesim de Suriyelileri sömürüyor ve onların kentte olmasından memnun. Mesela 500 liralık evi 1000 liraya kiraya veriyor. Veya günlük 100 liraya Türkiyeli çalıştıracağına 10 liraya Suriyeli çalıştırıyor. Bu kişiler Suriye'den gelenlerin daha verimli ve daha ucuza çalıştıklarını söylüyorlar.
Suriyeliysen linç
“Şimdi bu işsiz ve eğitimsiz genç kesim sosyal medya üzerinden hızla örgütleniyor. Akşam olunca bu insanlar gruplar halinde ellerinde sopalar bıçaklarla her yere girip Suriyeli arıyorlar. Bulduklarını da yaralıyorlar.
“Kenar semtte oturan bir tanıdığım var. Bu gençlerin Suriyelilerin üzerine gülerek sopalarla saldırdıklarını anlatıyor. Onları kendilerine hedef kitle seçmişler.
“Mesela bu tanıdığım akşam parkta otururken 20 kişilik bir grup üzerine yürümüş sopalarla ve Suriyeli olup olmadığını sormuşlar. Orada Türkiyeli olduğunu anlamasalar linç edeceklermiş.
Sosyal hayatta değişiklik
“Resmi rakamlara göre Suriyeli 200 bin kişi kentte yaşıyor. Ama valinin de belediye başkanının da gayri resmi ifadelerine göre bu sayı 500 bin civarında.
“1-1,5 milyon nüfuslu bir kente 500 bin de Suriyeli insan gelmiş durumda. Bu sayı kamplarda yaşayanların dışındakiler. Bu 500 bin kişi kentte çok şeyi değiştirdi.
“Antep zaten işsizlik, eğitimsizlik, gelir adaletsizliği bakımından orta doğu kenti gibiydi, şimdi dört dörtlük bir orta doğu kenti oldu.
“Halep'e, Şam'a gidenler bilir; insanlar gündüz sıcakta yatarlar, akşam saatlerinde sokaklara dökülürler. Şimdi Antep'te bu yaz kentte böyle bir yaşam tarzı gelişmeye başladı. Geceleri parklar tıklım tıklım insan doluyor.
“Sorun çok boyutlu”
“Bu sorunla baş edilebileceğini hiç zannetmiyorum. Sorunun o kadar çok boyutu var ki... İşsizlik boyutu, barınma boyutu, eğitim-sağlık boyutu var. Mesela şark çıbanı denen, insanların yüzünde çok büyük yara izleri bırakan çok eski bir hastalık vardı. Şimdi bu yeniden ortaya çıkmaya başladı.
“Kentin yöneticilerinin sorunlar karşısında elleri kolları bağlı. Çünkü bu sorunlar ancak devlet politikalarıyla aşılabilir.
“ÖSO’nun lojistik merkezi oldu”
“Devlet politikasının bu konuda baştan beri son derece yanlış olduğunu düşünüyorum. Bundan dört beş yıl önce sınırlar bir anda açıldı ve son derece kontrolsüz şekilde giriş çıkışlar başladı.
“Antep Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) lojistik merkezi haline getirildi. Antep'e ve ülkeye en büyük kötülük yapıldı. ÖSO'nun radyosu buradan canlı yayın yapıyor, komutanlar gelip burada toplantı yapıyorlar. Biz şu anda savaş olmadan savaş yaşıyoruz.
“Devlet göz yumuyor”
“Bu kentte böyle bir patlamanın yaşanacağı yıllar öncesinden belliydi. Kaçak çay, kaçak sigara, kaçak akaryakıt, uyuşturucu, silahtan sonra da şimdi de kayıt dışı insan sorunu baş gösteriyor.
“Organize sanayi bölgesinde çalışanların yarısı Suriyeli oldu. Eski işçiler kapı önüne koyuluyor ve üçte bir fiyata sigortasız insanlar çalıştırılıyor.
“Tek göz evi onlarca Suriyeliye fahiş fiyata kakalıyorlar. Hem sömürüyorlar hem şikayet ediyorlar. Böyle bir şey olamaz. Sonuçta bu insanlar keyiflerinden gelmediler; savaştan kaçtılar.
“Her apartmanda dört beş dairede Suriyeliler oturuyor. Kimin nerde oturduğu, hangi dairede kaç kişi yaşadığı belli değil. Sınırdan isteyen istediği gibi geçebiliyor. Bu da güvenlik sorununu beraberinde getiriyor.
“Öte yandan devlet de insanların ucuz iş gücü olarak kullanılmasına, sigortasız olmalarına ve bu güvensiz ortama göz yumuyor.” (EKN)
* Fotoğraf: Yusuf Atlıhan / AA