Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu gazetecileri ve gazete sahiplerini dinlemeye devam ediyor. Komisyon, son olarak gazeteci yazar Hasan Cemal'i dinledi.
Meclis Haber'in haberine göre, eski Sabah Gazetesi patronu Dinç Bilgin, Akşam Gazetesi ve ShowTV'nin sahibi Mehmet Emin Karamehmet, eski Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Zafer Mutlu, Gazeteciler Mehmet Barlas ve Canan Barlas da komisyonda ifade verdi.
Ayrıca, Batı Çalışma Grubu belgelerini sızdırdığı iddiasıyla ''Köstebek'' davasında yargılanan ve beraat eden Kadir Sarmusak ile eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş de komisyonda konuştu.
28 Şubat-27 Nisan Alt Komisyonu'nda konuşan Cemal, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in "darbenin önlenmesindeki rolünün göz ardı edilmemesi gerektiğini" söyledi.
NTV'nin haberine göre, Cemal, "28 Şubat sürecinde açık darbe isteyenler başarısız olunca AK Parti'den sonra 'Sarıkız', 'Ayışığı', 'Balyoz', 'Ergenekon' gibi yeni darbe tertipleri oluşmaya başladı" dedi.
"Basının işlevi o zaman bozuldu"
Eski Sabah Gazetesi patronu Bilgin de 28 Şubat süreciyle ilgili olarak ''O zamanki Türkiye başka Türkiye'ydi. O zaman başbakanlar faklıydı. Şimdiki gibi Başbakan, Meclis olsaydı, Türkiye'nin başına bunlar gelmezdi'' dedi.
28 Şubat'a giden günlerde dört ulusal ve bir yerel gazete, 40 yakın dergi ve iki ulusal televizyon kanalının sahibi olduğunu hatırlatan Bilgin şunları söyledi:
"Büyük servetim, her şeyim vardı, 28 Şubat sonrasında hiçbir şeyim kalmadı. O döneme gelmeden önce basında inanılmaz güçlü bir rekabet sürüyordu. Doğan ile benim grubum arasında promosyon savaşları vardı. Bu iş siyasi arenaya da sirayet etti. Grup olarak DYP'ye destek olduk, Doğan Grubu da ANAP'a... Basının işlevi o tarihte bozulmaya başladı."
"Sabah Grubu olarak büyük suikasta maruz kaldık. Kim yaptı, onu bilemem. Biçilen görevi yapmayacağımız, yapmadığımız... Bir miktar onun da etkisi vardır. Ankara'ya sık gelen, siyasi lobi yapan gazete patronu değildim. Eğlenerek gazete yapan biriydim. Askerlerle hiç ilişkim olmadı. Genelkurmay'a gidip gelen, kuvvet komutanlarını tanıyan biri değildim. İstanbul Orduevi'ne bile gitmedim."
Bilgin, gazetecilerin işlerine son verilmesiyle ilgili kendisine telkinde bulunulmadığını da ekledi.
"Takım tutar gibi parti tutmak yanlıştı"
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan da komisyonda yaptığı konuşmada, "Tansu Hanım'a karşıydık. Çünkü Tansu Hanım'ın ABD'deki mal varlığını yayınlamıştık" dedi.
Doğan, TRT'nin haberine göre, şunları söyledi: "Eğer siyasiler muktedir olurlarsa, demokrasi dışı güçlere dik dururlarsa bunlar olmazdı. 27 Nisan'da hükümet dik durdu. O zamanki başbakanlar farklıydı. Şimdiki gibi Başbakan, Meclis olsaydı Türkiye'nin başına bunlar gelmezdi'' dedi.
Karamehmet ise 28 Şubat sürecinde medyada olmadığını ifade etti. Erol Özkasnak ile görüştüğünü, ancak kendisine davetin Çevik Bir'den geldiğini anlatan Karamehmet, ''Tam ne görüştüğümüzü hatırlamıyorum. 'Bunu, şunu yapmayın' diye değil, 'vatan millet Sakarya' şeklinde görüşmeler oldu" şeklinde konuştu.
Zafer Mutlu da 28 Şubat'ı savunmanın mümkün olmadığını vurgulayarak, ''28 Şubat'ın savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Basının da yanlışları olmuştur. Evet 28 Şubat sürecinde yanlışlarımız oldu. Takım tutar gibi bir siyasi partiyi tutup, öbür siyasi partiye karşı olmak yanlıştı" diye konuştu.
"ABD'nin desteklediği bir proje"
1979'da İçişleri Bakanlığı yapmış olan Güneş ise 12 Eylül'ün, sadece ulusal bir proje ve "senaryo" olmadığını ifade ederek, ''Uluslararası güçteki merkezlerin hazırladığı, CIA'in de içinde olduğu, ABD'nin desteklediği bir projeydi'' dedi.
Güneş, 12 Eylül'ün kararlaştırılmış bir darbe olduğunu, ülkenin buraya doğru götürüldüğünü anlatarak, sıkıyönetim, askeri yönetim, cinayetler, Maraş ve Çorum gibi olaylarla, ara kademelerde yapılması gerekenlerin gerçekleştirildiğini söyledi. (AS)