Fotoğraf: Mezopotamya Haber Ajansı
Cumartesi Anneleri/İnsanları 748. kez kayıplarının arkasından adalet talebiyle toplandı.
700. haftada polis şiddetiyle engellenen Galatasaray Meydanı yerine 49. kez İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde toplanan hak savunucuları 1980 darbesinin ardından işkenceyle öldürülen Süleyman Cihan için adalet talep etti.
TIKLAYIN - 12 Eylül Cinayetine Dava Açacak "Yetkili" Savcı Bulunamıyor
"Süleyman Cihan için adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz" diyen hak savunucuları şunları söyledi:
"748 haftadır gözaltında kaybedilen sevdiklerimiz için hakikat ve adalet talebiyle buluşuyoruz. 748 haftadır devleti yönetenlere gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluklarını hatırlatıyoruz.
"Gözaltında kaybetme vakalarında yargının, yargıçların, savcıların, mahkemelerin yok hükmünde olduğunu belgeleriyle ortaya koyuyoruz.
"Sesimizi duyurma mekanımız engelleniyor"
"Devletin gözaltında kayıplarla ilgili hukuki ve siyasi yükümlülüklerini yerine getirmeyi reddettiğini dünyaya duyuruyoruz.
"Bizim taleplerimizi yerine getirmekle görevli olan devlet ise 49 haftadır ağır teçhizatlı polis ablukası ile sesimizi duyurma mekânımız olan Galatasaray'a gidişimizi engelliyor.
!Bu hukuk dışı engelleme, gözaltında kaybetme suçunun görünmez kılınması girişimidir. Suçun sorumlularının cezalandırılmasını engelleme çabasıdır. Bu yasaklama gözaltında kaybetme suçunun sorumlusunun devletin kendisi olduğunun ve tüm iktidarların da bu suçun ortağı olmayı sürdürdüğünün itirafıdır.
"Demokrasinin ilk koşulu, hesap verebilir yönetim"
"748 haftadır haykırıyoruz: Demokrasinin ilk koşulu, hesap verebilir bir yönetimdir. Bugün Türkiye'de hesap verebilir bir yönetim yoktur. Anayasa askıya alınmıştır.
"Yargı bağımsızlığı ve erkler ayrılığı yok edilmiştir. Yurttaşlar olarak hak ettiğimiz özgürlük, hukuki güvenlik ve adaleti sağlayacak bir yönetim mevcut değildir. Bu hukuksuzluk ortamında 38 yıllık bir inkâr ve cezasızlık örneği olan Süleyman Cihan'ı hatırlamak ve hatırlatmak buluştuk.
23 tanık vardı: Onu işkencede gördük
31 yaşındaki 2 çocuk babası Süleyman Cihan İstanbul'da yaşıyordu. Devrimci kimliği nedeniyle 12 Eylül askeri darbesinin ardından hakkında arama kararı çıkartıldı.
"Temmuz 1981 tarihinde Edirne'den İstanbul'a gelmek üzere bindiği yolcu otobüsü İstanbul'a yaklaştığı sırada sivil bir ekip tarafından durduruldu.
"Otobüsten indirilerek gözaltına alınan Süleyman Cihan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.
"Durumdan haberdar olan ailesi ve avukatları hemen, İstanbul Emniyeti l. Şube, 2. Şube ve Askeri Savcılık nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak tüm girişimler sonuçsuz kaldı.
"Gözaltı kararını veren İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı ve gözaltı işlemini gerçekleştiren İstanbul Emniyet Müdürlüğü, 23 kişinin 'Onu emniyette işkencede gördüm' diye tanıklık ettiği Süleyman Cihan'ın gözaltına alındığını reddetti.
"85 gün süren ısrarlı arayışın sonunda Süleyman Cihan'ın ağır işkence sonucunda öldürüldüğü ve kimliği bilinmesine rağmen Zindanarkası Mezarlığı 'na "meçhul kişi" olarak defnedildiği gerçeğine ulaşıldı.
"Bu gerçek karşısında Süleyman Cihan'ın 29 Temmuz'da gözaltına alındığı kabul edildi. İstanbul Emniyeti, Cihan'ın öldürülmesi ile ilgili Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin'in de imzası bulunan sahte bir belge düzenledi. Belgede Süleyman Cihan'ın 30 Temmuz 1981 tarihinde yer göstermeye götürüldüğü apartmanın 6.katından atlayarak intihar ettiği yazıldı.
"İntihar görüntüsü verildi"
"Gerçekte ise çok sayıda tanık beyanına göre Süleyman Cihan gözaltında aylarca işkence gördü.
"Ayrıca cansız bedenini kapısı kırılarak girilen ve uzun zamandır kimsenin yaşamadığı bir evin penceresinden atılarak intihar görüntüsü yaratılmak istendi. Bu gerçekler, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın olaydan 21 yıl sonra dosyadaki otopsi bulguları ve tıbbi verilerden hareketle hazırladığı raporla da kanıtlandı.
TIKLAYIN- Profesör Şebnem Korur Fincanı'nın hazırladığı rapor
"Raporda Cihan'ın ağır işkenceye maruz bırakıldığı ve apartmanın altıncı katından atılmadan önce öldürülmüş olduğu kayıt altına alındı.
Cihan Ailesi yıllardır hukuki girişimlerini sürdürdü. Dosyayı canlandırmak için 2012 yılında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Başvuruda:
İstanbul, l. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanı General Necdet Üruğ,
Sıkıyönetim Adli Müşaviri Hakim Albay Durmuş Akşen,
Sıkıyönetim Savcısı Yüzbaşı Erdoğan Savaşeri,
Dönemin İstanbul Emniyet l . Şube Müdürü Tayyar Sever,
Dönemin İstanbul Emniyet 2. Şube Müdürü Mehmet Ağar,
Polis memuru İbrahim Şahin,
Süleyman Cihan'ı işkenceyle öldüren ekipte yer alan polis memuru Bayram Kartal,
Süleyman Cihan'ı işkenceyle öldüren ekipte yer alan polis memuru Mehmet Yetiş ve kimliği saptanacak diğer suç ortakları hakkında şüpheli sıfatıyla kamu davası açılmasını talep etti. Ancak bugüne kadar hiçbir gelişme
olmadı.
Gözaltında kaybedilişinin 38. yılında bir kez daha ilan ediyoruz; kaç yıl geçerse geçsin Süleyman Cihan'ı
unutmayacağız.
Kayıplarımızdan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz!