Galatasaray Üniversitesi Barış Haftası etkinlikleri kapsamında 13 Mart Perşembe günü Ragıp Duran, Murat Çelikkan, Murat Utku ve Fatih Polat’ın katılımlarıyla "barış gazeteciliği" üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi.
Bir arada yaşamı vurgulamak için çeşitli yörelerden oyunlar sergilenen folklor gösterisinin ardından başlayan söyleşide açılışı Çelikkan yaptı.
Çelikkan: Çatışmayı şeffaflaştırır
Çelikkan bir gazetecinin savaşa karşı olması gerektiğini barış gazeteciliği yapan kişinin şiddetten tavır almaması gerektiğini belirtti. Barış gazeteciliğin gerçek eksenli, insan ve çözüm odaklı olduğunu belirten Çelikkan savaş gazeteciliğinin ise şiddet ve propaganda eksenli, seçkin odaklı olduğunu söyledi.
"Barış gazeteciliği çatışmayı şeffaflaştırır, her iki tarafın da sesini duyurmaya çalışır, empatik yaklaşır ve propagandanın dışında kalır, her iki taraftakileri de insan olarak görür. Savaş gazeteciliği ise bilgi gizler, ‘biz ve onlar’ ayrımı yapar, sadece öldürme rakamı vererek onun ardındaki insanı unutturur."
Duran: Barış gazeteciliği azınlıkta kalıyor
Duran ise isimlere odaklanarak "Savaş" ,"Hıncal", "Vural", "Öcal" gibi isimlerin sıkça kullanıldığını ve dönemin savaşçı ruhunu yansıttığını dile getirdi.
"Böyle bir ortamda barış gazeteciliği azınlıkta kalıyor. Bizim ideolojik, kültürel ve manevi ortamımız şiddet kuyusunu andırıyor. Doğar doğmaz ebenin şaplağıyla başlıyoruz dayak yemeye..."
Sevda Alankuş’un barış gazeteciliğinin öncülerinden olduğunu belirten Duran, barış gazeteciliğinin yeni bir kavram olmadığını, gazetecinin görevinin aslen hak, yurttaş ve barış gazeteciliği yapmak olduğunu fakat egemen medya tarafından asıl değerlerin unutturulduğunu ve bu değerlerin yeniden üretildiğinin altını çizdi.
"Savaş iki taraf var demek, sadece bir tarafı anlamaya çalışarak savaşı anlayamayız. Gerçek anlamda şeffaflık sağlanırsa savaşın ne kadar kötü olduğu da anlaşılır."
Polat: Hakim olan tekelci bakış
Gazeteci Polat ise Türkiye’de meselelere çoğulcu değil tekelci bakıldığını ve bunun medyaya sirayet ettiğini ifade etti. Medyanın toplumun normallik ayarıyla oynadğını belirten Polat, gazetelerde barış savunuculuğunun yapılmadığına dikkat çekti ve barış gazeteciliğini güçlendirmek için gazetecilere çok iş düştüğünü söyledi.
"Gazetelerde tedbirci bir anlayış hakim,bütün fotoğraflar ve görüntüler bu anlayışla belli bir kurgunun içersine yerleştirliyor."
Utku: İki tarafa eşit mesafeden bakabilmek
Utku ise gazetecilerin kullandıkları dille, habere bakış açısıyla çözüm bulma iradesi göstermeleri gerektiğini belirtti. Haber dilinde yerleşmiş bazı kalıpların olduğunu söyleyen Utku barış gazetecisinin her iki tarafa da eşit mesafede durması gerektiğini söyledi. 2006 Lübnan savaşındaki deneyimini paylaşan Utku:
"2006 Lübnan savaşında siz orada sadece bombalananlar üzerinden haber kurgularsanız yavaş yavaş başka bir tarafa kalabilirsiniz, Lüblanlılaşabilirsiniz, bu kaymayı önlemek için de geniş ufuktan, iki tarafa da eşit mesafede bakmalısınız." (NK/GG)