* Fotoğraf: Anadolu Ajansı (AA)
Endonezya'nın Bali adasında dün (15 Kasım) başlayan 17. G20 Liderler Zirvesi, bugün ikinci gününde sona erdi.
Liderler Zirvesi'nin ardından 52 maddelik sonuç bildirgesi yayınlandı.
Bildirgede öne çıkan konulardan biri de Rusya'nın 24 Şubat'ta komşusu Ukrayna'yı işgaliyle başlayan savaştı. Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığına "şiddetle" karşı çıkıldığı belirtilen bildirgede, "Rusya'nın koşulsuz şekilde Ukrayna'dan çekilmesi" talebi dile getirildi.
Öte yandan, sonuç bildirgesinde, "Üyelerin çoğu Ukrayna'daki savaşı kınadı" ifadeleri de yer aldı. Deutsche Welle (DW) Türkçe'nin değerlendirmesine göre, bu ifade "metinde dile getirilmek istenen bazı ifadelere G20 üyelerinden Rusya'nın karşı çıktığı izlenimini" verdi.
Bildirgede ayrıca "duruma ve yaptırımlara ilişkin başka görüş ve farklı değerlendirmelerin de bulunduğu" kaydedildi.
- Aralarında Rusya'nın da olduğu 19 ülke liderinin ve Avrupa Birliği'nin (AB) üst düzey yetkililerinin bir araya geldiği G20 Liderler Zirvesi'ne bu sene Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin katılmadı. Rusya'yı Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov temsil etti.
"Nükleer tehdidi kabul edilemez"
Bildirgede savaşla ilgili ayrıca şu ifadelere yer verildi:
"Uluslararası hukuk, barış ve istikrarı koruyan çok taraflı sistemi desteklemek esastır. Bu, silahlı çatışmalarda sivillerin ve altyapının korunması da dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler tüzüğündeki prensiplere ve uluslararası insan hakları hukukuna bağlı kalınmasını içeriyor.
"Nükleer silahların kullanılması veya buna yönelik tehdit, kabul edilemez. Çatışmaların barışçıl çözümü, diplomasi ve diyaloğun sürdürülmesi hayati önemde. Bugünün çağı, savaş çağı olmamalı.
Enflasyon, gıda ve enerji güvensizliği
"Savaş, büyümeyi kısıtlıyor, enflasyonu artırıyor, tedarik zincirlerini aksatıyor, enerji ve gıda güvensizliğini tırmandırırken, finansal istikrar risklerini artırıyor. Durum ve yaptırımlara ilişkin farklı görüşler ve değerlendirmeler de var.
"G20'nin güvenlik sorunlarını çözecek bir forum olmadığını belirtmekle birlikte, güvenlik sorunlarının küresel ekonomi üzerinde önemli sonuçları olabileceğinin farkındayız."
"Açlığa karşı acil adımlar atılmalı"
Bildirgede ayrıca "mevcut çatışma ve gerilimlerin küresel gıda güvenliğindeki zorlukları derinleştirmesinden derin endişe duyulduğuna" işaret edildi:
"Bu nedenle, gelişmekte olan ülkelerdeki kırılgan toplulukları merkeze alacak şekilde hayatları kurtarmak, açlığı ve besin yetersizliğini önlemek için acil adımlar atmayı taahhüt ediyoruz.
"Sürdürülebilir, dirençli tarım ve gıda sistemlerinin sağlanması için çağrıda bulunuyoruz. Türkiye ve BM'nin aracılık ettiği İstanbul Anlaşması'ndan memnuniyet duyuyoruz. Tüm ilgili tarafların, anlaşmayı tam, zamanında ve devam edecek şekilde uygulamasının öneminin altını çiziyoruz."
G20 hakkında
G20, başlıca "gelişmiş" ülkeler ile önemi ve ağırlığı artmakta olan yükselen ekonomilerin küresel ekonomik karar alma süreçlerinde daha fazla temsil edilmesi ve uluslararası mali sistemin daha istikrarlı bir yapıya kavuşturulması amacıyla, 1997'deki Asya ve 1998'deki Rusya krizlerinin ardından 1999 yılında Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları düzeyinde oluşturulmuş, aşağıdaki üyelerden oluşan bir platformdur:
Avrupa: Türkiye, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Rusya Federasyonu ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu
Amerika: ABD, Kanada, Meksika, Arjantin, Brezilya
Asya-Pasifik: ÇHC, Hindistan, Japonya, Güney Kore, Endonezya ve Avustralya
Afrika: Güney Afrika
Orta Doğu: Suudi Arabistan
Dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 85'ini, ticaretinin yüzde 75'ini ve nüfusunun 2/3'ünü temsil eden G20, farklı kıtalardan gelişmiş ve yükselen ekonomileri aynı platformda bir araya getiriyor. 2008 yılında meydana gelen küresel krizin ardından G20 Liderler düzeyinde toplanmaya başlamıştır. (SD)