"PKK dışarı!"
Az sayıdaki Diyarbakırspor taraftarı Konyaspor taraftarına benzer bir 'jargonla cevap veriyor:
"Türkiye laiktir, laik kalacak!"
Terörizm kümeye!
Vestel Manisaspor ile Çaykur Rizespor arasında yapılan maçta Rizespor taraftarının Manisalı futbolculara "PKK dışarı!" diye bağırması birçok kişiye anlamsız gelebilir. Ama, bir önceki hafta Diyarbakırspor'la oynayan Manisaspor bazı önemli futbolcularını sahaya sürmemiş ve 3-0 yenilmiştir.
Bu yardımdır, yataklıktır, 11 delege tarafından temsil edilen bir terörist (!) şehir, Süper Lig de kalmak yolunda çok önemli üç puan almıştır.
"Terörizm kümeye"dir; yardım ve yataklık "dışarı!".
Diyarbakır'da Galatasaray sevgisi başka!
Diyarbakırspor'un cezası nedeniyle İzmir'de oynanan Galatasaray maçında da benzer olaylar yaşandı.
Maçtan önce bir Diyarbakırsporlu taraftar elinde bayrakla sahaya girmiş, Galatasaray tribünlerinden anında "PKK dışarı!" sesleri yükselmişti.
Diyarbakır'daki Galatasaray sevgisi Diyarbakır Stadı'ndaki o meşhur pankartla aşikardır:
"Cimbom senin aşkın başka, Diyar'ın aşkı bambaşka."
Galatasaray da sempati duymuştur Diyarbakır'a. Bir dönem bütün maçlarını Diyarbakır'da oynamak isteyecek kadar. Yine de ortada vatanın bütünlüğünü tehdit eden eli bayraklı bir Diyarbakırspor taraftarı vardır, yine "PKK dışarı!"dır.
Gülümseten tesadüf!..
Diyarbakır'da ve bölge genelinde son haftalarda yaşanan gerginlik, birçok insanın hayatını kaybetmesi, dükkanların günlerce kapalı kalması bir yana.
Öte yandan -gülümseten bir tesadüftür,- Konyaspor'la yapılan maçta Diyarbakırspor taraftarının sahaya girmesi. Kulübün üç maç seyircisiz oynama cezası alması; daha sonra olaylar nedeniyle bu maçlardan birini Malatya'da; bir diğer ceza maçının da İzmir'de oynanması.
Son dönemde Diyarbakır'da tansiyonun tekrar yükselmesi ve Diyarbakırspor'un Süper Lig'de ciddi sıkıntılar yaşamasının aynı döneme denk gelmesi ortak bir yazıda değerlendirilmeli midir?
Düşünülmesi gereken Simon Cuper'in ünlü kitabının adının bir versiyonudur:
Futbol asla sadece futbol değil(mi)dir(?).
Baskın olmayan kimlik bileşeni: Diyarbakırspor
Diyarbakırspor, Diyarbakırlıların gözünde pek de baskın olmayan bir kimlik bileşenidir. Birçok Diyarbakırlı takımlarını genelde hafta sonlarının önemli bir sosyal aktivitesinin kahramanı olarak görmektedir. Ünyeli için Ünyespor ne ise, onlar için de takımları odur.
Mesela Diyarbakırspor'da Baran ya da Rubar isimli bir futbolcunun olmaması Tanıl Bora ve Şeyhmus Diken gibi bazı yazarlar dışında, pek kimsenin dikkatini bile çekmemektedir.
Diyarbakırspor'un siyasi sloganı yoktur
Yine de Diyarbakırspor bir kimliktir.
Bu, halkın Diyarbakırspor'la bir kimlik oluşturmasından çok Diyarbakırspor üzerinden verilen siyasi referanslarla alakalıdır.
Örneğin, Diyarbakırspor'un siyasi bir tezahüratı yoktur, yine de bir Diyarbakırspor-Galatasaray maçında Abdullah Öcalan'ı, kasıtla açıldığı düşünülen "Cimbom seni seviyoruz, seni seveni de seviyoruz" pankartı akıllarda kalacaktır.
Diyarbakırsporlu futbolcuların 2003-2004 futbol sezonunda bir maça çıkarken taşıdığı "Devletin değil, halkın takımıyız." pankartı ise, takımlarının devlet tarafından kollanmadığını ele güne duyurmaktan ziyade, kendi taraftarına uzattığı barış çubuğuydu.
Bununla beraber, Diyarbakırspor'un bir kimlik ifade etmesi kendi taraftarının duruşundan çok diğer takımların taraftarlarının duruşuyla alakalıdır.
Burada kapitalizmin aidiyet duygusu ve umut işkencesi yaratmadaki altın çocuğu olan 'öteki' kavramı devreye giriyor çünkü.
Zoraki "öteki" kimliği
'Kale arkaları'nın sosyal ve ekonomik seviyelerinin (nispeten düşük) bir ortalama etrafında oluştuğunu düşünürsek; Diyarbakırspor'u ve taraftarını 'ötekileştirecek' olan etnik kimliktir ve bu rakip taraftarlarca Diyarbakırspor taraftarına dayatılan zoraki bir 'öteki' kimliğidir.
Evet, ekonomik durumlar aynıdır ama, Diyarbakır daha esmerdir. Bu nedenle haddini bilip gol atmamalıdır onlara, atarsa "PKK dışarı!"dır.
Diyarbakırspor gol attığında kendi taraftarının aklına 'dağdakiler' gelmemektedir örneğin. Aama rakip taraftar bir Kürt'ten gol yemiş olmanın hıncıyla (golü atanın adı kesinlikle Rubar değildir.) bölücü örgütü yeşil sahanın dışına davet etmektedir.
Diyarbakırlının futbol maçında unuttukları
"En iyi Kürt, ölü Kürt'tür"ün, futbol oynamaya elverişli hale getirilmiş versiyonu "En iyi Diyarbakırspor, mağlup Diyarbakırspor"dur.
'Öteki' kavramını ve umut işkencesi konularını biraz daha irdelememiz gerekebilir; bu işkencedeki mağdur, kendi sosyal ve ekonomik faciasını her futbol maçında unutan, 'yedek soyunduran'dır.
Nihayetinde onun da hakir görebileceği bir 'öteki'si (bu yazıda o, Diyarbakırspor oluyor) mevcuttur.
Özellikle kapitalist piramidin üst katmanlarını tutanların, mesela şampiyonluğa giden yolda;, mesela ilkel milliyetçi duygularda; alt katmanlardakilere 'beraberiz' mesajı vermesi bu 'her derde deva öteki' üzerinden gerçekleşiyor.
Alt katmanların sükuneti!..
Umut etmekle beraber kişisel tatminin sağlanması, 'şükretmek', yani sözünü ettiğimiz alt katmanlardan daha kötü durumda olanların varlığı ve promosyonuyla gerçekleşmektedir.
Bu piramidi ayakta tutan alt katmanın sükunetidir, haline 'şükretmesi'dir ve üst katmana çıkma umudu var oldukça, umut var oldukça bu sükunet, bu piramit var olacaktır.
Şiddet uzun zaman sonra Diyarbakır'da yine hücum futbol oynamaya başladı. Bu hücum futbola karşı kapalı oynamak, kurdun sevdiği puslu havayı yaratacaktır.
Futbol sadece futboldur. Ne toplumların afyonu, ne de ahlaka dair her şeyin öğrenilebileceği bir dinamik akademidir.
Sportif ve estetik beğenilerin ötesinde futbola başka anlamlar yükleyerek onu yüceltmek ya da kötülemek tribünleri keskinleştirmektir.
Mevcut keskin yanlarımıza yenilerini eklemek, daha çok keskinleşmek, 'öteki' kapitalizm / emperyalizm karşısında bloklar arasında kopmalar yaratmaktır.(UN/AD)