Fotoğraf: P24
‘Fuat Avni’ isimli Twitter hesabının paylaşımlarını haberleştirdiği gerekçesiyle “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlamasıyla haklarında dava açılan diken.com.tr Yayın Yönetmeni Erdal Güven, gazetenin kurucularından Harun Simavi ve dönemin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Semin Sezerer ilk duruşmada beraat etti.
TIKLAYIN - Diken'e "Fuat Avni" davası
Çağlayan’daki İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya yargılanan gazeteciler ile avukatları katıldı.
Güven: Zul sayarım
İlk savunmayı yapan Erdal Güven, Diken’i gazetecilik yapmak için kurduklarını, gazeteciliğin temel işlevinin haber vermek olduğunu ifade etti.
Güven, bir durum, gelişme ya da olayı haber yapan unsurlardan birinin de güncellik taşıması olduğunu, konunun kamuoyunun gündeminde bulunması olduğunu kaydetti.
Güven’in şöyle konuştu:
“Söz konusu paylaşımları Diken’de haberleştirmemizin tek nedeni de budur. Aksini yapsaydık mesleğimizin gereğini yerine getiremezdik.
"İddianameye bu yönüyle baktığımda, sadece haberlere ve iki tweete dayanıldığı görülmektedir. Bu haber ve paylaşımların ise herhangi bir yönlendirme/değerlendirme içermediği, sansasyonel haber başlığı taşımadığı, döneme ilişkin güncel, olgu aktarımından ibaret olduğu açıktır. Bu yönüyle yorum içermemekte ve haber değeri taşımaktadırlar.
"Kaldı ki yine aynı nedenle, söz konusu paylaşımların ‘iftira, yalan, komplo, kumpas’ olarak nitelendiği iktidar temsilcilerinin demeçlerini de istisnasız haberleştirdik. Dosyada, adı geçen örgüte üyelikle ilgili olarak hakkımda kapsamlı bir inceleme yapıldığı, ilgili tüm kurum ve kuruluşlara müzekkereler yazıldığı, sonuçta herhangi bilgi ve bulguya rastlanmadığı açıkça belirtilmiştir.
"30 yıllık gazeteciyim. Neyin ‘haber’ neyin ‘propaganda’ olduğunu ayırt edecek kadar mesleki birikimim var. Diken’de ilk günden beri sadece haber yapıyoruz ve gazetecilik mesleğini her türlü güç odağından bağımsız ve adil biçimde, layıkıyla yürütüyoruz. Genel yayın yönetmeni olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki bu duruşumuza aykırı tek bir haber gösterilemez. Adı geçen örgütle, değil bir iddianamede, aynı cümlede yer almayı bile zul sayarım.”
Simavi: Aksi yapılsaydı mesleğin gereği yerine getirilmemiş olurdu
Harun Simavi de savunmasında Diken’i kurarken kaleme aldığı Sedat Simavi’nin sözlerinden alıntıya başladı ve şu sözlerini hatırlattı:
‘İnşallah ben bu verimsiz tarlada namuslu olarak gazetecilik yapacağım. Muvaffak olursam ne âlâ, muvaffak olamazsam talihime küseceğim…’
“Gazeteciliğin temel görevi haber vermektir” diyen Harun Simavi sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz de Diken’de kurulduğu günden beri gazetecilik dışında hiçbir faaliyette bulunmadık. Biz bu temel görevi yerine getirebilmek için bağımsızlığın olmazsa olmaz bir değer olduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle de hiçbir parti, kurum ya da örgütün taraftarlığını ya da düşmanlığını yapmadık.
"Tarafı olduğumuz tek değer evrensel insan haklarıdır. Bu anlamda Diken internet haber sitesinin kurucusu olarak, tarafsız ve bağımsız bir gazetecilik anlayışıyla hareket etmesi adına Diken’in yayın politikasına herhangi bir müdahalem olmadığı gibi editöryal anlamda da müdahale etmediğimi önemle belirtmek isterim.
"Kaldı ki, yargılamaya konu olan haberler ve paylaşımlar o gün ülke gündemini oluşturuyorlardı. Zira Diken bu konuyu haberleştirirken sadece söz konusu kişinin paylaşımlarını değil, o zamanki başbakan bugünün Cumhurbaşkanı, iktidar sözcüleri, Meclis ve muhalefet tarafından bu konu hakkında yapılan tüm açıklamaları kelimesi kelimesine kamuoyuna duyurmuştur. Söz konusu paylaşımları Diken’de haberleştirmenin tek nedeni de budur. Aksi yapılsaydı mesleğin gereği yerine getirilmemiş olurdu.
"Diken bugüne kadar 125 binden fazla haber yayımlamıştır. Yargılamaya konu haberler ise sadece 87 adettir. Kaldı ki, tüm bu haberler bakımından herhangi bir erişim engeli kararı verilmediği gibi herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma da yürütülmemiştir.
"Bu yapılanma ile ilişkilendirilmek ise kelimenin tam anlamıyla şahsıma, genel yayın yönetmenime ve yayınıma yapılmış bir hakarettir. Adı geçen örgütle, değil bir iddianamede, aynı cümlede yer almayı bile zul sayarım. Tüm bu sebeplerle beraatımı talep ederim."
Sezerer: FETÖ'ye destekle suçlanmak hakarettir
Semin Sezerer ise savunmasında suçlamalara söz konusu haberlerin toplumu bilgilendirmek amacıyla yapıldığını ve suç oluşturmayacağını söyledi.
“Diğer tüm haberlerde olduğu gibi talimatla ya da gizli amaçla yapılmadılar” diyen Sezerer şöyle devam etti:
“Habercilikten sapmadan, özenli bir dille bu haberleri yaptık. O dönem kulis bilgileri veren bu hesabın kim olduğu kamuoyunca tartışılıyordu. Dosyadaki sosyal medya mesajlarımda da suç unsuru yok. Bizler gibi özel ve meslek hayatlarında muhalif olan insanların FETÖ’ye destekle suçlanması bir hakarettir. Araştırmada herhangi bir cemaat-tarikatla bağlantım olamadığı görülecektir. Beraatimi, mahkeme aksi kanaatteyse lehime hükümlerin uygulanmasını istiyorum.”
"Kamu yararı gözetildi"
Diken yazarlarının savunmalarının ardından Güven ve Simavi’nin avukatı Sevgi Kalan söz aldı. Kalan iddianamedeki tüm araştırmanın müvekkillerinin terör örgütüyle herhangi bir bağ bulamadığını yazdığını ifade etti.
Savcının makul şüphe oluşmadan suç unsurunun oluştuğunu iddia ettiğini aktaran Kalan "Araştırmamızın sonucunda ‘fuatavni’ tweetlerini 2870 haberle Sabah gazetesinin haber yaptığını gördük. Bunu haberleştirenler yargılanmıyorsa müvekkillerimin de yargılanmaması gerekir" dedi vemüvekkillerimin beraatını istedi.
Sezerer’in avukatı Buse Karataş ise “İddianamede terör örgütüne yardım etme fiilinin nasıl işlendiği açıklanmamıştır. Dolayısıyla suçun maddi unsurlarının oluştuğuna ilişkin somut bir delil yoktur. Müvekkilim gazetecilik faaliyetini yerine getirmiştir. O dönemde gazetecilik yapan herkes ‘fuatavni’nin tweetlerini haberleştirmiştir. Müvekkilim 13 yıldır gazetecilik yapmaktadır. Geçmişte hiçbir mahkumiyeti yoktur. Müvekkillerin hakkında derhal beraat kararı verilmesini talep ediyorum” dedi.
Savcı beraat istedi
Savunmaların ardından duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını verdi. Savcı, suçlamaların aksine mahkumiyete yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delilin dosyada mevcut olmadığını, suçlamaya konu eylemlerin habercilik faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, sanıkların beraatına karar verilmesini talep etti.
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti yöneltilen suçlamanın kanunda suç olarak tanımlanmamış olması gerekçesiyle Harun Simavi, Erdal Güven ve Semin Sezerer’in beratına hükmetti.
Ne olmuştu?İstanbul başsavcılığı, Temmuz 2019'da Diken, T24 ve Birgün yöneticileri hakkında 2014-2016 'fuatavni' mahlaslı Twitter hesabından yapılan paylaşımları haberleştirdiği gerekçesiyle soruşturma başlatmıştı. Soruşturma sonucunda şüpheliler hakkında ayrı ayrı 'örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçlamasıyla dava açılmıştı. Diken hakkında hazırlananan iddianamede Harun Simavi, Erdal Güven ve Semin Sezerer hakkında kapsamlı bir inceleme yürütüldüğü, sonuçta 'FETÖ'yle hiçbir bağlantı bulunamadığı belirtilmiş fakat söz konusu tweetlerin haberleştirilmesi 'örgüte yardım' olarak değerlendirilip üç ismin yedi buçuk yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. |
(HA)
*Punto24 Dava Takip ve Diken'den derlenmiştir.