Frekans Bedeli için 22,5 Milyon YTL Ödendi

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) yayıncılık sektörünü düzenlemek adına başlattığı, karasal ortamda yayın yapan ve 1990 yılından bu yana kamuya ait kanal ve frekansları kullanan radyo ve televizyon kuruluşlarından 2006'dan itibaren alınan yıllık geçici kullanım bedeline dair ilk sonuçlar dün (25 Mayıs) açıkladı.

RTÜK Başkanı Dr. A. Zahid Akman'la Başkan Yardımcısı Dr. A. Vahap Darendeli ve üyeleri Prof. Dr. Davut Dursun, Arif Merdol, Şaban Sevinç, Prof. Dr. İlhan Yerlikaya ve Taha Yücel bir basın toplantısı düzenleyerek uygulamanın sonuçları hakkında bilgi verdiler.

Basın toplantısında konuşan RTÜK Başkanı Akman, "1,500'e yakın özel radyo ve televizyon kuruluşu, ilk defa kullandıkları kamu malı olan frekanslar için bir kira bedeli ödediler" dedi.

Akman: 252 TV ve 1090 radyo "bedel" ödedi

Akman, uygulama ile sayıları bin 500'e yaklaşan radyo ve televizyonun, frekans için ilk defa kira bedeli ödediklerini kaydetti ve "Yapılan çalışmalar sonucunda karasal yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarına yıllık geçici kullanım bedeli olarak 2006 yılı için 38,5 milyon YTL tahakkuk ettirildi" dedi.

Akman, uygulamayla RTÜK'e karasal ortamda yayın yapmak üzere lisans başvurusunda bulunan ve halen yayında olan 252 televizyon kuruluşuyla bin 90 radyo kuruluşuna, kullandıkları frekansların bedelini ödeme imkanı tanındığını belirterek, aynı zamanda karasal kanal ve frekanslardan ilk kez devlet bütçesine gelir tahsil edildiğini ifade etti.

"Sekiz ayda 22,5 Milyon YTL tahakkuk etti"

Radyo ve televizyon kuruluşlarının uygulamaya yönelik gösterdikleri hassasiyete de teşekkür eden Akman, "Uygulamaya ilişkin öngörülerimizin yüzde 100'e yakını tuttu. Beklediğimiz gelirin yüzde 90'ı, RTÜK hesabına yatırıldı" diye konuştu.

Türkiye'de ulusal, bölgesel ve yerel televizyonların yaklaşık 3 bin 874, radyoların da 2 bin 305 kanal ve frekans kullanmakta olduklarına dikkat çeken Akman, bunlarla ilgili tahakkuk eden rakamın 38 trilyon lira olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Özellikle söylemiş olduğum gibi kalkınmada öncelikle yöreler diye nitelendirdiğimiz gayri safi milli hasıladan daha düşük pay alan bazı illerimize yayınları götürebilmek, oradaki vatandaşlarımızın ulusal kaliteli yayınları daha net alabilmelerini sağlayacak bir cazibe merkezi haline dönüştürmek amacıyla yapmış olduğumuz bir takım indirimler yaklaşık 6 trilyon lira (6 milyon YTL).

"Hazırladığımız yönetmelik çerçevesinde bugüne kadar ilk defa yapılan bir uygulama olması hasebiyle 2006 yılının ilk dört ayıyla ilgili bir tahakkuk gerçekleştirmedik. Bunun yayıncı kuruluşlara bir haksızlık olacağını düşündük. O nedenle Mayıs 2006'dan itibaren 8 aylık dönemiyle ilgili tahakkuk eden rakam yaklaşık 22.5 trilyon lira (22 milyon 500 bin YTL). Bu tahakkuk eden rakamın da yaklaşık yüzde 90'ı şu anda RTÜK'ün banka hesaplarına geçmiş durumda."

"Artık elimizde yayıncı kuruluşlara ilişkin bilgi envanteri var"

Uygulamanın getirdiği olanaklar hakkında da bilgi veren Akman, daha önce kuruluşların bildirimi esas alınarak yürütülen verici açma, kapatma, enterferans ve diğer işlemlerin ilk kez yayıncı kuruluşların vermiş oldukları taahhütname karşılığı, yayıncı kuruluş ile Üst Kurul tarafından bilinen teknik kriterler çerçevesinde yürütüleceğini belirtti ve şöyle devam etti:

"İlk defa ülkemizde yayın yapan kuruluşlar yayın yaptıkları frekansları, bölgeleri, verici güçlerini bizlere beyan ettiler, bu beyanlarını bir taahhütname şeklinde gerçekleştirdiler.

"Şu anda ülkemizin dört bir tarafından 1100'e yakın çıkış noktasında yapılan yayınların hangi yayın kuruluşlarınca hangi frekanslarda hangi marka vericilerle ve hangi güçlerle yapıldığı konusunda artık elimizde yayıncıların taahhütleriyle oluşmuş bir bilgi envanteri var. Bu bugüne kadar yoktu.

"Bunun dışında özellikle standart dışı vericilerle yayın yapan yayın kuruluşlarına daha fazla ücretler tahakkuk ettirerek bunların standart seviyeye düşürülmesi noktasında bir arzumuz, amacımız vardı. Bu da gerçekleşti.

"İzinsiz yayınlardan anında haberimiz olacak"

"Yüksek ücret ödemek istemeyen yayıncı kuruluşlar yayın güçlerini verici güçlerini standarda indirerek, diğer yayınları enterfere etme, seyrüsefer güvenliğini olumsuz etkileyecek enterferanslara neden olmak gibi konularda hedeflediğimizi gerçekleştirdiler ve yayın güçlerini düşürerek yayın hayatının daha stabil daha düzgün ve izleyicilerin de daha net yayın almasını sağlayacak bir süreci sağladılar."

Boş bulunan frekanslardan yayın yapılmasına ilişkin şikayetlere değinen Akman, "Yıllardır mücadele ettiğimiz fakat sonuç almakta güçlük çektiğimiz bir durumdu. Şimdi Telekomünikasyon Kurumu ile yapmış olduğumuz protokol çerçevesinde bize taahhüt edilen ve beyan edilen frekansların Milli Monitöring Sistemine işlenmesinden sonra artık Türkiyemizin dört bir tarafından yapılacak illegal izinsiz yayınlar hakkında anında bilgi sahibi olunacak ve bilgiler sonucunda da müdahale edilerek illegal izinsiz yayınlara izin verilmeyecek" diye konuştu. (EÖ)