Freedom House İnsan Hakları Örgütü Türkiye hakkında “Demokrasi Krizi: Türkiye’de Yolsuzluk, Medya ve İktidar” özel raporunu hazırladı.
Gazeteciler, yayınevleri ve medya grupları üzerindeki hükümet baskısı ve Türkiye’de yaşanan demokrasi krizi arasındaki bağlantıları ortaya koyan rapor, Türkiye hükümeti, Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) Türkiye’de ifade özgürlüğünün korunması ve bağımsız medyanın desteklenmesi amacıyla açık, kısa ve uzun vadeli tavsiyelerde bulunuluyor.
Raporda, hükümetin medya üzerinde sıklıkla “kozlarını kullanarak hükümetin icraatlarıyla ilgili kamusal tartışmayı sınırladığı”, hükümetin iddialarına karşı çıkan gazeteci ve medya patronlarının cezalandırıldığı ifade ediliyor.
Susan Cork, Andrew Finkel, David J. Kramer, Carla Anne Robbins ve Nate Schenkkan’ın hazırladığı 20 sayfalık rapor Türkiye’de Medya Sektörü, Tarihsel Gelişim, Bir Tarih Dergisi Nasıl Oto Sansürün Kurbanı Oldu, Hapis ve Cezalandırma, Prognoz (bir hastalığın seyri hakkında tahmin) ve Önerilerbaşlıklı makalelerden oluşuyor.
Raporda NTV Tarih’in kapatılmasını kaleme alan Finkel “Bu derginin kapatılması ana akım medyanın kendi gölgesinden nasıl korktuğunun bir göstergesi” diye yazdı.
Hükümetin kozu: Medya patronlarıyla ekonomik ilişkiler
Rapor’da aktarılan AKP hükümetinin medya üstündeki baskıları özetle şöyle:
* Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kendisini eleştiren gazetecilere sürekli saldırmaya devam ediyor.
* En az 59 gazeteci Gezi direnişi sebebiyle işini kaybetti. 17 Aralık yolsuzluk operasyonu ile de işlerini kaybeden köşe yazarları oldu.
* Hükümetin medya üzerindeki en büyük kozu ekonomik ilişkileri. Hükümete yakın olan milyar dolarlık sözleşmeler imzalarken, hükümeti eleştiren yayın sahibi olan holdinglerse vergi soruşturmalarına ve yüksek cezalara mahkum ediliyor.
* Milli İstihbarat Teşkilatı, adli soruşturmayı engellemek için uydurma isimlerle birçok gazeteciyi dinlediği ortaya çıktı.
* Çoğu Kürt medyasından olmak üzere onlarca gazeteci cezaevlerinde hapis. Hükümet mahkeme salonlarını gazetecilerin peşinden gitmek için kullanıyor. Uluslararası kamuoyundan gelen eleştirilere rağmen hakaret Türk Ceza Kanunu’nda hala suç.
Tespitler
* AKP hükümeti Türkiye vatandaşlarının haber alma özgürlüğü ve sağlıklı bir kamusal tartışma yürütme hakkını görmezden gelmesi.
* Sorunun kalbinde daha özgürlükçü bir ortam yaratma sözüyle iktidara gelen hükümetin eleştiriye tahammülünün olmaması.
* Referandumdan başarılı çıkmış ve parlamentonun çoğunluğuna sahip olan AKP hala daha devletin elinde tuttuğu keyfi iktidarı reddetmiş değil.
* Türkiye otoriteryen bir ülke.
* Raporda Erdoğan - Bülent Arınç geriliminde, Başbakan’ın “Biz aramızda çözeriz” sözünün altı gazete tarafından aynı gün manşetten verildiğine dikkat çekildi.
Öneriler
Freedom House’un Türkiye’ye önerileri şöyle:
* AKP artık, özgür kamusal tartışma ortamın engellenmesinin vatandaşları daha da yabancılaştırdığının ve ülkenin istikrarını tehlikeye attığını fark etmeli.
* Basına yönelik tüm tehdit ve baskılar sona ermeli.
* İfade özgürlüğünü tehit eden yasalarda düzenleme yapılmalı. Terörle Mücadele Kanunu ile TCK 301 kaldırılmalı. TCK 220 ve 125 yeniden düzenlenmeli.
AB’ye öneriler şöyle:
* Türkiye için temel barometre olarak basın özgürlüğü alınmalı.
* Serbest viza protokolü düzenlenmeli. Türkiye vatandaşlarının da Avrupa’ya vizesiz girişi sağlanmalı.
* Temel hak ve özgürlükleri düzenleyen 23. ve 24. Fasıllar açılmalı.
ABD’ye öneriler ise şunlar:
* AKP hükümetinin otoriteryenliği daha fazla göz ardı edilemez. ABD en kısa zamanda Türkiye’deki son gelişmeleri göz önünde bulundururarak politikalarını düzenlemelidir.
* Türkiye ile ilişkilerinde basın özgürlüğü ve insan hakalrını temel alan yeni bir strateji çerçevesi hazırlamalıdır.
Raporun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz. (EA)