Şarkıcı Barbara “muhteşem yaş: 20”yi kutladı fakat aslında 17 endüstriyel ülke üzerine yapılan yeni bir araştırmanın da gösterdiği gibi (yaşları 15 ve 23 arasında değişen) genç Fransalılar diğer 16 ülkenin gençlerine kıyasla en karamsar olanlar...
Bir öğrencinin hayatı “gül bahçesi” olmaktan epey uzak ve bu durum belirsiz geleceklerine daha da gölge düşürüyor. Çoktan “inancını yitirmiş” bu gençlere bir göz atalım...
“Kendimi kaybolmuş hissediyorum ve hayatımla ne yapmak istediğimi bilmiyorum.”
22 yaşındaki Emma böyle diyor ve sürdürüyor:
“NHC’de müşteri ilişkileri sorumlusuydum ama artık ticaretten hoşlanmıyorum. İsteksizliğme rağmen, bu işi yaparak bir yılımı boşa harcadım. İlgilendiğim alanlar var ama gitmek istediğim tüm okullar çok pahalı.”
Her yıl Emma gibi birçok öğrenci Fransa eğitim sistemi yüzünden hayal kırıklığına uğruyor. Sonuçsa şu: Gençlerin yüzde 60’ı daha ilk yıllarında sınıfta kalıyor. Ortaöğretimleri sırasında hâlâ çocuk muamelesi gördüklerinden çoğu liseye geçtiğinde afallıyor çünkü bir anda kendi başlarına kalıyorlar ve sistem içlerine çok da sinmeyen kriterleri kullanmalarını öğütleyerek onlardan seçim yapmalarını istiyor, böylece onları yanlış yönlendiriyor.
Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’nden (CNRS) Olivier Galland durumu “Öğrencilere lisede verilen danışmanlık değersiz! Gençler okulu kendilerini geliştirmek için bir yer olarak değil, toplumsal statüde hangi basamağa denk geldiklerini belirleyen bir yer olarak algılıyor. Ve okulun belirlediği bu statü gençleri hayatları boyunca takip ediyor. Çünkü Fransa’da diplomalara tapınma söz konusu” diyerek özetliyor. Ardından ekliyor:
“Popüler inancın aksine, genç Fransız kadınları hâlâ ailelerinin evinden erken ayrılıyor ancak öğrenciler Kuzey Avrupa ülkelerindeki etkili sosyal yardımlardan ve Güney Avrupa’daki aile desteğinden mahrumlar.”
Genç kuşak yoksullaşıyor
Bu yoksulluk nedeniyle üniversiteye gitmeyi seçmek genç kadınlar için çoğunlukla kabusa dönüşüyor. Aslında bu kadınların bazıları şok edici kiralar ödedikleri yıpranmış odalarda kalabilmek için düşük ücretli işlerde çalışıyor. “Eğitimimi finansa edebilmek için hep çılgınca çalıştım” diyerek açıklıyor 21 yaşındaki Anaïs:
“Geçen yıl Mart'tan Hazirana kadar, haftasonları da dahil olmak üzere hergün işe gidiyor ve 8:00’den 17:00’ye ve 18:00’dae 23:00’e kadar çalışıyordum. Günün geri kalanınıdaysa dersleri yakalamaya ve sınavlara çalışmaya uğraşıyordum. Geceleri dört saat uyuyordum. Vücudum bu strese katlanamıyordu: 1.65 boya 42 kilo kalmıştım ve daha iyi hissetmek için uyuşturucuyla anti depresan kullanmaya başlamıştım. Psikolojimdeki bozukluk fiziksel rahatsızlıklara da dönüştü. Kalın bağırsağım yüzünden rahatsızlık çeker oldum. Herhangibir şeyi, herhangi bir saatte yiyordum ve korkunç hissediyordum. Her zaman stresliydim, kafama sürekli bir şeyi takıyordum: her harcamamı minimumda tutmaya çalışmak ve bu arada derslerimde başarılı olmak...”
Anaïs artık kendine karşı bu kadar acımasız değil ama geleceğini sağlamak için hâlâ sıkı çalışıyor:
“Doktora yapmak istiyorum bu nedenle her ay kenara 40 Euro koymak zorundayım. Maddi kaygıları olmayanlar aynı zamanda sınıfın da birincileri... Rüya gibi bir hayat yaşıyorlar.”
Poitiers’te Hukuk ikinci sınıf öğrencisi olan 19 yaşındaki Camille, Anaïs kadar stresli değil. Yine de tüm harcamalarını ailesinin gönderdiği 380 Euro ve bebek bakıcılığından kazandığı bir miktar para ile karşılamak zorunda: faturalar, ulaşım, kitaplar...
“Her zaman meteliksizim. Bazen okul arkadaşımla tek bir yemek fişini paylaşmak zorunda kalıyoruz. Bu çok stresli... Pek fazla uyumuyorum. Çok fazla sigara ve kahve tüketiyorum. Kısacası, bir insanın yapmaması gereken her şeyi yapıyorum. Son zamanlarda çok bitkin düştüm, iki kere ciddi ateş düşüklüğü geçirdim. Bazen eğitimi tamamlayabileceğimden kuşku duyuyorum. Gururum ve istekliliğim beni ayakta tutan yegane şeyler...”
Daha iyi bir hayata erişmek için bir şeyler başarmak... Bu 19 yaşındaki Hanane’nin de hayali:
“Bir diploman ve sosyal statün olmadan zavallı bir durumun olacağını çocukken bile biliyordum. Bu nedenle mümkün olan en iyi eğitimi, en kısa zamanda almaya karar verdim. Ama babam aniden öldü, annem evi terk etti ve büyük ablam her şeyle ilgilenmeye başladı. Onun sayesinde liseyi bitirebildim ve şimdi ticarette çok elit bir üniversitenin giriş sınavlarına hazırlanıyorum. Sınavda başarısız olamam, aksi takdirde ablam yok yere fedakarlık yapmış olur. Şu sıralar erkek kardeşimle birlikte yaşıyoruz ama bazen kirayı ödeyemiyoruz. Hayallerim ve günlük yaşantım arasındaki açı o kadar fazla ki bazen ölecek gibi hissediyorum. Hazırlık sınıfına kabul edilmeyi başarırsam bankalar bana kredi verecekler...”
Seks işçiliği: En üst sınır
Yüksek ekonomik istikrarsızlığın rüyalarından uyandırmasıyla, bu öğrenciler yağmacılar için “kolay av” haline geliyor. Kimi kiracılar barınma krizi yaşayan öğrencilere evlerinde bir oda veya koltuk teklif ediyor, karşılığındaysa onlardan çeşitli “servisler” bekliyor, bu servislerse çoğunlukla cinsel.
İnternet bu tip ilanlar bakımından oldukça zengin:
“Bazı erkekler bu genç kadınların umutsuzluğundan fayda sağlamaya çalışıyorlar. İnternette sörf yapanları bu ilanlarla ilgili uyarıyoruz ama her ilan için bir araştırma yürütmemiz de mümkün değil” diyor devlet için çalışan uzmanlardan biri.
23 yaşındaki Zara, son çare olarak bu yönteme yöneldiğini itiraf ediyor, gerekçesi ekonomik. Üç yıl önce, Paris Paname internet sitesine bir ilan vermiş:
“Genç bir kadın karşılığında servis vermek üzere kalacak yer arıyor.”
Zara “Ütü, bebek bakıcılığı gibi ev işlerini düşünüyordum fakat sadece 10 erkek ilanımla ilgilendi ve onların da tek isteği seksti” diyor.
15 bin ile 40 bin öğrencinin rağbet ettiği bir diğer trendse eşlikçilik, diğer bir deyişle, öğrencilerin ara sıra seks işçiliği yapması. Laura "eşlikçi kadın" olarak yaşadığı deneyimleri "Mes chères études. Etudiante, 19 ans, job alimentaire : prostituée" adlı kitapta topluyor, yaşadığı finansal problemlerin onu seks işçiliği yapmaya nasıl yönlendirdiğini anlatıyor.
Bu Laura’ya göre çok uzun süre dayanamadığı bir dehşet:
"Eğitimim hâlâ sürüyor ve hâlâ diğer öğrencilerin yaşadığı hayatı finanse etmem benim için zor ama artık kendimi satmıyorum. Durumumun aniden farkına vardım ve içine düştüğüm döngüden kendimi çıkardım. Artık eğitimimi tamamlamak ve uygun koşullarda çalışmak istiyorum."
20 yaşındaki her genç kadın gibi...
* Çeviren Gökçe Gündüç