Fransada Kültür Varlıkları Atölyesi (Atelier du Patrimoine) bizdeki Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu muadili bir kurum. Bu kurum bizdeki kurulların işlevini görüyor ve yerel yönetime bağlı.
Bugün AB ve UNESCO nezdinde, özellikle de Akdeniz çevresinde bulunan ülkelerde tarihi kent dokularıyla öne çıkan yerleşimlerin gelişim ve koruma planlarına da danışmanlık yapan Drocourt, bu süre içinde İstanbulla benzer özellikler taşıyan Marsilya kentindeki uygulama deneyimlerini örneklemek, yerel yönetimlerle kültür varlıklarının korunması konusunda katılımcıları bilgilendirmek üzere yerel yönetim (Beyoğlu Belediyesi) ve STKlar ile bir takım atölye çalışmaları, konferanslar, incelemeler gerçekleştirdi.
Drocourtun üstlenmiş olduğu görev ve elde ettiği deneyim, kültür varlıklarının korunması konusu ve yerel yönetimler açısından Türkiye için çok önemli bir örnek oluşturuyor.
Bu örneğin özelliği, gerek koruma mekanizmasının Fransada siyasal yapıdan özerk işleyişi, gerekse de yerelleşmiş olması.
Kentler Köprüsü başlığı altında sürdürülen programda AB yerel yönetimler mevzuatının Türkiye ile uyumlulandırma sürecinde karşılıklı olarak yerel yönetim uygulamaların ve yöntemlerin paylaşılması amaçlanıyor. Türkiyede yerel yönetim yasalarında yapılması planlanan son değişiklikler kültür varlıklarını koruma mekanizmalarının yerelleşmesini öngördüğü için bu karşılaşma ayrıca önemli.
Çünkü Türkiyede aşağı yukarı herkes mevzuat değişikliğine odaklanırken Drocourtun çalışmaları mevzuatın yeniden biçimlendirilmesi olmaktan çok, sürekli uygulamayla karşılıklı etkileşim içeren bir yöntem arayışı örneği sunuyor. Mevzuattaki değişimden çok uygulama aracılığıyla mevzuatın geliştirilmesi konusunda ayrıntılı ipuçları taşıyor. Dolayısı ile Drocourtun örneğini kültür varlıklarının korunması konusunda kamu yönetimleri arasındaki bir yetki paylaşımı düzenlemesi olmaktan çok, yerel halkla iletişime dayalı, özerk uzmanlık kurumları ile gerçekleşen bir kurumlaşma süreci olarak okumak gerekiyor.
Bu açıdan bakıldığında Drocourtun deneyimi ilginç bir hayat hikayesi ve bir yerel kurumsallaşma deneyimi örneği. Şehir merkezindeki mimarlık mirası ve arkeolojik kalıntıların korunmasıyla ilgili sorunlardan hareket eden Drocourt kişisel mücadelesi ile Marsilya Belediyesinin ve Fransada yerel yönetimlerin kültür varlıklarının korunması konusunda bir kurumsallaşma sağlamasına ve yetkilendirilmesine yol açan gelişmelerde öncü bir rol oynamış.
İlk önce yalnızca 200 hektarlık SİT alanının korunmasından sorumlu olan görevi daha sonra atölyenin başarısı ve uluslar arası kuruluşlar (UNESCO ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı) tarafından da tanınınca, 24.000 hektarlık kent alanı bütünüyle atölyenin yönetimine verilmiş. Devletin sorumluluğunda olan anıt yapılar ve arkeolojik değerlerle ilgili olduğu kadar atölyenin yerel yönetimlerin bütün uygulamaları ile ilgili sorumluluğu bulunuyor. Yılda yaklaşık 4.000 başvuruyu değerlendiren atölyenin bir başvuruyu değerlendirme süresi ortalama bir hafta. (Bizde koruma kurullarında ortalama iki sene beklendiğini hatırlatalım.)
En büyük çalışmalar için dahi bu süre iki haftayı geçmiyor. Ancak atölyenin yapı tipleri, yüzey kaplama cinsleri, arkeolojik katmanlar üzerine yapılan araştırmalar ile elinde birikmiş kapsamlı bir kent arşivi bulunuyor ve bu arşiv sürekli araştırmalar ile geliştiriliyor. Tekil çalışmalar bu arşivin yaratmış olduğu birikim ile sürekli alışveriş içinde. Bu nedenle bir taraftan değerlendirme süreleri kısalırken, bizdeki koruma kurullarının bir benzeri olan atölye yaptığı yayınlar, kılavuzlar ile her türlü mimari uygulama için proje hazırlıklarına katkıda bulunuyor. Dolayısı ile atölye İşlevini yalnızca denetimle sınırlandırmıyor. Her bölgenin, her yerleşim tipinin kendine özgü karakteristikleri olduğundan hareketle oluşturulan arşiv, yayınlarla yerel halka ulaşan yönlendirici bir bilgi bankası olarak işlev görüyor.
Atölyenin işlevleri halkla sürekli temas içinde, halkın isteklerinin, tepkilerinin alınması, kuralların önceden bilinmesi ve tam uygulanması ile yerine getiriliyor. Bu nedenle hem kurallar kesin olarak uygulanıyor, hem de bu kurallar yerel halkın hayatını zorlaştırmak yerine mülklerinin, mahallelerinin, şehirlerinin daha nitelikli, yapılarının daha güvenli olmasını sağlıyor.
İstanbul için görüşü sorulduğunda bir şeyleri daha iyi yapmak için hiçbir zaman geç değildir diyen Drocourt, Marsilyada kurulan atölyenin bu süre içinde nasıl tanındığını ve bu süre içinde bir dolu genel sekreter, belediye başkanı değişmesine rağmen görevini başarıyla sürdürdüğünü tutkulu bir mücadele, iletişim ve yüzünü halka dönen bir kamu işlevi ile açıklıyor.
Atölyenin gelişmesi, imar planlarından ulaşım projelerine kadar her konuda kesin bir denetim işlevi olan ve kuralları tam olarak uygulayan bir yönetim işlevi ile eşanlamlı. Drocourt tepeden inme projeler yapan, halka rağmen zorla kültür ve doğa varlıklarını koruyan bir uzman olarak değil, bilgi paylaşımını hedef alan bir uzmanlık işlevi ile ilgili olarak otuz senelik yöneticilik görevini sürdürüyor. Şimdi bu örneğe bakıp nasıl bir sonuç çıkaralım?
Fransada koruma uzmanlarının yerel yönetimlere daha iyi proje tekliflerinde bulundukları sonucunu mu? Ya da Türkiyede Drocourt çapında uzman olmadığını mı? Yoksa uzmanlığın yönetimlerle olduğu kadar halkla iletişim içinde, tutkulu ve tıpkı bir misyoner gibi çalışmak anlamına mı geldiğini? (KG/EK)