Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) ve Fransız Basını Ulusal Federasyonu, Nisan sonunda yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçim adaylarını gerekli düzenlemeler konusunda uyardı.
Uygulamalar AİHM'e ters
Demokratik bir toplumda basın özgürlüğünün yararı gözeten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) içtihadı, haber verme hakkına öncelik tanıyor. Bu düzenlemeleri hiçe sayan Fransa yargısının tutumu 2001'de iyice kendisini gösterdi.
10 gazeteciye gözaltı
2001 yılında, Fransa'da 10 gazeteci kamu çıkarını yakında ilgilendiren dosyaları araştırdıkları için yargılandılar. "Asılsız haber yazmak" da mahkemelerde gazetecilerin karşısına çıkarılan bir diğer gerekçe oldu.
Falcone Davası : "Genelde asılsız"
Bir tek, Angola'ya yasadışı silah satışını ele alan Falcone Davası kapsamında iki ulusal gazete ve dört gazeteci "genelde asılsız" bulunan araştırma yazıları nedeniyle ilk yargılamaları sonunda Paris Asliye Ceza Mahkemesi'nde mahkum edildiler.
Mahkemeye göre, gazetecilerin açıkladıkları olaylar "her ne kadar ayrık bir şekilde asılsız değilse de genelinde asılsız".
Çok tartışma yaratan yasa
Gazetecilerin yargılanmasına yol açan bir diğer yasa ise 15 Haziran 2000'de yürürlüğe giren, "mahkeme kararı tescil edilmedikçe herkes suçsuzdur" ilkesine dair yeni düzenleme.
Elf Davası : Kabak gazetecinin başına...
Elf Davası'nın başlıca sanığı, Sante Cezaevi'nde bulunan Elf Şirketi müdürlerinden Alfred Sirven'e ait bir fotoğrafın yayımladıkları için bir gazeteci, 1881 tarihli yasaya yeni eklenen söz konusu 35. madde uyarınca
6 bin 98 Euro'luk para cezasına çaptırıldı.
Lady Diana Kazası
İngiltere prensesi Lady Diana'nın kaza sonucu ölümüne ilişkin açılan davadan 1999'da kurtulan foto muhabirleri, uzaktan kazayla ilgili yolda çekilen çektikleri fotoğraflar nedeniyle 2001 yılında, "özel hayatın gizliliğine aykırı" davrandıkları gerekçesiyle yargılandılar.
Geleneksel kıstaslara "modern" yaptırımlar
Daha da vahimi ise yargı, şahsa karşı suçlarlın cezalandırması amacıyla basın özgürlüğüne getirilen geleneksel kıstaslarına ek olarak, gazetecileri ellerinde bir takım bilgi ve belgeler bulunup bulunmamasına göre de işlem yapıyor.
Elysee Sarayı'nda Telekulak" Davası
Temyiz Mahkemesi, "Elysee'de Telekulak" Davası kapsamında sorgu hakimliğinden gelen belgeleri yayımladıkları için gazetecilere verilen mahkumiyeti 2001 yılında onamakla "soruşturmanın gizliliği ilkesinin ihlaline" dair bir suçun varlığını da tescil etmiş oldu.
Soruşturmanın gizliliği, meslek sırrı...
Yasal olarak gazeteciler, ne hakimler, savcılar, polis ve katipler gibi soruşturmanın gizliliği ilkesine, ne de avukatlar gibi meslek sırrı ilkesine bağlı kalabilirler.
Baskı 1990'lardan sonra
Gazeteciler, "soruşturmaya ait bilgi ve belgelerin gizliliği" ve bunlara aykırılık iddialarıyla soruşturma ve kovuşturmalara konu olması 1990'lı yıllardan itibaren gündeme gelen siyasi-ekonomik nitelikli davalarla başladı.
Belgeleri yargı teslim etmedi
Bu tarihten itibaren bu gerekçeler gazeteciler için de ileri sürüldü. Mery Kaseti'nin kaydedilmesi ve yayımlanması davasıyla ilgili olarak dinlenen gazeteci Arnaud Hamelin'a, Ekonomi Bakanı Dominique Strauss-Kahn'a açılan soruşturma kapsamında, "soruşturma için gerekli belgeleri adalete teslim etmeyi reddettiği için" soruşturma açılmıştı.
Basına "anormal bir müdahale"
1999'da benzer bir dava kapsamında AİHM Fransa'yı mahkum ettiyse de o dönem Fransa Yüksek Mahkemesi aldığı bir kararla, gazetecileri bu tür davalara dahil etmesine dönük yeni uygulamayı onadı. Oysa AİHM, o dönem, meslek sırrının ihlali yoluyla ele geçen bir belgenin yayımıyla ilgili verilen yargı kararını, ifade özgürlüğüne karşı geliştirilen anormal "bir müdahale" olarak değerlendirmişti.
Kendini savunan gazeteci mahkum edildi
Fransız mahkemelerin bu içtihadı, iftirayla suçlanan gazetecilere, "meslek sırrı" gerekçesiyle, kendi iddialarına, araştırmalarına ve iyi niyetlerine ilişkin yeni kanıtları mahkeme dosyaya eklemekten alıkoyuyor.
Bu nedenle, Mayıs 2001'de bir gazeteci, iki yıl öncesine ait bir dava dosyasındaki bilgileri kendi savunması için değerlendirdiği gerekçesiyle mahkum edildi.
Hastalıklı Kan Nakli
Fransa Yargıtay'ı, Hastalıklı Kan Nakli Davası kapsamında doktor Garetta'ya yönelik asılsız haber yaptığı gerekçesiyle günlük bir gazetenin mahkum edilmesini 2001 yılında onarken, savunma avukatlarının iddiasına göre, iddiaları araştıran gazetecinin ciddi bir araştırma ile gerçek bilgilere ulaştığının kanıtlanması için belge sunmasını ise "soruşturma ait bilgi ve belgelerin yayımlanamayacağı" gerekçesiyle karşı çıktı.
Gazeteci iki ateş arasında
Gazeteci böylece iki ateş arasında kalıyor. Bir yandan, iddialarını kanıtlamazsa "asılsız haber yaymak" tan suçlu bulunacak, diğer yandan ise kanıt ortaya koymaya kalktığında "soruşturmanın gizliliği"ne aykırı davranıyor olacak.
Bazen gazetecide bilgi çoktur
Bazen gazetecilerin elinde, soruşturma makamının elinde olduğundan daha fazla bilgi bulunur. Benzer şekilde, gazetecinin elindeki dosya, hakim elindeki dava dosyasına göre daha ileri bir aşama da olabilir. O vakit, hakimin eğilimi daha çok gazeteciye kaynağını açıklaması yönünde baskı yapma yönünde oluyor.
Bu yolla Fransa'da haber kaynağının gizliliğine saygı zaman zaman ayaklar altına alındı.
Korsika, Brötanya, Siyasi-ekonomik Davalar
Eylül 2001'de, Korsika sorunu uzmanı gazeteci Jean-Pierre Rey,Terörle Mücadele Ulusal Birimi'nde (DNAT) terörizm konusunda uygulanan en azami süre olan dört gün süreyle gözaltına alındı. Gazeteci, uzun süre sorguda tutularak üstü kapalı olarak davayla tehdit edildi. 20 ay içerisinde 4 muhabir daha benzer koşullarda Brötanya ve Korsika bölgelerinde meydana gelen silahlı eylemlere ilişkin veya siyasi-ekonomik içerikli davalar kapsamında gözaltında tutuldu ve "dinlendi".
Şirket bilançosuna gözaltı
Duyurulmasından önce Matra Aérospatiale Grubuna ait bir bilançoya 1999'da yer veren gazeteci Hubert Levet, Paris'te mahkemece uzun süre sorgulanarak haberinin kaynağını açıklamaya zorlanmıştı. Ancak gazeteci bunu açıklamayı reddetmişti.
Bunun üzerine, gazete binasında polis aramalar yaptı, gazetecinin konuşmaları da dinlemeye alındı. Şubat 2002'de ise gazetecinin yargılanmasına gerek olmadığına karar verildi.
Mery Kasedi
Ekim 2000, gazeteci Arnaud Hamelin, 48 saat süreyle gözaltında tutularak Mery kasetinin hangi koşullarda kayda alındığını ve kaydedildiği andan Le Monde gazetesinde yayımlanmasına kadar olan sürecine ilişkin sorular soruldu.
15 Haziran 2000 tarihli Yasa uyarınca, bir kişi ancak bir suç işlediği veya işlemeye kalkıştığına dair "bir veya birden fazla güçlü kanıt" olması halinde gözaltına alınabilir.
Gazetelere suçlu muamelesi
Fransa'da gazeteciler, iki yıldan bu yana, asıl olarak ellerindeki bilgileri vermeleri için baskı gördüklerini belirtiyorlar. Oysa, gazeteciler haber kaynağının gizliliği ilkesiyle koruma altına alınmış olması gerekiyor.
Söz edilen alanlarda araştırma yapan gazeteciler, yargı tarafından çoğu kez isnat edilen suçun sanıkları imişler gibi muamele görüyorlar.
Skandala varan bu karışıklığa, son yıllarda mali davaları araştıran yargı görevlileri veya terörle mücadele görevlileri yol açıyor.
Basının görevi yargının göreviyle çakışmaz
Bilgiyi araştırma ve yayma gazetecinin mesleğinin temel işlevidir. Yargıya intikal eden kamu yararı yönü bulunan ve kamuoyunu ilgilendiren davalarda gazeteciler özgürce işlevlerini görmeye devam etmeliler. Bu görev yargının göreviyle çakışan bir görev değildir. Gazeteci görevini bütün sorumluluğuyla yerine getirmek durumundadır. Yeter ki bilgi doğru olsun ve demokratik toplum içerisinde katılımcı bir işlevi olan bireye saygı içersin.
Seçim adaylarından talep
Fransa Basını Ulusal Federasyon Genel Başkanı François Devevey ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü genel sekreteri Robert Ménard, Fransa'da ay sonunda yapılacak iki turlu Cumhurbaşkanlık Seçimleri öncesinde seçim adaylarından; gazetecilerin araştırma sonucu elde edilen bilgiler konusunda dinlenmeleri aşamasında daha etkin bir şekilde korunmaları için Fransa Ceza Usulü Kanunu 109. maddesi 2. bendinin değiştirilmesini istedi.
Hem yasal hem de uygulamada değişiklik isteği
Bu konuda günümüze kadar yapılan tüm itiraz başvuruları reddedildi. Kuruluşlar, söz konusu düzenlemenin hem yasal hem de uygulama temelinde gerçekleştirilmesini, elde ettikleri bilgileri özgürce yayma konusunda gazetecilerin sistemli bir biçimde mahkemelerde hesap verme durumuyla karşı karşıya bırakılmamalarını talep etti. (BB)