Geçtiğimiz pazar, genel seçimlerin ikinci turu sonunda Fransa ulusal meclisinde birinci parti konumuna yükselen Yeni Halk Cephesi, seçim sonuçlarının kesinleşmesine karşın salı günü hükümet kurma hakkının derhal kendilerine verilmesini istedi.
Fransa İçişleri Bakanlığının açıkladığı resmi sonuçlara göre, Yeni Halk Cephesi'nin 577 üyeli ulusal mecliste 181, Macron’un merkezci Birlikte İttifakı'nın 160, Marine Le Pen’in protofaşist Ulusal Birlik'inin 143 sandalye kazandığı kesinleşti. Mutlak çoğunluk için 289 sandalye gerekiyor.
Parçalı parlamento
Fransa'nın modern tarihinde ulusal meclisin bu şekilde parçalı olarak teşekkül etmesi sık raslanılan bir durum değil. Egemen güçler, pazar günkü ikinci tur sonrasında bir tek parti çoğunluk hükümeti kurulamamasının, Avrupa Birliği'nin ikinci büyük ekonomisinin felç olması riskini artırdığı iddiasını tekrarlarken, Macron pazartesi günü, istifa eden Başbakan Attal'ın yeni hükümet kurulana kadar görevde kalmasını istedi. Paris Olimpiyatları'nın başlamasına üç haftadan az süre var ve çarşamba günü Washington'daki NATO zirvesine katılmak üzere yola çıkacak olan Macron'un gelecek haftadan önce yeni hükümet için bir görevlendirme yapması olasılığı yok.
Macron'un darbesi mi?
Associated Press'in (AP) haberine göre, Yeni Halk Cephesi'nin önde gelen üç partisi, Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Sosyalistler (PS) ve Yeşiller (LV) başbakan adaylığı konusunda karara varmak üzere müzakerelere başladı. Cephe, açıklamasında Macron'a "derhal Yeni Halk Cephesi'ne yönelmesi" ve hükümet kurma görevini kendilerine vermesi çağrısında bulundu. Attal'ın "uzun süre görevde tutulması"nın seçim sonuçlarını yok sayma girişimi olarak görülebileceğini söyledi.
Sol ittifak açıklamasında, Cumhurbaşkanını "kurumları gasp etme yönündeki her türlü girişime karşı ciddiyetle uyar[dı]" ve "Cumhurbaşkanının sonuçları görmezden gelmeye devam etmesi, anayasamıza ihanet ve demokrasiye karşı darbe anlamına gelecektir, şiddetle karşı çıkıyoruz." dedi.
Yeni Halk Cephesi'nde arayış
Sol ittifakta, seçimlerde önde gelen adaylardan biri olarak siyaset sahnesine beklenmedik bir şekilde geri dönen ve kendi kenti Corrèze seçim çevresinden milletvekili seçilen Fransa'nın eski Sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande'ın adı da başbakan adayları arasında geçiyor.
Yeşiller milletvekili Cyrielle Chatelain, Yeni Halk Cephesi'nin "ülkedeki önde gelen Cumhuriyetçi güç [olduğunu] ve bu nedenle Fransız halkının beklediği kamucu politikaları uygulayacak bir hükümet kurmanın onun sorumluluğunda [olduğunu]" söyledi.
Fransa'da aşırı sağı iktidardan uzak tutmak hedefiyle seçime kısa süre kala alelacele kurulan sol ittifaktaki görüşmeler iç anlaşmazlıklar nedeniyle karmaşıklaşıyor.
AP'nin haberine göre, başbakanlık için ittifakın sol kanadı kararlı bir sol şahsiyet üzerinde ısrar ederken merkez sola daha yakın olanlar daha uzlaşmacı bir şahsiyet arayışında. Fransa yönetim sistemine göre, başbakan parlamentoya karşı sorumlu ve güven oylamasıyla düşürülebiliyor.
Mélenchon: "Taleplerden taviz yok"
Cephenin merkez gücü Boyun Eğmeyen Fransa'nın (LFI) lideri Jean-Luc Mélenchon, hükümete gelmeleri halinde asgari ücretin artırılması, emeklilik yaşının düşürülmesi, enerji ve gıda fiyatlarında indirime gidilmesi taleplerinden taviz vermeyeceklerini açıkladı. Mélenchon, "Bu ülke sözler veren ama yerine getirmeyen liderlerin yalanlarından çok çekiyor" diyerek ilkelerinden geri adım atmayacaklarını söyledi.
LFI milletvekili Mathilde Panot, "Boyun Eğmeyen Fransa milletvekilleri ulusal meclise bir muhalefet gücü olarak değil, ülkeyi yönetmeyi amaçlayan bir güç olarak giriyorlar." dedi.
Sosyalist partinin baş müzakerecisi Johanna Rolland'a göreyse, gelecekteki başbakan, ılımlılarının çoğunun itirazıyla karşı karşıya olan Boyun Eğmeyen Fransa'nın kurucusu Jean-Luc Mélenchon olamaz.
France 2 televizyonunda konuşan Rolland, sol ittifakın Macron'un Birlikte ittifakının merkez sol üyeleriyle çalışabileceğini öne sürdü.
Eski Meclis Başkanı: "Seçmenler
birlikte çalışmamızı emrediyor"
“Bana göre Fransız halkı bize açık bir mesaj verdi." diyen Macron'un merkezci ittifakından, ulusal meclisin seçimlerden önceki başkanı Yael Braun-Pivet'ye göre, "[Seçmenler] belirli bir siyasi bloğa mutlak çoğunluk vermek istemediler, bu yüzden [milletvekillerine birbirlerini dinlemeyi], birlikte [çalışmayı]" emrediyorlar. "Yapmamız gereken de bu." diyor.
Buna karşılık seçimden ikinci çıkan merkez sağ, hükümet için Boyun Eğmeyen Fransa'nın koalisyondan dışlanması, sol ittifakın daha ılımlı unsurlarıyla işbirliği aranması peşinde.
Macron'un Dışişleri Bakanı Stéphane Séjourné, "AB ve Ukrayna'ya destek, antisemitizmle mücadele ve yatırımları artırma hedeflerinin kırmızı çizgileri olduğunu" söyleyerek "Bu[nun] Mélenchon ve Boyun Eğmeyen Fransa'nın hükümette yer almamasını gerektir[diğini]" iddia etti.
(AEK)