1994 yılında yaklaşık yüz gün içinde 800 bin Tutsi'nin ve çatışmalarda yer almayan Hutu'nun aşırı uç Hutular (Interahamwe) tarafından öldürülmüştü.
Bakanlık ayrıca, Fransa'nın söz konusu komisyonu tanımadığını açıkladı.
Ruanda 8000 soykırım mahkumunu serbest bıraktı
Ruanda, "hükümlülerin fazlalığından" dolayı, 1994 yılında yaşanan soykırımdan tutuklu bulunan 8 bin mahkumu önceki gün (20 Şubat) serbest bıraktı. Karar soykırımdan kurtulanlar tarafından tepkiyle karşılandı.
Fransa'nın katliamdaki rolü
Dünyadaki soykırımlara seyirci kalmayacağını söyleyen Fransa ve ABD gibi ülkeler, bölgeye müdahale etmemek için Birleşmiş Milletler'de (BM) soykırım sözcüğünü içeren tüm önergelerde değişiklik isteyerek, belgelerden çıkartılmasını istemişlerdi.
Katliam haberlerini alan Ruanda Yurtseverler Birliği (RYB) üyeleri ülkenin doğusundan girip katliamcılarla savaşarak başkente kadar ülkeyi ele geçirmişlerdi.
Bölgeye müdahaleden uzak durmaya çalışan Fransa, ani bir kararla, katliamı destekleyen ve o anda legal olarak tanınan Hutu hükümetine askeri yardıma başladı.
Bölgede hızla ilerleyen Fransa askerleri, Kigali'nin batısından Kongo'ya kadar olan bölgenin yönetimini ele geçirdi ve RYB askerlerinin girmesini engelleyip, bölgedeki katliama müdahale etmedi.
O ana kadar 600 bin insan öldürülmüşken, kendi sorumlulukları altındaki bölgede 200 bin kişinin daha öldürülmesine seyirci kaldılar.
Ruanda katliamı
1973'te Hutu Juvénal Habyarimana bir darbeyle iktidarı ele geçirdi, bir Hutu milliyetçisi olduğundan Tutsiler açısından pek fazla değişiklik olmadı.
1980 yılına kadar komşu ülkelerdeki Tutsi nüfusu 500 binlere kadar ulaştı. Eğitimli ve kalifiye kişiler olmaları sebebiyle gittikleri ülkelerdeki önemli kadroları ele geçirerek ülkelerine dönüş için organize olmaya çalıştılar.
Bu amaçla kurulan Ruanda Yurtseverler Birliği (RYB) Ruanda hükümetine baskı kurmaya çalıştı ancak politik bir çözüme varılamadı.
Uganda'daki kamplarından çıkıp Ruanda'da hükümetle silahlı mücadeleye başladıkları 1 Ocak 1990'dan 1992'ye kadar bir iç savaş yaşandı; ancak Ağustos'ta imzalanan ateşkesle geçici olarak savaş durduruldu.
Bu sürede soruna "kalıcı çözüm" bulmak isteyen aşırı uçtan Hutular aldıkları kararları hayata geçirmeye kadar verdiler. Interahamwe adı verilen yerel yarı-askeri örgütler kurdular, Tutsileri ve ılımlı Hutular'ı fişlediler.
6 Nisan 1994'te tarihin gördüğü en kanlı katliamlardan birisi radyoda yapılan anonslarla başladı.
ABD, baskı yaparak ve bölgede öldürülen 10 BM askerini sebep göstererek, BM Barış Gücü askerlerinin çekilmesini sağladı. Bunun üzerine katliam daha da şiddetlendi.(NZ/TK)