Libération gazetesi, Fransa'nın eski sömürgesi Djibuti'de Ekim 1995'te belirsiz koşullarda ölen Fransız yargıç Bernard Borrel'in eşinin düzenlediği bir basın toplantısını haberleştirdiği için "ifitira" iddiasıyla mahkum edilmişti.
Yargıcın yargıç eleştirisini haberleştiren Libération mahkum
Muhabir Brigitte Vidal-Durand'ın imzasıyla ve "Bir hakimin ölümü: Eşi yargıç ve polisleri hedef aldı" başlığıyla 14 Mart 2000 tarihinde çıkan haberle ilgili olarak, soruşturmanın "yanlı", "yavaş" ve "gelişigüzel" yürütüldüğü ve uygulamada "çok sayıda usulsüzlük" tespit edildiğine yer verdiği için, Paris Asliye Ceza Mahkemesi 13 Mart 2001'de mahkumiyet kararı vermişti.
Aralarında profesyonel Yargıçlar Derneği başkanı Dominique Matagrin ile Hakimler ve Savcılar Sendikası Başkanı Anne Crenier'in de bulunduğu basın toplantısı sırasında Borrel soruşturmasını yürüten yargıçlar hakkında işlem yapılmasını talep eden eşi, soruşturmayı eleştirmiş ve aksadığını düşündüğü yönlerini aktarmıştı.
Versailles Yüksek Mahkemesi'ne yapılan itiraz da, "haberciler gerekli dikkati göstermediği ve nesnelliği vahim şekilde ihlal ettikleri" gerekçesiyle reddedilmişti.
AİHM: Medya yargının işleyişini de eleştirecek
2003 yılında başvuruyu kabul eden AİHM, Fransa'nın yargı gücünün tarafsızlığını ve sorgu hakimlerinin itibarını korumak gibi meşru bir hedef gözetebileceğini ancak demokratik bir toplumda "bekçi köpeği" rolünün bir gereği olarak medyanın, yargı işleyişi dahil kamu yararı olan tüm gelişmeleri aktarmak durumunda olduğunu anımsattı.
Soruşturmanın zaten kamuoyunun bilgisinde olduğunu, haberde de zaman zaman "şart kipi" ve tırnak işaretleri kullanılarak kesin kanaat oluşumuna karşı özen gösterildiğini belirten AİHM, Versailles Yüksek Mahkemesi'nin kararını eleştirerek, gazetecilere haberi aktarırken hangi tekniğe başvurmaları gerektiği konusunda akıl verilemeyeceğini bildirdi.
AİHM, haberde geçen bazı sıfatların gazetecilere ait olmayıp basın toplantısı sırasında dile getirilen ifadeler olduğunu kaydetti; Yargıtay'ın gazetecilerin itirazını reddetme gerekçelerinin belirgin ve yeterli olmadığını duyurdu.
"Haber biraz abartabilir, provoke edebilirdi de!"
AİHM, gazetecilerin haberlerinde mümkün olduğu halde "abartma" veya "provokasyon"a dahi başvurmadıklarını belirterek, iki yargıca yönelik "açık saldırı" niteliğinde bir ifadeye rastlanmadığını kaydetti.
AİHM, mahkumiyet kararında "iyi niyet yokluğu"na dair gerekçelerinin basının denetleyici rolü ve ifade özgürlüğü hakkıyla bağdaşmadığını ve cezaların "demokratik bir toplamda gereksiz" olduğunu açıkladı. (EÖ)